Cuma, Ekim 4, 2024

popüler

New York Times:ABD doğrudan müdahil olacak mı?

ABD doğrudan müdahil olacak mı? Geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de başlayan saldırılardan beri savaşın tüm bölgeye yayılacağından korkuluyordu. Beklenen topyekün savaş geldi çattı. Şimdi asıl sorular çatışmanın ne kadar tırmanacağı ve ABD'nin İsrail'in savunmasına doğrudan müdahil olup olmayacağı NYT savaştaki asıl soruyu inceledi: ABD doğrudan müdahil olacak mı? David E. Sanger / New York Times Orta Doğu'da uzun zamandır korkulan 'büyük savaş' geldi. Geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de İsrail'de yaklaşık 1.200 kişinin katledildiği görüntülerin tüm dünyaya yayılmasından bu yana geçen 360 gün boyunca ABD Başkanı Joe Biden, Hamas'ın terörist saldırısının İran'ın diğer vekili Hizbullah'la ve nihayetinde İran'ın kendisiyle bir çatışmaya dönüşmesine izin verilmemesi konusunda her fırsatta uyarılarda bulundu. İsrail'in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'a suikast düzenleyip Lübnan'ı karadan işgal etmeye başlaması ve İran'ın salı günü İsrail'e yaklaşık 200 füze fırlatarak misilleme yapmasının ardından, 1967 Arap-İsrail Savaşı'ndan bu yana bölgenin en tehlikeli dönemlerinden biri yaşanıyor. Şimdi asıl sorular çatışmanın ne kadar tırmanacağı ve ABD'nin daha doğrudan müdahil olup olmayacağı. Biden'ın durduramadığı sarmal Son birkaç gün bir dönüm noktası olabilir. İsrail'in cuma günü Nasrallah'ı öldürmesinden bu yana Biden yönetimi daha geniş çaplı bir savaşa karşı uyarıda bulunmaktan savaşı yönetmeye çalışmaya doğru kayıyor. Yetkililer İsrail'in İran'a karşılık verme hakkını savunurken, İran'ın nükleer tesislerine yönelik, çatışmayı kontrolden çıkarabilecek doğrudan saldırılara karşı tavsiyelerde bulunuyorlar. Biden'ın uyarıda bulunduğu ancak bölgedeki büyük Amerikan güçlerine rağmen durduramadığı sarmal budur. Görev olduğunu savundu İsrail'in eski ABD Büyükelçisi, tarihçi ve ülkenin en şahin diplomatlarından biri olan Michael Oren, “İsrail'in bakış açısına göre 7 Ekim'den bu yana bölgesel bir savaşın içindeyiz ve bu savaş artık topyekûn bir savaşa dönüştü. Ulusal bekamız için bir savaşın içindeyiz, nokta" dedi. Ardından önümüzdeki birkaç hafta içinde kazanmanın, “Holokost'un ardından yaratılan” bir ulus için bir “görev” olduğunu söyledi. Bilinmeyen ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İran'a karşılık verip vermeyeceğini değil ama nasıl karşılık vereceğini düşünürken bu varoluşsal misyonu nasıl yorumlayacağı. Biden'ın uyarıları etkisiz kaldı Biden'ın uyarıları, modern zamanların en korkunç terör saldırılarından birinin ardından dayanışma göstermek için 7 Ekim'den iki haftadan kısa bir süre sonra İsrail'e yaptığı ziyaretle erkenden başladı. Bu, Biden'ın Netanyahu ile yaptığı bir dizi hararetli görüşmedeki tavsiyesine rağmen İsrail'in Gazze Şeridi'ni havadan yok etmesinden ve ordusunu karadan göndermesinden önceydi. İsrail'in Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarına ve telsizlere bubi tuzağı kurarak Lübnan'ın dört bir yanında patlatmasından ve İsrail'in Nasrallah'ı öldürmekle kalmayıp Hizbullah liderliğinin çoğunun başını sistematik olarak kesmesinden önceydi. Yönetimin İsrail'in 21 günlük ateşkese katılacağını ima etmesinden, ancak Netanyahu'nun buna yine karşı çıkmasından ve Nasrallah'ı öldüren saldırıyı onaylamasından önceydi. Sağ ve sol farklı eleştiriyor Biden'ı eleştiren sağcılara göre