Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Dış Siyaset
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Rusya
    • İsrail
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    • Türkiye
  • Ekonomi
  • Analiz
  • Yorum
  • Tarih
  • Biyografi
  • Login/Register
  • Checkout – urban_observer
  • My Account – urban_observer
  • Login/Register – urban_observer
  • Switching plans wizard
  • Modal Mobile Menu
  • Modal Newsletter
  • Modal Desktop
  • Home
Giriş Yap
Hoş GeldinizHesabınıza giriş yapın
Şifreni mi unuttun?
Şifre kurtarma
Şifrenizi Kurtarın
Ara

UrbanObserver

[tdb_search_form tdc_css=”eyJhbGwiOnsibWFyZ2luLWJvdHRvbSI6IjMwIiwiZGlzcGxheSI6IiJ9LCJwaG9uZSI6eyJtYXJnaW4tYm90dG9tIjoiMzAiLCJkaXNwbGF5IjoiIn0sInBob25lX21heF93aWR0aCI6NzY3fQ==” message=”” msg_margin=”10″ f_input_font_family=”tt-extra_global” f_input_font_size=”eyJhbGwiOiIxNiIsInBvcnRyYWl0IjoiMTUifQ==” f_input_font_line_height=”1.2″ f_placeholder_font_size=”eyJhbGwiOiIxNiIsInBvcnRyYWl0IjoiMTUifQ==” f_placeholder_font_line_height=”1.2″ f_input_font_weight=”500″ f_placeholder_font_weight=”500″ f_placeholder_font_family=”tt-extra_global” f_btn_font_family=”tt-extra_global” f_btn_font_transform=”uppercase” f_btn_font_size=”eyJhbGwiOiIxNCIsInBvcnRyYWl0IjoiMTMifQ==” f_btn_font_line_height=”1.2″ f_btn_font_weight=”500″ f_btn_font_spacing=”0.5″ f_msg_font_family=”tt-secondary_global” f_msg_font_size=”eyJhbGwiOiIxMyIsInBvcnRyYWl0IjoiMTIifQ==” f_msg_font_line_height=”1.2″ input_padding=”eyJhbGwiOiIxNXB4IDIwcHgiLCJwaG9uZSI6IjEycHggMTZweCIsInBvcnRyYWl0IjoiMTJweCAxNnB4In0=” btn_padding=”eyJhbGwiOiIwIDIwcHgiLCJwaG9uZSI6IjAgMTVweCIsInBvcnRyYWl0IjoiMCAyMHB4In0=” input_text=”var(–base-color-1)” placeholder_color=”var(–base-color-1)” input_border=”var(–base-color-1)” input_border_h=”var(–base-color-1)” btn_text_color=”#ffffff” btn_text_h=”#ffffff” btn_bg=”var(–base-color-1)” btn_bg_h=”var(–accent-color-1)” msg_color=”var(–tt-gray-dark)” btn_text=”” btn_tdicon=”td-icon-magnifier-medium-long” btn_icon_size=”20″ border_size=”1px 0 3px 1px”]
  • Ana sayfa
  • Dış Siyaset
    • Türkiye
    • Orta Doğu
    • İsrail
    • Avrupa
    • Afrika
    • Latin Amerika
    • Asya
  • Amerika
    • Joe Biden
    • Trump
  • Güncel Haberler
    • Bilim Ve Teknoloji
  • Analiz
  • Yorum
    • Röportaj
  • Tarih
  • Biyografi
  • Amerika Seçimleri
  • Ekonomi
  • NATO
  • About
  • Contact
  • Privacy Policy
  • Newsletter
See pricing
Instagram
Linkedin
Twitter
Facebook
Instagram
RSS
Telegram
Twitter
Ana Sayfa Etiketler Graham Füller

Tag: Graham Füller

Biden ile Blinken’ın Rusya ve Çin’e yönelik hakaretlerini eleştiren Fuller: Bu hiddetin nedeni küresel liderliğin yitimi
Avrupa

Biden ile Blinken’ın Rusya ve Çin’e yönelik hakaretlerini eleştiren Fuller: Bu hiddetin nedeni küresel liderliğin yitimi

