Patruşev, Amerikalıların bu tür laboratuvarlarda biyolojik silah üretip üretilmeyeceği hususunda ise şöyle bir açıklamada bulundu: ” Konunun tıpkı böyle olduğuna dair ve buna inanmamız için iyi nedenlere sahibiz. “
Rusya güvenlik konseyi sekreteri dünya genelinde özellikle de Rusya ve Çin sınırlarında Amerika kontrolündeki bu biyolojik laboratuvarların günden güne artmakta olduklarını da sözlerine ekledi. Patruşev, Mart 2020’de Pentagon’un dünya genelinde biyolojik laboratuvarlar yapmakta olduğunu belirtmişti.
Rus üst düzey güvenlik yetkilisinin, yasaklanan kitle imha silahları arasında yer alan ABD’nin biyolojik silah üretimi konusundaki ifşaatı ve açıklamaları, Washington’un insanlık dışı hedefleri doğrultusunda uluslararası yükümlülük ve antlaşmaları ihlal etmesi konusunu ve gidişatını bir kez daha gündeme getirdi. Amerika Birleşik Devletleri, 1972’de kabul edilen ve 1975’ten beri yürürlükte olan Biyolojik Silahlar Konvansiyonuna taraf olsa da, aslında çeşitli insanlık dışı silah türlerinin geliştirilmesinde öncü de olmuştur. İlginçtir ki, Washington bu konudaki sanıklığını yok etmek ve kendini beraat ettirmek için hem suçlu hem güçlü konumda olacak şekilde bu konvansiyonu savunma pozisyonuna geçmiştir. Amerika dönem Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 5 Aralık 2011’de İsviçre’deki Biyolojik Silahlar Konvansiyonu gözden geçirme konferansında şöyle bir açıklamada bulunmuştu: “Amerika, biyolojik silahları kontrol etmeye yönelik uluslararası çabalarda daha fazla hassasiyet olacağını umuyor. “
Ancak gerçekte Washington, kamuoyunun dikkatini dağıtmak ve faaliyetlerini örtbas etmek için biyolojik silahların yayılmasından endişe duyduğunu belirtiyor.
Amerika hükümeti, ülke içinde düzinelerce büyük biyolojik laboratuvara sahip olmanın yanı sıra, son yıllarda biyolojik silah laboratuvarlarının yurtdışında geliştirilmesine ve kurulmasın da özel önem vermiş ve bazı tahminlere göre bu sayıyı dünya çapında 200’den fazla biyolojik laboratuvara ulaştırmıştır. Aslında Washington, geçmişte Amerika Birleşik Devletleri’nde meydana gelen biyolojik felaketleri önlemek için bu laboratuvarları Amerika’nın dışına taşımıştır. Virüs üretme kapasitesine sahip başlıca Amerika askeri biyolojik laboratuvarları “4’üncü Sınıf laboratuvarlar”dır.
Amerika, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Ukrayna, Gürcistan, Özbekistan, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Kazakistan’da biyolojik laboratuvarlar kurdu. Aslında ABD insanlık dışı hedeflerini mümkün olan her şekilde kovaladı özellikle de eski Sovyetler Birliği ülkelerine odaklandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, başta Rusya olmak üzere komşu ülkelerde bir dizi biyolojik ajanın ve faktörün geliştirilmesinin, Rusya halkı ve bölge halkı üzerinde yıkıcı etkileri olabilecek yeni biyolojik silahların geliştirilmesiyle bağlantılı olabileceğini vurguladı.
Konvansiyonel olmayan silahlar uzmanı Igor Nikolin şöyle diyor: “Bu sorun var olan bir şey. Son yıllarda hemen hemen tüm bağımsız devletler topluluğu ülkelerine yayıldı. Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin ABD’nin oluşturduğu biyolojik tehditleri ele alması gerekiyor. Amerikan laboratuvarlarının bulunduğu yerlerde, çeşitli hastalıklar hemen yayılmıştır. “
Pentagon tarafından Rusya-Çin sınırına yakın bu tür laboratuvarların kurulması, bölgenin biyolojik güvenliğini baltalamanın ve biyolojik tehditler yaratmanın yanı sıra, uluslararası anlaşmaların, özellikle biyolojik silahların üretimini ve kullanımını yasaklayan 1972 konvansiyonunun açık bir ihlalidir. Bu nedenle, Washington rakipleri için biyolojik bir tehdit sayılıyor.