tüm bunlar Amerika'nın tereddütlerinin, İsrail'i kayıtsız şartsız destekleme konusundaki isteksizliğinin, her yardım sözünü ABD'nin 11 Eylül saldırılarından sonra yaptığı hataları yapmaması için bir uyarı ile nüanslandırmasının sonucuydu. Sol kesimdeki eleştirmenlerine göre son 10 günde yaşananlar, Biden'ın Gazze'de 41.000'den fazla insan öldükten sonra İsrail'den Amerikan silahlarını çekme tehdidi de dahil olmak üzere Amerikan kozunu kullanmadaki başarısızlığının bir başka örneği. Netanyahu'nun ABD'nin onayını aldığı açık Pek çok İsrailli için bu tırmanış kaçınılmazdı; ulusun 1948'de kurulmasıyla başlayan hayatta kalma mücadelesinin bir başka bölümüydü. Netanyahu'nun misilleme yapmak için ABD'nin onayını aldığı açık. Salı günü Beyaz Saray'da Biden'ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, İran saldırısının büyük ölçüde, gelen füzeleri nasıl engelleyeceklerini planlamak için aylarca uğraşan ABD ve İsrail güçlerinin koordineli çabaları sayesinde yenilgiye uğratıldığını ve etkisiz hale getirildiğini söyledi. Sullivan gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu saldırının ciddi sonuçları olacağını açıkça belirttik ve bunu sağlamak için İsrail'le birlikte çalışacağız” dedi. Kritik seçim savaşı etkileyecek Amerikalı yetkililer Netanyahu'yu tam anlamıyla bir savaşa yol açmadan ikna edebileceklerine inanıyorlar. Ancak İsrail başbakanının Amerikan başkanlık seçimlerine kadar geçecek beş haftayı, bu programı yıllarca geriye götürmeye çalışmak için uygun bir zaman olarak görebileceğini de kabul ediyorlar. Ne de olsa eski Başkan Donald Trump İran'ın askeri altyapısına yönelik büyük bir saldırıdan şikayetçi olmazdı ve Demokratlar da salı günkü füze saldırısından sonra İsrail'i dizginlemekle suçlanmayı göze alamazlar. NATO'nun eski yüksek müttefik komutanı General Wesley K. Clark salı günü CNN'de yaptığı açıklamada “İsrail orantısız olmak için elinden geleni yapacaktır” dedi. Beyaz Saray yetkilileri ise tam tersi bir görüşe sahip: Netanyahu'nun orantılı olmaktan başka bir şey yapamayacağını söylüyorlar. Riskler var Bu yeni dönem pek çok risk barındırıyor. Füze gücünün İsrail ve Amerikan silahlarını geçememesi nedeniyle hayal kırıklığına uğrayan İran'ın nihayet nükleer silah için yarışmanın zamanı geldiğine kendini inandırması ve bu riskli hamleyi iPhone'lara, çağrı cihazlarına ve bilgisayar sistemlerine sızmış bir düşmanı durdurmanın tek yolu olarak görmesi riski var. İran'da ılımlı bir cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen Devrim Muhafızları'nın ülke içindeki tartışmaları kazanması ve füze programlarını ve nüfuz ajanlarını iki katına çıkarması riski var. Atlantik Konseyi Scowcroft Orta Doğu Güvenlik Girişimi Direktörü Jonathan Panikoff, “Tam ölçekli bir savaş ya da daha sınırlı bir savaş bile Lübnan, İsrail ve bölge için yıkıcı olabilir. Ancak bundan beklenmedik fırsatlar da doğacaktır; örneğin İran'ın Hizbullah'ı yeniden yapılandırma çabalarını aktif bir şekilde engelleyerek bölgedeki kötü etkisini zayıflatmak gibi. Ve yeni yönetim bu fırsatlardan yararlanmaya hazır olmalıdır" dedi. Eski savaşlar ve sıcak savaşlar bunlar olur. Yeni güç dinamikleri, doldurulması gereken boşluklar yaratırlar. Ancak daha geniş çaplı savaşların bir kez başladıktan sonra tekrar kutuya konmasının yıllar alması tehlikesi devam eder. Nükleer silahların, balistik füzelerin ve tırmanma içgüdüsünün varlığı özellikle zehirli bir karışım yaratıyor.