-
25/03/2021
0
Graham Fuller Türkiye’nin yakından tanıdığı bir isim. 1961 - 1987 yıllarında CIA’in etkili pozisyonlarında yer alan Fuller sonrasında da 30 yıl kadar “gölge CIA” diye bilinen RAND Corporation’ın baş analistlerinden biri olarak çalıştı. Görevde bulunduğu süre boyunca, ABD’nin Türkiye ve Ortadoğu politikalarının belirlenmesi ve uygulamasında rol oynayan isimlerden biri olan Fuller, bu dönemde “Ilımlı İslam” terimini siyasal literatüre katan analistler arasında yer aldı. Bir dönem Müslüman Kardeşler’i bir dönem de kendi tanımlamasıyla “Gülen hareketini” Ilımlı İslam modeli çerçevesinde desteklenmesi gereken akımlar arasında saydı. Fethullah Gülen’in ABD’ye yerleşmesi sürecinde oturma izni alması için tavsiye mektubu yazan eski devlet görevlilerinden olan Fuller’in 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki isimlerden biri olduğu da öne sürülmüş ve hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı. Son yıllarda Kanada’ya yerleşen ve Simon Fraser Üniversitesi’nde dersler veren Fuller halen özellikle İslam coğrafyası üzerine kitaplar ve makaleler yazmayı sürdürüyor. Fikirleri halen, ABD “derin devleti” içindeki en azından bir kesimin güncel eğilimlerini göstermesi yönüyle önem taşıyan Fuller son olarak “Türkiye kontrolden çıktı mı” başlıklı bir yazı kaleme alarak Türkiye’nin İslam dünyasındaki rolünü değerlendirdi. 2 Aralık tarihinde Graham Fuller’in kendi sitesinde yayımlanan ve farklı yayın organlarında haberleştirilerek çeşitli çevrelerde tartışılmaya başlanan makalenin tam metin çevirisini ABD devleti içindeki belli eğilimleri ortaya sermesi açısından okurlarımızın dikkatine sunuyoruz. Türkiye kontrolden çıktı mı? Graham E. Fuller 
Türkiye kontrolden çıktı mı? Şu anda ABD ve bazı Avrupa politik çevrelerinde dolaşan pek çok analiz, bu konuda fikir birliğine varmış gibi görünüyor. Ama kısa cevap, hayır, Türkiye kontrolden çıkmadı. Yine de, “küresel liderliğinin” durumuna dair kendi dar ve benmerkezci saplantısıyla ABD'nin buna inanması anlaşılır. Türkiye’yi "kontrol edebilme" olanakları açısından NATO, AB ve hatta Rusya ve Çin de hüsrana uğrayabilir. Zira gidişat, dünyanın karmaşık bir bölgesinde kendi belirlediği yeni ve gelişmekte olan kimliğini ve özgüvenini keşfederken güç gösteren bir Türkiye’ye işaret ediyor. Bunu anlamanın anahtarıysa bizim Batı'da Türkiye'nin ne olmasını istediğimize bakmak değil; Türkiye'nin dünyadaki kendi yerini nasıl gördüğüne bakmaktır. Bugün. Peki şu an Ankara'yı yönlendiren başlıca etkenler nelerdir? Türk İmparatorluk Geleneği: Yaklaşık 7 yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu, diğer tüm Müslüman imparatorluklardan daha büyük bir coğrafi alana hükmetti. Türk hükümdarlarının tarihsel hafızasında, geniş jeopolitik terimlerle düşünmek özel bir yere sahiptir. (Örneğin, bkz. Netflix'teki Rise of Empires: Ottoman) Osmanlı İmparatorluğu, Hindistan ve Endonezya'da bile nüfuza sahipti. Gerçekten, modern Türk devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün yönetiminde dar şekilde tanımlanmış modern Türk ulus devletinin kısa arası vardı sadece. Ancak bu tür Türk jeopolitik düşüncesinin artık modası geçmiş durumda. Öyleyse tüm bunlar sadece Yeni Osmanlıcılık mı? Hayır, bundan çok daha fazlası. Türkiye'nin çağdaş jeopolitik vizyonu: Bugün Türkiye'de geçerli olan büyük jeopolitik vizyonun sahibi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu anılabilir. Bu vizyon, Türkiye'nin Avrupalı bir güç, bir Balkan gücü, Akdeniz gücü, Orta Doğu gücü, Kuzey Afrika ve hatta sınırlı bir Afrika gücü, Kafkas gücü, Orta Asya gücü, bir Avrasya gücü ve bilhassa Müslüman bir güç olarak kabul edilmesi gerektiği söylenerek özetlenebilir. Tüm bu iddialı talepler için bol miktarda tarihsel gerekçe var. Ve bu köklü tarihsel vizyon bir kez özümsendi mi, sonraki herhangi bir Türk lider tarafından önemli ölçüde tersine çevrilmesi olası değil. Türkiye ve İslam: Bugün Ortadoğu'daki iki büyük İslami rakip, uzmanların düşündüğü gibi İran ve Suudi Arabistan değil, Türkiye ve Suudi Arabistan'dır. Türkiye, Riyad için ezici güçte bir jeopolitik rakiptir. Türkiye, ılımlı ana akım Sünni İslam'ı temsil eder ve İslam mistisizmine (tasavvuf) sempati besler; bunlar, Riyad'ın nefret ettiği niteliklerdir. Erdoğan 2013'ten bu yana yurtiçindeki muhaliflere karşı giderek sertleşme eğilimine girse de ülke teknik olarak hâlâ bir demokrasi ve Erdoğan önemli yerel seçimleri kaybetti. Ancak Suudi Arabistan'ın yöneticileri ve çoğu Arap devletinin otokratları, herhangi