ABD, Rusya, Çin ve Pakistan’dan yetkililer, Moskova’da katıldıkları zirveden sonra düzenledikleri ortak basın toplantısında, Afganistan barış sürecinin taraflarını acilen çatışmalara son vermeye çağırdı.
Rusya, Afganistan’daki barış sürecini canlandırmak için yapılan zirveye ev sahipliği yaptı. Düzenlenecek bir dizi toplantının ilk ayağını oluşturan Moskova zirvesi, iki rakip ülke; ABD ve Rusya’nın Afganistan’da kan dökülmesine son vermek ve Kabil’de geçici hükümet oluşturulmasının yolunu açmak için işbirliği yaptığı ender durumlardan biri oldu.
ABD, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Taleban liderleri ve diğer Afgan politikacılarla en kısa sürede bir geçiş hükümeti kurmaya ikna etmeye odaklanıyor. Katar’ın başkenti Doha’da yürütülen müzakerelerse çıkmaza girmiş durumda.
Reuters haber ajansı, Moskova’daki zirveye ABD Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad’ın yanısıra Pakistan ve Çin’den temsilcilerin de katıldığını bildirdi. Afgan siyasi liderlerden ve hükümet temsilcilerinden oluşan bir heyetle Taleban temsilcileri de zirvede hazır bulundu.
Halilzad, Afganistan’da geçici hükümet oluşturulması ve ateşkes sağlanması için hazırlanan yazılı tasarıya destek toplamaya çalışıyor. Başkan Joe Biden da eski Başkan Donald Trump döneminde Taleban’la varılan anlaşma uyarınca ABD’nin 1 Mayıs’a kadar askerlerini Afganistan’dan çekmesi planını gözden geçiriyor.
Moskova’daki zirveyi, Nisan ayında Türkiye’de bölgesel güçlerin katılacağı toplantı izleyecek. Bir sonraki görüşmeyse Halilzad’ın Birleşmiş Milletler’ın düzenlemesini talep ettiği toplantı olacak. Bu toplantının formatının, 2001 yılında Almanya’nın Bonn kentinde düzenlenen konferansını temel alması planlanıyor.
Afgan liderler, 2001 yılında Bonn’da düzenlenen konferansta ABD ordusu destekli yerel güçlerin Taleban örgütünü yenilgiye uğrattıktan sonra geçici hükümet kurma konusunda anlaşmıştı.
Bazı diplomatlar ve uzmanlar, yenilenen barış sürecinin başarıya ulaşması için ABD’nin Rusya, Çin ve İran gibi ikili ilişkilerinin gergin olduğu ülkelerle aynı çizgide yer alması gerekeceğini söylüyor.
Moskova zirvesine katılan ülkelerden bir diplomatik kaynağa göre hem Rusya hem de ABD, Afganistan’da geçici hükümet kurulmasını destekliyor. Böylelikle geçici hükümet Afgan liderlere geri adım atmaları için baskı yapabilir, Pakistan da aynı baskıyı Taleban üzerinde uygulayabilir.
Ana engelin Moskova ve Washington arasındaki güvensizlik hissi olduğunu kaydeden diplomatik kaynak, “İşbirliği yapılırsa bu savaşı sonlandırmak mümkün” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü de Rusya’daki zirvenin Katar’da yürütülen süreci tamamladığını, Washington’un barış sürecinin “Afganlar tarafından yürütülen ve Afganlar’a ait” bir süreç olduğunu düşünmesine rağmen bölge ülkeleriyle işbirliği yaptığını kaydetti.
Sözcü, “Hiçbir zaman buyurgan olmadık. Tam tersine, tarafları barış sürecini hızlandırmaları, siyasi anlaşmaya doğru ilerleme kaydetmeleri, kalıcı ve kapsamlı bir ateşkese varmaları için cesaretlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
Ortak şüpheler, gelecekteki zorluklar
Afganistan’da birbiriyle savaş halinde olan taraflar, karşılıklı şüphe hisleri ve ülkede devam eden şiddet olayları nedeniyle henüz barış anlaşmasına varabilmiş değil. Afgan hükümeti, şiddet eylemlerinden çoğunlukla Taleban’ı sorumlu tutuyor.
İslamcı militanlar, Cumhurbaşkanı Eşref Gani’yi Batı’nın “kuklası” olarak tanımlıyor ve ülkede geri kalan yabancı askerlerin çekilmesini istiyor.
Afganistan’la komşu olan İran’sa Moskova zirvesine katılmadı. Diplomatik kaynağa göre Tahran, İran’la tarihi bağları olan etnik azınlık grupları da temsil ettiği sürece geçici hükümetin kurulmasını onaylıyor.
Üç diplomatik kaynak ve bir uluslararası yetkiliye göre Avrupa ülkeleri ve NATO üyeleri, Washington’un bölgesel aktörlere verdiği önem nedeniyle kendilerini kenara itilmiş hissetti.
Bazı uzmanlara göre Doha görüşmeleri, başladığı Eylül ayından bu yana ilerleme kaydetmekte zorlansa da barış müzakereleri zaten aşama kaydetmesi zor süreçler.
Uluslararası Kriz Grubu’ndan Afganistan uzmanı Andrew Watkins, “Sanki bozuk bir süreci tamir etmek zorundalarmış gibi acele ediyorlar, ancak süreç daha henüz başlamış sayılır” dedi.
Bazı yetkililerse Afganistan Cumhurbaşkanı Gani’nin şiddetle karşı çıktığı ve Taleban’ın “katılmayacağız” dediği geçici hükümet fikrinin uygulanabilir olup-olmadığı konusunda kaygılı.
Taleban’dan bir yetkili, geçici hükümete katılmaktan kaçınacaklarını, ancak Gani hükümetinin yerine başka hükümet kurulmasına destek verebileceklerini söyledi. Yetkili, ABD güçlerinin Nisan ayından sonra da Afganistan’da kalması talebini geri çevirdiklerini kaydetti.
Gani’yle yapılan müzakereler hakkında bilgi sahibi olan üç ayrı diplomatik kaynaksa Afgan Cumhurbaşkanı’nın ara hükümet teklifini kabul etmesi için ABD’nin yoğun baskısına maruz kaldığını bildirdi.
Bir başka kaynağa göre cumhurbaşkanını denetleyecek İslami bir yargı konseyi oluşturulması, Taleban için kilit önem taşıyor. Taleban ayrıca hükümetteki görevlerin yarısının kendilerine verilmesini ve Cumhurbaşkanlığı için aday gösterme şansı tanınmasını istiyor.
Gani’nin sözcüsüyse Cumhurbaşkanı’nın baskı altında olduğu iddiasını yalanladı ve ABD’yle karşılıklı saygıya dayanan bir işbirliği ilişkisi içinde olduğunu söyledi. Sözcü, hiçbir baskının Gani’nin seçilmemiş geçici hükümeti kabul etmeye yetmeyeceğinin de altını çizdi.