Editörün seçimi

ABD, Rus şirketi Kaspersky’nin yazılımlarının satışını yasaklıyor

ABD yönetiminin, Rusya merkezli Kaspersky Lab tarafından geliştirilen yazılımların ABD'de satışını yasaklayacağı aktarıldı.

Aksa Tufanı operasyonu Siyonist rejim için en ölümcül darbe oldu… İşte kayıplar!

7 Ekim’de Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları tarafından başlatılan Aksa Tufanı, işgal rejimini adeta felç etti. İsrail rejimi felaketin boyutlarını gizlese de verdiği kayıplar felaketin boyutunu gözler önüne seriyor.

Yemen ABD ve İngiltere ile yeni angajman kuralları belirledi

Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti Savunma Bakanı, yaptığı konuşmada ABD ve İngiltere'ye karşı yeni angajman kurallarını açıkladı.

TIME dergisine göre İsrail, dünya çapında destek kaybediyor

Time dergisinde, 7 Ekim'den bu yana İsrail'e yönelik desteğin dünya çapında azaldığı belirtildi.

Ensarullah: ABD ve İngiltere Kızıldeniz’i zelilce terk edecek

Yemen Ensarullah Hareketi siyasi büro üyesi, ABD ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik saldırılarının hiçbir etkisinin olmadığını söyledi.

Ensarullah: ABD’nin hiçbir saldırısı cezasız kalmayacak

Ensarullah hareketinin lideri Abdulmelik el-Husi katıldığı canlı yayında ülkesine yapılan hiçbir ABD saldırısının cevapsız kalmayacağını söyledi.

Irak, Amerikan askerlerini kovmak istiyor

Irak Başbakanı Muhammed Şii El Sudani, Bağdat'ta üst düzey bir milis komutanının hava saldırısında ABD tarafından öldürülmesinin ardından uluslararası koalisyon güçlerini ülkeden çıkarmak için yeni bir süreç başlatma sözü verdi.

Bakan Fidan, Blinken’a ABD’den F-16 alım sürecinin sonuçlanmasının beklendiğini vurguladı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’la yaptığı görüşmede muhatabına, Türkiye'nin F-16 alım sürecinin sonuçlanmasını beklediğini ve İsveç’in NATO üyelik süreciyle ilgili nihai kararın TBMM'ye ait olduğunu ifade etti.

Türkiye

ANALİZ

New York Times:ABD doğrudan müdahil olacak mı?

