Çarşamba, Aralık 4, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Amerikan insan hakları ve Kent State Üniversitesi öğrencilerinin öldürülmesi

Mayıs 1970’te Kent State Üniversitesi’nde sert bir çatışma yaşandı. Vietnam Savaşı’na ve ABD’nin Kamboçya’yı işgaline karşı gösteri yapan öğrenciler, Ohio Ulusal Muhafızları tarafından benzeri görülmemiş bir şiddetle karşılandı.

Nixon, Amerikan kuvvetlerinin Kamboçya’ya saldıracağını duyurduktan sonra; Amerika’da geniş çaplı protestolar yaşandı. Kent State Üniversitesi öğrencileri protesto mitinginde Nixon aleyhine sloganlar attı.
Ama bu sadece hikayenin başlangıcıydı.


2 Mayıs Cumartesi günü Ohio Ulusal Muhafızları binlerce öğrenciye saldırdı ve askerler ikisini süngüyle yaraladı, çok sayıda öğrenciyi tutuklayıp hapsetti.

3 Mayıs Pazar günü öğrenciler kampüste yeniden toplandı ancak Ohio Ulusal Muhafızları onları göz yaşartıcı gazla dağıttı. Bu eyleme tepki olarak Şahr Meydanı’nda toplanan protestocu öğrenciler, Beyaz Saray yetkililerinden yanıt talep etti.

Fakat şiddetin zirvesi 4 Mayıs Pazartesi günü yaşandı. Ohio Ulusal Muhafızları ilk önce toplantıyı süngülerle durdurmaya çalıştı, ancak kısa süre sonra öğrencileri silahla katletti. 4 öğrenci hayatını kaybetti, 9’dan fazla kişi ağır yaralandı, bir kişi ise felç oldu. Bu olay birçok Amerikan üniversitesinde ve Amerikan halkında yaygın rahatsızlıklara ve protestolara neden oldu.

Ancak öyle görünüyor ki, bu basit toplumsal protestoda bu düzeyde şiddet kullanılmasının nedeni, Vietnam Savaşı’nın o dönemde Amerikan hükümetinin kırmızı çizgisi olarak bilinmesiydi.

Amerika, insan haklarının tek savunucusu olmak için yoğun propaganda yapmasına rağmen, Demokrat ve Cumhuriyetçi elitlerin onayladığı makro politikalarına karşı tek bir öğrenci protestosunu bile gündeme getirmedi.

Kent State katliamına karşı yapılan halk protestolarının ardından bu katliamın failleri sahte bir duruşmayla suçlamalardan beraat etti ve Nixon’ın onları temize çıkarmak için büyük çaba harcadığını gösteren belgeler Amerikan medyasında yayınlandı.

Ancak Kent State’in hikayesini gizli tutmaya yönelik tek girişim bu değildi. Bugün, o olayın üzerinden neredeyse kırk yıl geçtikten sonra, internetin ve sosyal medyanın derin denizinde bu katliamın en küçük kanıtını, işaretini bulmak çok zor ve zordur.

Yalnızca tüm bu zorluklara rağmen Amerika’nın iddia ettiği insan haklarına sırtını döndüğünü, hiçbir sloganına uymadığını unutmuyoruz.
Bugün tarihte araştırmaya gerek yok ve Amerikan üniversitelerinde Filistin ve Gazze halkına destek konusunda yaşananlar, Amerika’nın insan haklarına destek konusunda gerçek yüzünü gösteriyor.

Amerikagozlemi.com

Popüler Yazılar