bir biçimde demokrasi düşüncesi karşısında ürperir. Gerçekten de, popüler demokratik İslamcılık, Riyad'ın en yaratıcı kabusu. Çağdaş İslamcı hareketler arasında demokratik kurumları kabul eden, seçimlere katılan, nispeten ılımlı ve onlarca yıldır Filistin dışında hiçbir yerde terörizme karışmamış Müslüman Kardeşler'den korkmaları bundan. Bu yüzden, Müslüman Kardeşler'in bölgedeki pek çokları tarafından "terörist örgüt" olarak tanımlanması, her ne kadar saf Amerikalı politikacılar Mısır-Suud-İsrail destekli bu tanımlamayı desteklemeyi uygun bulsa da, gülünçtür. Suudiler ve Mısırlılar, Müslüman Kardeşler'in askeri bir darbeyle devrilene kadar demokratik süreçleri kabulünden ve bu süreçlere katılımından (Müslüman Kardeşler, 2012'de Mısır'da bir seçim kazandı) korkuyor. Bu arada, ne Pentagon ne de ABD Dışişleri Bakanlığı, Müslüman Kardeşler'in "terör örgütü" kriterini karşıladığını düşünüyor. Katar da öyle düşünmüyor ki bu, Suudilerin Katar rejimini devirmeye çalışmasının sebeplerinden biri. Körfez hükümdarlarının hepsi, bugün Arap dünyasında ifade özgürlüğüne en yakın şeyi temsil eden Katar merkezli El Cezire uydu televizyonundan nefret ediyor. Katar, tıpkı Ankara gibi, siyasetteki geleceği bir süre birçok Müslüman ülkede yasalara uygun olarak devam edecek nispeten modern ve ılımlı bir İslamcı örgütle bağlarını koparmak istemiyor. Katar Türkiye'de büyük bir yatırımcı ve finansal destek kaynağı olurken, Türkiye'nin Katar'a askeri destek vermesi tesadüf değil. Müslüman Dünyası'nın Liderliği: Türkiye bugün dünyada kendisine kilit bir rol biçmeye, kilit bir rol olmasa da Müslümanların sesi olarak önemli bir rol biçmeye çalışıyor. Bu iddialı hedef, diğer rakip Müslüman devletler tarafından her zaman iyi karşılanmamakta. Ama burada şunu sormalıyız: Başka kim, böyle bir Müslüman devletlerin sözcüsü olma iddiasında bulunabilir? Riyad? Suudi Arabistan, etkisi yalnızca, Müslümanların Mekke ve Medine'deki Kutsal Yerleri'ne sahip olması ve yoksul Müslüman ülkeler arasında hoşgörüsüz İslam biçimi Vahhabilik'i yayan petrol kesesinin gücüne dayanan jeopolitik bir şakadır. Bunun dışında, acımasızca ifade edilirse, Suudi Arabistan tarihsel derinlikten yoksundur (Hz. Muhammed'in doğum yeri olması ve onun hızla kuzeye kayan ilk küçük Müslüman devleti olarak geçen kısa dönem hariç). Suudi Arabistan'ın ciddi bir yerli kültürü, derinlikli bir entelektüel geleneği, bilimi ya da teknolojisi, keşfi yoktur; donmuş dinsel zihinlerin olumsuz etkileri altında, petrol dışında farklı bir ekonomisi olmayan ve hâlâ önemli ölçüde yabancı kimseler tarafından yönetilen bir ülkedir. Suudi Arabistan'ın İslami vizyonu, Vahhabi İslam biçimi esasen İslam'da haram (dinen yasak) olarak değerlendirilen her şeyin bir derlemesine ve Müslümanları meşru Müslümanlar olarak kabul etmeyen bağnaz dışlayıcı kriterlerin teşvik edilmesine dayanan, yozlaşmış ve çökmekte olan bir Kraliyet Ailesi tarafından zayıflatılmıştır. Ve onun daha demokratik süreçleri anımsatan her şeye karşı hastalıklı bir korkusu vardır. Mısır, yaklaşık yarım yüzyıl önce Ortadoğu'da önemli bir jeopolitik rol oynuyordu ancak Camp David sözleşmesinde etkisizleştirilmekten kurtulamadı ve bugün, sert diktatörlük altında yoksul ve vizyonsuz. Peki Müslüman dünyasında başka hangi devlet söz sahibi olabilir? İran bir anlamda tarihi ve kültürel derinliğe, çeşitli ve kendi kendine yeten bir ekonomiye, entelektüel güce ve kendisine karşı kötü tasarlanmış, sakatlayıcı yaptırımlar kaldırıldı mı ona iyi hizmet edecek bir devlet geleneğine sahiptir. Endonezya önemli bir rakip olabilir fakat ancak gelecekte. Kısacası, Türkiye'nin Müslüman Dünyası’nın çıkarlarının kendinden menkul sözcüsü olma rolüne çok az rakip var. Mısır'ın 1960'larda hüküm süren pan-Arabist lideri General Cemal Abdülnasır'a neden pan-Arabizm davasını benimsediği sorulmuştu. Abdülnasır "Mısır açıkça bir aktör olma arayışında bir rolü benimsedi," diye yanıtladı. Kısacası, Abdülnasır, iyice idrak ettiği zamanın ruhuna cevap veriyordu. Aynı şey bugün Türkiye'de Erdoğan için de söylenebilir; yokluğunda büyük ölçüde derin bir kargaşaya saplanmış görünen Müslüman dünyasında bir tür liderlik ve vizyona dair aşikar ihtiyaç. Türkiye'nin, İsrail'in Körfez yöneticileri tarafından aceleyle tanınmasında Filistinlileri kaderine terk etmeyi düşünmemesinin bir nedeni, Müslümanlara zulm edilmesine dair en büyük modern örneklerden biri hakkında meşru biçimde konuşabilmektir. Müslümanların çoğu bu görüşe katılacaktır.
Amerika