ABD doğrudan müdahil olacak mı? Geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de başlayan saldırılardan beri savaşın tüm bölgeye yayılacağından korkuluyordu. Beklenen topyekün savaş geldi çattı. Şimdi asıl sorular çatışmanın ne kadar tırmanacağı ve ABD'nin İsrail'in savunmasına doğrudan müdahil olup olmayacağı NYT savaştaki asıl soruyu inceledi: ABD doğrudan müdahil olacak mı? David E. Sanger / New York Times Orta Doğu'da uzun zamandır korkulan 'büyük savaş' geldi. Geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de İsrail'de yaklaşık 1.200 kişinin katledildiği görüntülerin tüm dünyaya yayılmasından bu yana geçen 360 gün boyunca ABD Başkanı Joe Biden, Hamas'ın terörist saldırısının İran'ın diğer vekili Hizbullah'la ve nihayetinde İran'ın kendisiyle bir çatışmaya dönüşmesine izin verilmemesi konusunda her fırsatta uyarılarda bulundu. İsrail'in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'a suikast düzenleyip Lübnan'ı karadan işgal etmeye başlaması ve İran'ın salı günü İsrail'e yaklaşık 200 füze fırlatarak misilleme yapmasının ardından, 1967 Arap-İsrail Savaşı'ndan bu yana bölgenin en tehlikeli dönemlerinden biri yaşanıyor. Şimdi asıl sorular çatışmanın ne kadar tırmanacağı ve ABD'nin daha doğrudan müdahil olup olmayacağı. Biden'ın durduramadığı sarmal Son birkaç gün bir dönüm noktası olabilir. İsrail'in cuma günü Nasrallah'ı öldürmesinden bu yana Biden yönetimi daha geniş çaplı bir savaşa karşı uyarıda bulunmaktan savaşı yönetmeye çalışmaya doğru kayıyor. Yetkililer İsrail'in İran'a karşılık verme hakkını savunurken, İran'ın nükleer tesislerine yönelik, çatışmayı kontrolden çıkarabilecek doğrudan saldırılara karşı tavsiyelerde bulunuyorlar. Biden'ın uyarıda bulunduğu ancak bölgedeki büyük Amerikan güçlerine rağmen durduramadığı sarmal budur. Görev olduğunu savundu İsrail'in eski ABD Büyükelçisi, tarihçi ve ülkenin en şahin diplomatlarından biri olan Michael Oren, “İsrail'in bakış açısına göre 7 Ekim'den bu yana bölgesel bir savaşın içindeyiz ve bu savaş artık topyekûn bir savaşa dönüştü. Ulusal bekamız için bir savaşın içindeyiz, nokta" dedi. Ardından önümüzdeki birkaç hafta içinde kazanmanın, “Holokost'un ardından yaratılan” bir ulus için bir “görev” olduğunu söyledi. Bilinmeyen ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İran'a karşılık verip vermeyeceğini değil ama nasıl karşılık vereceğini düşünürken bu varoluşsal misyonu nasıl yorumlayacağı. Biden'ın uyarıları etkisiz kaldı Biden'ın uyarıları, modern zamanların en korkunç terör saldırılarından birinin ardından dayanışma göstermek için 7 Ekim'den iki haftadan kısa bir süre sonra İsrail'e yaptığı ziyaretle erkenden başladı. Bu, Biden'ın Netanyahu ile yaptığı bir dizi hararetli görüşmedeki tavsiyesine rağmen İsrail'in Gazze Şeridi'ni havadan yok etmesinden ve ordusunu karadan göndermesinden önceydi. İsrail'in Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarına ve telsizlere bubi tuzağı kurarak Lübnan'ın dört bir yanında patlatmasından ve İsrail'in Nasrallah'ı öldürmekle kalmayıp Hizbullah liderliğinin çoğunun başını sistematik olarak kesmesinden önceydi. Yönetimin İsrail'in 21 günlük ateşkese katılacağını ima etmesinden, ancak Netanyahu'nun buna yine karşı çıkmasından ve Nasrallah'ı öldüren saldırıyı onaylamasından önceydi. Sağ ve sol farklı eleştiriyor Biden'ı eleştiren sağcılara göre tüm bunlar Amerika'nın tereddütlerinin, İsrail'i