Amerika’da tüketici fiyat endeksi (TÜFE) benzin, gıda ve konut maliyetlerinin artmasıyla birlikte son bir yıl içinde yüzde 7,9’a yükseldi. Bu oran, 1982 yılından bu yana Amerika’da enflasyonun kaydettiği en hızlı yükseliş oldu. Tüketici fiyatlarının önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor.
ABD Çalışma Bakanlığı’nın enflasyon oranı, Şubat ayından sona eren 12 aylık dönemi kapsıyor ve Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgal etmesi üzerine artan petrol ve benzin fiyatlarını içermiyor. O zamandan bu yan Amerikan Otomobil Birliği’ne (AAA) göre ülkede ortalama benzin fiyatı, galon başına (1 galon=3,785 litre) 62 sent artarak 4,32 dolara yükseldi.
Ukrayna’daki savaşın yakıt fiyatlarını arttırmasından önce bile yoğun tüketici harcamaları, maaş artışları ve arz sıkıntısı, TÜFE’yi son 40 yılın en yüksek seviyesine çıkarmıştı. TÜFE’nin yaklaşık üçte birini oluşturan konut maliyetleri hızla arttı. Bu eğilimin kısa sürede tersine dönmesi ise beklenmiyor.
Çalışma Bakanlığı’nın raporu ayrıca Amerika’da enflasyonun Ocak ayından Şubat ayına binde 8 oranında arttığını ortaya koyuyor. Bu oran, Aralık ayından Ocak ayına binde 6 olarak kayda geçmişti.
Amerikan halkının büyük çoğunluğu için enflasyon, birçoklarının geçen yıl aldığı maaş artışlarını eritir nitelikte. Bu durum, halkın gıda, benzin ve kira gibi gereksinimlerini karşılamalarını zorlaştırıyor. Kasım ayında yapılacak Kongre ara seçimleri yaklaşırken enflasyon, Başkan Joe Biden ve Kongre’deki Demokrat Partililer açısından en büyük siyasi tehdit haline geldi. Küçük işletme sahipleri, katıldıkları anketlerde, enflasyonun ekonomi alanındaki bir numaralı endişe unsuru olduğunu belirtiyor.
ABD Merkez Bankası (FED) enflasyon artışını dizginlemek için önümüzdeki haftadan başlayarak bu yıl içinde faizleri birkaç kez arttırmayı hedefliyor. Ancak FED’in göz önüne alması gereken hassas bir denge var; bu yıl kredi maliyetlerinin faiz artışına bağlı olarak fazlasıyla yükseltilmesi ekonomik büyümeyi baltalayabilir ve resesyonu tetikleyebilir.
Petrol fiyatları yükseldi
Rusya’nın Ukrayna işgalinden sonra hızla tırmanan enerji fiyatları bu hafta da Başkan Biden’ın Amerika’nın Rusya’dan petrol ithalatını yasaklayacağı açıklamasından sonra yeniden yükseldi. Petrol fiyatları Çarşamba günü Birleşik Arap Emirlikleri’nin Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyelerini petrol üretimini arttırmaya çağıracağı haberleri üzerine biraz geriledi. ABD petrolünün fiyatı yüzde 12 oranında azalarak varil başına 108,70 dolara indi. Ancak petrol fiyatları, Rusya’nın Ukrayna işgalinden önce varil başına 90 dolar civarında seyrediyordu.
Ancak enerji piyasalarının son derece çalkantılı seyretmesi, petrol fiyatlarındaki düşüşün kalıcı olup olmayacağını anlamayı imkansız kılıyor. Uzmanlar, Rusya’dan petrol ithalatını yasaklayan ABD ve İngiltere’ye, Avrupa’nın da katılmasının petrol fiyatlarını varil başına 160 dolara kadar çıkarabileceği öngörüsünde bulunuyor.
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın ekonomik sonuçları, çok sayıda ekonomist arasında ve FED içinde, enflasyonun bu yıl ilkbahar aylarından itibaren düşmeye başlayacağı varsayımını boşa çıkarıyor. Fiyatların 2021 yılı Mart ve Nisan aylarında aşırı düzeyde yükseldiği, bir yıl öncesiyle yapılan fiyat kıyaslamalarının düşüşe işaret edeceği şeklinde bir kanı mevcuttu.
Varlık yönetimi firması AllianceBernstein’den ekonomist Eric Winograd, benzin fiyatlarının mevcut seviyede seyretmesi durumunda enflasyonun Mart ya da Nisan’da yüzde 9’a tırmanabileceğini öngörüyor.
Buğday, mısır, yemeklik yağ, alüminyum ve nikel gibi metallerin maliyeti de Ukrayna işgalinden bu yana hızla yükseldi. Bunun nedeni, Ukrayna ve Rusya’nın bu ürünlerin önde gelen ihracatçıları olmaları.
Rusya’nın Ukrayna işgalinden önce bile enflasyon sadece hızlı bir yükseliş göstermekle kalmıyor, aynı zamanda ekonominin farklı sektörlerine de yayılıyordu. Son bir yıldır yüksek talep nedeniyle otomobil, inşaat malzemeleri ve ev eşyası arzında sıkıntı yaşanıyor.
İstihdamdaki büyümenin istikrarlı seyretmesi ve konut fiyatlarının yüksekliği, ev kiralayanların sayısının artmasına yol açıyor.
Kiralanmamış daire oranları, 1984 yılından bu yana en düşük seviyeye gerilerken son 20 yıldır kira maliyetleri en hızlı yükselişi gösterdi.
2021 yılının son üç ayında maaşlar ve ücretler yüzde 4,5 oranında arttı. Bu, en az son 20 yılın en hızlı maaş artışı olarak kayda geçti. Maaşlardaki artış, çok sayıda şirketin, yükselen işgücü maliyetini dengelemek için fiyatları arttırmasına yol açtı.
Öte yandan enerji maliyetlerindeki hızlı artış, FED’in önüne aşılması zor bir engel çıkarıyor. Yüksek seyreden benzin fiyatları, hem enflasyonu hızlandırıyor hem de ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor. Bunun nedeni, çalışanların maaşlarının daha büyük kısmını benzine harcaması, başka ürünlereyse maaşlarından daha az pay ayırması.
Bu durum, 1970’li yıllarda çok sayıda Amerikalı’nın hayatını son derece olumsuz etkileyen “stagflasyon” (enflasyon ve ekonomik durgunluğun birarada seyretmesi) dinamiğiyle benzerlik gösteriyor. Ancak çoğu ekonomist, Amerikan ekonomisinin yeterli ölçüde güçlü büyüdüğünü, daha yüksek enflasyon karşısında bile yeni bir ekonomik gerileme dönemine girilmesi olasılığının düşük olduğunu kaydediyor.