Cumartesi, Nisan 27, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Siyonist Yazar Lior Weintraub: Biden İsrail’e Derinden Bağlı

Amerika’daki başkanlık seçimleri start aldığı günden itibaren Trump’a yakın duran ve hatta açık bir şekilde destekleyen Siyonist İsrail, Joe Biden’in kazanmasıyla birlikte doksan derece dönüş yaparak pozisyon değiştirdi. Bu değişimin aslında Siyonizmin genel itibariyle söz konusu kendi çıkarı olduğunda satamayacağı adam yoktur. Kendilerine gönderilen peygamberlere acımayan bu ırkçı topluluk, Trump’a mı acıyacak?

Trump’ın başkanlık görevinin son gününe kadar hizmet ettiği Siyonist İsrail, koltuğu devralan Biden’a yaslandı ve Trump’ı bir paçavra gibi kullanıp kenara attı.

ABD’deki başkanlık seçimleri öncesi Biden’a karşı olan ve Trump’ın kazanması için her türlü desteyi sunan İsrail rejimi, Biden’a methiyeler düzmeye başladı. Oysa seçimler öncesi en yetkili Siyonist ağızdan hedef alınarak, Biden seçimleri kaybetmeli! Kaybetmeli, yoksa İran’la bir anlaşmaya varılması kaçınılmaz olur…

Biden kazandı, işgalci rejim anında döndü ve şimdi Biden hükümetini avuçları içine almaya çalışıyor.

İsrail Hayom sitesi yazarlarından Lior Weintraub bugün ki köşesinde ABD-İsrail ilişkilerinin derin ve aynı amaç doğrultusunda hareket ettiğine dikkat çekerek, Biden’ın da bu derin ilişkilerin bir parçası olduğunu ima edip, Biden’e inceden bir ayar vermeye çalışıyor.

İşte Lior Weintraub’un İsrail Hayom’daki yazının konuyla ilgili kısmı:

Amerikan ve İsrail hükümetlerinin günlük olarak tartıştığı kader meseleleri göz önüne alındığında, her iki taraf da öncelikleri koordine etme ve güven oluşturma süreciyle beklemesine izin veremez.

Washington’da görev yaparken, kilit pozisyonlarda küçük bir diplomat forumunun parçasıydım. İsrail ile Beyaz Saray arasındaki ilişkilerin eski Başkan Obama döneminde en kritik toplantılarımızdan birini yaptık. Gazete manşetleri ve talk showlar krizi ve anlaşmazlığı kutladı. İsrail Büyükelçiliği’nden Beyaz Saray’a ve BM Güvenlik Konseyi’ne giden telefon hatları kilitleniyordu.

Söylemeye gerek yok, İsrail aynı toplantının konusuydu, ama beklediğim şekilde değil. Şaşırtıcı bir şekilde, salondaki fikir birliği, temsil edilen ülkelerin çoğunun İsrail-ABD ilişkilerinde en kötü günü, dünyanın en güçlü süper gücü ile kendi ilişkilerinde yeni bir zirve olarak kabul etmekten mutluluk duyacağıydı.

Joe Biden, 46. ABD Başkanı olarak yemin etmeden hemen önce, ikili ilişkilerin ortak değerler, derin karşılıklı özveri, ortak çıkarlar ve her düzeyde işbirliği geleneği üzerine inşa edildiği anlaşılabilir bir anlayış, önümüzdeki yeni birkaç ayı anlamak için eşi görülmemiş derecede önemlidir. Yeni duruşlar, yeni söylemler ve elbette Amerika ile ittifakımızın yüzü olacak figürlerle işaretlenecekler, ancak önemli hiçbir şey değişmeyecek.

Trump’tan sonraki ilk gün, İsrail, Filistin çatışmasına ve İran’ın nasıl ele alınması gerektiği konusunda selefinden farklı bir dünya görüşüne sahip olabilecek yeni bir Beyaz Saray sakini olduğunu fark edecek, ancak bu sakinin de İsrail’in varlığına ve güvenliğine derin, uzlaşmaz bir bağlılığı var. Amerikan tarafı, Trump ve Netanyahu hükümetlerinin ilişkilerini gözlemleme günlerinin sona erdiğini ve her iki ülkenin de mümkün olan en büyük koordinasyon ve işbirliğini içeren bir ilişki kurmanın çıkarına olduğunu anlayacaktır.

Önümüzdeki birkaç gün içinde, Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve ulusal güvenlik danışmanları hakkında konuşmaları dinleyeceğiz. Amerikan ve İsrail hükümetleri günlük olarak açıklayan önemli konularda verilen her iki tarafın da öncelikleri koordine etmek ve güven inşa süreci ile sonuca gitmek, bunu hepimiz göreceğiz.

Yıllar geçtikçe, Oval Ofis duvarları İsrail ve Amerikan liderleri arasında ciddi anlaşmazlıklar gördü ve çok daha fazlası olacak. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin birkaç gün önce Temsilciler Meclisi’nde söylediği gibi, İsrail’in başka bir Amerika ve Amerika’nın Orta Doğu’da İsrail’den daha iyi bir müttefiki yok. Böyle bir anlayışla, sonuç mutlaka yakın ilişkiler olmalıdır.

******  
Görüldüğü gibi işgalci İsrail açısından Beyaz Saray’da kimin oturduğu pek de önemi yok. En nihayetinde seçilen başkanı ve kabinesini çok rahatça ablukaya alabiliyor. Bu da aslında ABD’nin emperyalist politikaları ve Siyonist rejimin aynı amaca hizmet ettiğinin bir delilidir.

Kaynak: İsrailpost

Tercüme ve yorum: Yahya Westan,

Popüler Yazılar