Pazartesi, Nisan 29, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Amerikan yaptırımlarının dolar üzerindeki ters etkisi 

ABD Hazine Bakanı, “Düşman ülkelere karşı silahımızın yaptırımlar olduğu doğru, ancak bu yaptırımlar onları dolara alternatif aramaya zorladı” dedi.Yellen aynı zamanda çoğu ülkenin önemli bir alternatifi olduğunu iddia etti ve bu yaptırımları devre dışı bırakmak ve dolaşmak için dolar kullanmadıklarını belirtti.Bu duruşmada bir kongre üyesi Yellen’e şöyle sordu: “Son yıllarda doların rakip para birimleri karşısında kullanımının azaldığı ve zayıfladığı bir gerçek değil mi?” ABD Hazine Bakanı, “Ülkelerin diğer para birimlerindeki mali rezervleri arttı” yanıtını verdi. ” Ancak gelişmekte olan bir dünyada beklenen de bu ve ülkeler döviz rezervlerini çeşitlendirme eğiliminde.” diye de sözlerine ekledi.  Yellen, “Ülkelerin döviz rezervlerinde diğer para birimlerinin payının zaman içinde kademeli olarak artmasını beklemeliyiz” dedi. 

“Bu, döviz varlıklarını çeşitlendirmeye yönelik doğal bir eğilimdir.” vurgusunda da bulundu. Aslında tek taraflı Amerikan yaptırımlarının doların pozisyon ve değeri üzerindeki olumsuz etkisi , başta Washington’un yaptırım uyguladığı ülkeler olmak üzere diğer ülkelerin ABD’nin dolarından uzaklaşma eğiliminden ve ABD’nin doları diğer ülkelere baskı aracı olarak kullanmasına yönelik eleştirilerini bir kez daha doğruladı. Analistlere göre doların dünya finans borsaları üzerindeki hakimiyeti, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ABD’nin hegemonyasının en önemli nedenlerinden biri olmuştur.Ancak ABD merkezli tek kutuplu sistemin çöküş sinyallerinin ortaya çıkması ve dünyanın çok kutuplu bir sisteme doğru yönelmesiyle birlikte pek çok analist ters dolarizasyonu bu süreci hızlandıran en önemli faktör olarak görüyor. Son yıllarda başta İran olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ve belirgin bir şekilde de  Rusya’ya yönelik Amerikan yaptırımlarının artan eğilimi nedeniyle birçok ülke doları ekonomik mübadeleden çıkarmanın gerekliliğini teyit etmiş ve bunu gerçekleştirmek için adımlar atmıştır. Bazı uzmanlar, ABD’nin ülkenin dış ve güvenlik politikası hedeflerini ilerletmek için yaptırımlara aşırı bel bağlamasının doların konumunu zayıflattığını ve sonuç olarak dünya döviz rezervleri sepetini değiştirmenin hiç de zor bir olay olmadığı konusunda uyardılar.

Bu konunun kanıtı, dünya ülkelerinin döviz rezervlerinde doların payının sürekli olarak gerilemesidir. Uluslararası Para Fonu’nun istatistiklerine göre 2000 yılı başından 2020 yılı sonuna kadar doların farklı ülkelerin döviz rezervlerindeki payı yaklaşık %13 oranında azaldı.Yeni yüzyılda ilk kez, doların ülke rezervlerindeki payı %60’ın altına ulaşacak. Aslında, Amerika’nın zayıflığının bariz tezahürlerinden biri, ana küresel para birimi olarak doların giderek zayıflamasıdır. Dolar hala dünyanın en büyük rezerv para birimi olmasına rağmen, ABD’nin onu finansal bir silah olarak kullanması, birçok ülkenin alternatif para birimlerine yatırımlarını çeşitlendirme hareketini hızlandırdı. Diğer ülkeler üzerindeki baskının yanı sıra ABD’nin rakip ve muhalif ülkelere uyguladığı yaptırımların artması, finansal ve ticari işlemlerde ulusal para birimlerinin kullanılmasına yol açmıştır.Bu ülkelerin başında Çin, Rusya gelmektedir ve şimdi Hindistan, Brezilya, Malezya, Türkiye, Venezuela ve İran gibi ülkeler de benzer bir prosedür izlemiştir. Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye ülkeler de ABD dolarını tüm finansal ve ticari işlemlerinden dışlamayı kabul ettiler. Özellikle ABD’nin son bir yılda Rusya’ya uyguladığı yaptırımlarla, yani Ukrayna savaşının başlamasıyla bu hareket, bazı ülkelerin dolara olan bağımlılığını azaltma çabalarını hızlandırmış, aynı zamanda Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmak istemeyen Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerin de Rusya ile işlemlerde ulusal para birimlerinin kullanılması yaklaşımını benimsemelerine yol açmıştır. 

Popüler Yazılar