kayıtsız şartsız destekleme konusundaki isteksizliğinin, her yardım sözünü ABD'nin 11 Eylül saldırılarından sonra yaptığı hataları yapmaması için bir uyarı ile nüanslandırmasının sonucuydu. Sol kesimdeki eleştirmenlerine göre son 10 günde yaşananlar, Biden'ın Gazze'de 41.000'den fazla insan öldükten sonra İsrail'den Amerikan silahlarını çekme tehdidi de dahil olmak üzere Amerikan kozunu kullanmadaki başarısızlığının bir başka örneği. Netanyahu'nun ABD'nin onayını aldığı açık Pek çok İsrailli için bu tırmanış kaçınılmazdı; ulusun 1948'de kurulmasıyla başlayan hayatta kalma mücadelesinin bir başka bölümüydü. Netanyahu'nun misilleme yapmak için ABD'nin onayını aldığı açık. Salı günü Beyaz Saray'da Biden'ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, İran saldırısının büyük ölçüde, gelen füzeleri nasıl engelleyeceklerini planlamak için aylarca uğraşan ABD ve İsrail güçlerinin koordineli çabaları sayesinde yenilgiye uğratıldığını ve etkisiz hale getirildiğini söyledi. Sullivan gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu saldırının ciddi sonuçları olacağını açıkça belirttik ve bunu sağlamak için İsrail'le birlikte çalışacağız” dedi. Kritik seçim savaşı etkileyecek Amerikalı yetkililer Netanyahu'yu tam anlamıyla bir savaşa yol açmadan ikna edebileceklerine inanıyorlar. Ancak İsrail başbakanının Amerikan başkanlık seçimlerine kadar geçecek beş haftayı, bu programı yıllarca geriye götürmeye çalışmak için uygun bir zaman olarak görebileceğini de kabul ediyorlar. Ne de olsa eski Başkan Donald Trump İran'ın askeri altyapısına yönelik büyük bir saldırıdan şikayetçi olmazdı ve Demokratlar da salı günkü füze saldırısından sonra İsrail'i dizginlemekle suçlanmayı göze alamazlar. NATO'nun eski yüksek müttefik komutanı General Wesley K. Clark salı günü CNN'de yaptığı açıklamada “İsrail orantısız olmak için elinden geleni yapacaktır” dedi. Beyaz Saray yetkilileri ise tam tersi bir görüşe sahip: Netanyahu'nun orantılı olmaktan başka bir şey yapamayacağını söylüyorlar. Riskler var Bu yeni dönem pek çok risk barındırıyor. Füze gücünün İsrail ve Amerikan silahlarını geçememesi nedeniyle hayal kırıklığına uğrayan İran'ın nihayet nükleer silah için yarışmanın zamanı geldiğine kendini inandırması ve bu riskli hamleyi iPhone'lara, çağrı cihazlarına ve bilgisayar sistemlerine sızmış bir düşmanı durdurmanın tek yolu olarak görmesi riski var. İran'da ılımlı bir cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen Devrim Muhafızları'nın ülke içindeki tartışmaları kazanması ve füze programlarını ve nüfuz ajanlarını iki katına çıkarması riski var. Atlantik Konseyi Scowcroft Orta Doğu Güvenlik Girişimi Direktörü Jonathan Panikoff, “Tam ölçekli bir savaş ya da daha sınırlı bir savaş bile Lübnan, İsrail ve bölge için yıkıcı olabilir. Ancak bundan beklenmedik fırsatlar da doğacaktır; örneğin İran'ın Hizbullah'ı yeniden yapılandırma çabalarını aktif bir şekilde engelleyerek bölgedeki kötü etkisini zayıflatmak gibi. Ve yeni yönetim bu fırsatlardan yararlanmaya hazır olmalıdır" dedi. Eski savaşlar ve sıcak savaşlar bunlar olur. Yeni güç dinamikleri, doldurulması gereken boşluklar yaratırlar. Ancak daha geniş çaplı savaşların bir kez başladıktan sonra tekrar kutuya konmasının yıllar alması tehlikesi devam eder. Nükleer silahların, balistik füzelerin ve tırmanma içgüdüsünün varlığı özellikle zehirli bir karışım yaratıyor.

