Cumartesi, Mayıs 18, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Amerika’nın UNESCO’ya dönüşü 

ABD  eski başkanı Donald Trump, altı yıl önce, Siyonist Rejim’i destekleme adına UNESCO’den çıkmıştı. 

Beytül Mukaddes şehrinin statüsü ve Mescid-i Aksa’nın durumu, yıllardır tartışmaların merkezinde yer alıyor. Birleşmiş Milletler bu bölgeleri işgal edilmiş olarak görüyor ve Siyonist rejimin 1967 Altı Gün Savaşı öncesi sınırlara geri dönmesini istiyor. Öte yandan bu rejim, Kudüs’ün bu Siyonist devletinin başkenti olarak tanınmasını istiyor ve Filistinliler de Doğu Kudüs’ü geri alıp başkent olarak kaydetmenin peşinde. Bu bağlamda UNESCO kuruluşu Ekim 2016’da Mescid-i Aksa ve Nudbe Duvarı için üyelerinden oy aldı ve bu oylamaya göre Mescid-i Aksa’nın Siyonistlere ait olmadığı açıklandı. Bunun üzerine UNESCO örgütü bir kararla İsrail’in burada  hiçbir mülkiyetine sahip olmadığını vurguladı ve Siyonist rejimi Kudüs ve Gazze Şeridi’nde uluslararası standartları ihlal etmekle suçladı ve İsrail’i işgalci güç olarak adlandırdı. Siyonist rejim, bu kararın onaylanmasının ardından kararın iptali için birçok önlem aldı ve bunlardan biri de mali yardımı kesmek oldu. Binyamin Netanyahu’nun bunun ardından hileden de yararlandığı söylenmelidir. Bu doğrultuda Siyonist rejimin başbakanı, birkaç yıl önceye ait bir eserin bir tarihi eser hırsızından elde ettiğini ve bu haritayı UNESCO örgütüne sunduğunu iddia etti.

Netanyahu bu haritayı, Yahudiler ile Mescid-i Aksa ve Kudüs arasındaki herhangi bir tarihi ve dini ilişkiyi reddeden Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) kararını protesto etmek için kullanmayı amaçladı. Ancak arkeologlar ve tarih bilimcileri, Siyonist rejim başbakanının Yahudiler ile Kudüs arasındaki bağlantının tarihi bir belgesi olarak ortaya koyduğu haritanın gerçekliğini reddettiler.Bu tarihçiler “Yeruşalma” (El Kudüs ) kelimesinin gösterildiği haritanın gerçekliğinden şüphe duymuşlardır. O dönemde Amerika Birleşik Devletleri, UNESCO’da kalabilmek için bu organizasyonda, özellikle Dünya Mirası Programı’nda, bazen işgal altındaki topraklardaki kutsal yerleri, İslam ve Filistin mirası olarak adlandıran, istek ve taleplerin aksine köklü değişiklikler istediğini söylemişti.

Filistin’in UNESCO’ya üyeliği, Amerika’nın bu örgütten çekilme kararının bir başka nedeniydi. Amerika Birleşik Devletleri ve Siyonist rejim, Filistin’in Birleşmiş Milletler’e adaylığına karşıydı, ancak tüm muhalefete rağmen Filistinliler Filistin’in UNESCO’ya tam üyeliğini elde etmeyi başardılar. Ancak birkaç gündür birçok haber ajansının manşeti ABD’nin UNESCO örgütüne geri dönme kararına dönüştü.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken Mart ayında yaptığı açıklamada, ülkesinin UNESCO’dan çekilmesinin ardından Çin’in yapay zeka da dahil olmak üzere çeşitli konularda daha aktif ve etkili olabileceğini söyledi.  Gelecek ay, örgütün 193 üyesi, bir zamanlar örgütün en büyük sponsoru olan ABD’nin dönüşü için oy kullanacak. UNESCO’ya yapılan Amerikan mali yardımı bu örgütün faaliyetleri için çok önemlidir. Şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nin UNESCO’ya yaklaşık 619 milyon dolar borcu var, bu da kuruluşun yıllık bütçesinden fazladır. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı, UNESCO başkanına yazdığı mektupta 2024 mali yılı için 150 milyon dolarlık mali yardım sözü verdi. Önemli olan nokta şu ki, ABD hükümeti, UNESCO ile Washington arasında uzlaşılan plana göre, Holokost eğitimi, Ukrayna kültürel mirasının korunması, gazetecilerin güvenliği, Afrika’da bilgi ve teknoloji eğitimi için bu yılki borcuna ek olarak 10 milyon dolar daha ayıracak.Tabii ki Amerika’nın bu yardımları hep belli amaçlar uğruna yapılmaktadır. Amerika küresel Siyonizmin de etkisi altında İsrail’e karşı her türlü eylemi engellemek ve küresel hegemonyasına dayalı amaçlarını hayata geçirmek istiyor. Bu bağlamda insanların kafasını karıştırmak için belli olumlu adımlar da atarak garazkâr adımlarını gizlice atmak istiyor. 

Popüler Yazılar