Amerika

Amerika seçimleri

NATO

spot_img

YORUM

Fidan: İsrail savaşın bölgeye yayılmasını istiyor

Bakan Fidan: İsrail savaşın bölgeye yayılmasını istiyor

Röportaj

Fidan: İsrail savaşın bölgeye yayılmasını istiyor

Bakan Fidan: İsrail savaşın bölgeye yayılmasını istiyor

diş siyaset

Filistin & israil

Ekonomi

İŞ dünyası

Bilim ve Teknoloji

Orta doğu

Latin Amrika

Tarih

Amerikan insan hakları ve Kent State Üniversitesi öğrencilerinin öldürülmesi

Mayıs 1970'te Kent State Üniversitesi'nde sert bir çatışma yaşandı. Vietnam Savaşı'na ve ABD'nin Kamboçya'yı işgaline karşı gösteri yapan öğrenciler, Ohio Ulusal Muhafızları tarafından benzeri görülmemiş bir şiddetle karşılandı.

‘Haavara Anlaşması’ ve Siyonistler ile Nazilerin ilişkileri

Öykü A. ile Marbuta'da yayımlanan makalesinde bahsettiği Haavara Analaşmasının detaylarını ve Yahudi düşmanı olan Naziler ile Yahudiler için bir ulus devlet kurma iddiasındaki Siyonistler neden ve nasıl işbirliği yaptığını konuştuk.

ABD Irak’a saldırmak için ‘öldürülen bebekler’ yalanını nasıl kullandı?

ABD'nin 1991'deki Birinci Körfez Savaşı öncesinde kamuoyunun algısını şekillendirme amacıyla başvurduğu yalanlardan biri de "bebeklerin öldürüldüğü" iddiasıydı.

 İsrail’in meşruiyetine giden en önemli adım: Camp David Anlaşması

Mısır ve İsrail, İsrail'in bölgede meşru bir aktör haline gelişinin başlangıcı olan Camp David Anlaşmaları'nı 1978 ve 1979 yılında imzaladı.

Nisur Meydanı Katliamı’nın 16’ncı yılı

16 Eylül 2007'de Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD Büyükelçiliğine ait konvoya eşlik eden Blackwater çalışanları, Nisur Meydanı’ndan geçtikleri sırada Iraklı sivillerin üzerine ateş açtı.

Henry Kissenger: 3 milyon insanın katili

Grandin; Vietnam Savaşı'nın uzamasına yardım ettiği, Kamboçya, Doğu Timor ve Bangladeş'teki soykırımlara destek verdiği, Afrika'nın güneyindeki iç çatışmaları tırmandırdığı ve Latin Amerika'daki darbeleri ve ölüm mangalarını desteklediği için Kissenger’ın ellerinde en az 3 milyon insanın kanı olduğunu da ekliyor.

Şili’deki Amerikan darbesi 50 yıl sonra belgelendi

Şili’de seçimle başa gelen ABD karşıtı Salvador Allende hükümetine 11 Eylül 1973'te kanlı bir askeri darbe ile son verildi. ABD’nin darbenin yapılacağını çok önceden bildiği 50 yıl sonra gizliliği kaldırılan bir rapor ile belgelendi.

biyogerafi

Avrupa

ABD, Rus şirketi Kaspersky’nin yazılımlarının satışını yasaklıyor

ABD yönetiminin, Rusya merkezli Kaspersky Lab tarafından geliştirilen yazılımların ABD'de satışını yasaklayacağı aktarıldı.

ABD, Avrupa ve Ortadoğu’yu kaybetti

Rus siyaset bilimci Dmitry Drobnitskiy, ABD’nin Türkiye’nin Rusya ve Çin’e yaklaşmasından endişe duyduğu ve bu nedenle Ankara üzerindeki baskısını giderek artırdığını belirtti. Türkiye'nin Rusya'ya yaptırım uygulama konusundaki isteksizliği ve bu durumun ABD'yi endişelendirdiğine ilişkin haberler daha önce basında yer almıştı. Ayrıca, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hakan Topkurulu, Sputnik’e verdiği demeçte, ABD'nin Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin tamamen kesilmesini istediğini ve baskı uyguladığını söylemişti. MİT Müsteşarı İbrahim Kalın ise Türkiye'nin Rusya’ya karşı yaptırımlarının her şeyden önce Ankara'yı etkileyeceğini ifade etmişti. ABD dış ve iç politikaları alanında uzman Rus siyaset bilimci Dmitriy Drobnitskiy, ABD’nin ikincil yaptırımlar bağlamında Türkiye'ye yönelik baskı politikasının niteliğini ve bunun arkasında yatan nedenleri Sputnik’e değerlendirdi. Drobnitskiy, Türkiye’nin ABD’nin baskısına ekonomik argümanlarla direnmeye çalıştığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “İlk argüman; yaptırımlara katılmanın ekonomik bedelleri olduğu, ekonomiyi olumsuz etkileteceği yönünde. Amerikan yaptırımlarının ilk 9 ayında, yaptırımlara katılmın dayatıldığı diğer ülkelerde olmak üzere, tüm Avrupa ülkeleri buna benzer şeyler söyledi. Bütün bu meselenin arkasında daha ciddi ve temel bir şey daha var: Amerikalı politikacıların çoğu, ABD’nin Avrasya'da her yönden kötü durumda olduğunu çok iyi anlıyor. Acil önlem almazlarsa Avrasya'dan atılacaklar. Avrupa’da kalabilirler, ancak Avrupa'yı da kendileri mahvetti. Orada sağcılar ya da küreselleşme karşıtları iktidara gelebilir; bu da ikinci soru, çünkü kim gelirse gelsin, yanmış bir tarlaya gelecektir. Avrupa bana göre, basitçe düşüşe başladı.” ABD’nin Avrasya ve özellikle Ortadoğu'daki gücünü kaybetmesi nedeniyle baskı araçları kullanmaya başladığını vurgulayan Drobnitskiy, şöyle devam etti: “Genel olarak ABD, Avrasya'nın geri kalanından uzaklaştırılıyor. Aynı zamanda Türkiye, Avrasya'nın, büyük Ortadoğu bölgesinin kilit oyunculardan biri. Onsuz pek çok şey yürümüyor. Dolayısıyla ABD, Türkiye'nin NATO ülkesi olması nedeniyle de ona tutunmak istiyor. Burada önemli olan, yaptırım altındaki Rusya ile ticari ilişkiler de dahil olmak üzere, Türkiye'ye ne kadar çok sürecin bağlı olduğu değil.Her şeyi olduğu haliyle bırakırlarsa, Rusya ve Çin'in yaptığı her şeye Türkiye'nin de katılacağı ve her şeyin burada biteceği yönünde bir anlayış hakim.” Rus siyaset bilimci, ABD’nin Avrasya’yı kaybetmemek için buradaki ülkelere Rusya karşıtı bir yönelimi dayatmak için her şeyi yapacağına dikkat çekti: “ABD zaten Ortadoğu'yu kaybetmiş durumda ve eğer bir veya iki ülke daha Pax Americana'dan uzaklaşırsa, bunun geri dönüşü olmayacak. Dolayısıyla elbette Türkiye üzerinde baskı olacak. ABD, paralel ithalatlara yönelik ikincil yaptırımlar da dahil olmak üzere Vietnam, Kuzey Kore ve hatta Güney Kore'ye de baskı uygulayacak. Yani Avrasya birliğinin Pax Americana'dan kopmaması, kıtanın tümünün ABD’nin kontrolünden çıkmaması için tüm bu ülkelere Rusya karşıtı bir yönelimi empoze etmek için her şeyi yapacaklar.” Türkiye'nin Amerikalıların gerçek niyetini anladığını ve baskılarına direndiğini kaydeden Rus uzman, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Bu durumda Türkiye elbette bağımsız bir politika izlemeye, manevra yapmaya çalışıyor. Uzun zamandır bunu benzersiz konumu sayesinde başarıyor. ABD baskısını giderek artırıyor ama Türkiye de Amerika'nın sonsuz dostluk sözü vereceği, güzellikler vaat edeceği ama fırsatını bulduğunda ‘bir kenara atacağını’ gayet yi biliyor”

Asya

Çin’den ABD’nin nükleer stratejisindeki odak değişimi iddiasına tepki

Çin, ABD Başkanı Joe Biden'ın "Çin tehdidine yeniden odaklanan gizli nükleer stratejiyi" onayladığı iddiasına tepki gösterdi.

Washington’un Kore ve Japonya ile Oynadığı Tehlikeli Oyun Nereye Varacak?

Pars Today- Güney Kore Dışişleri Bakanı Cho Tae-yul, Seul, Tokyo ve Washington arasında güvenlik işbirliğini artırma konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Afrika

Nijer, ABD ile askeri işbirliği anlaşmasını feshetti

Nijer'de askeri hükümet, ABD ile olan askeri işbirliği anlaşmasının feshedildiğini duyurdu.

Nijer ABD ile askeri anlaşmayı iptal etti

Nijer, ABD ile olan askeri iş birliği anlaşmasını "derhal...