“Derin ABD”nin kritik isimlerinden Graham Fuller: Türkiye kontrolden çıktı mı?

-
07/12/2020
0

amerika Gözlemi

  • Ana sayfa
  • Dış Siyaset
  • Amerika
  • Güncel Haberler
  • Analiz
  • Yorum
  • Tarih
  • Biyografi
  • Amerika Seçimleri
  • Ekonomi
  • NATO

Hakkımızda

Sahibi ve Editör: Yazdan Karimi Web Administrator: Hasan Yağış -- Amerika'da bugün ve dün yaşananların farklı bir yorumu. Daha fazlasını öğrenmek için bize katılın...

Instagram
RSS
Telegram
Twitter
Youtube

En son

ABD’de kızamık salgını 12 eyalete yayılırken toplam vaka sayısı 222’yi buldu

Amerika 08/03/2025 0
ABD'nin özellikle Texas ve New Mexico eyaletlerinde etkili olan kızamığın son haftalarda artış göstererek 12 eyalete yayıldığı, ülke genelinde tespit edilen toplam vaka sayısının 222'yi bulduğu belirtildi.

Zelenskiy, Suudi Arabistan’da ABD’li yetkililerle görüşecek heyette kimlerin olacağını açıkladı

Avrupa 08/03/2025 0
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, gelecek hafta Suudi Arabistan'da ABD heyetiyle görüşecek Ukrayna heyetinde yer alacak isimleri açıkladı.

ABD’de yüzlerce kişi, Trump’ın araştırma kurumlarına uyguladığı kesintileri protesto etti

Amerika 08/03/2025 0
ABD'nin başkenti Washington DC'de yüzlerce kişi, ABD Başkanı Donald Trump'ın araştırma kurumlarına yönelik devlet harcamalarında uyguladığı kesintileri protesto etmek için bir araya geldi.

Popüler

Fırsatlar diyarında yok edilen fırsatlar

Manşet 13/12/2020 0
Hepimiz Birleşik Devletleri Fırsatlar Ülkesi olarak biliyoruz ve hatta bu unvanın bir sıfattan daha fazlası olduğunu ve tüm hayallerinin bu topraklara ulaşmak olduğunu düşünenler bile var ama bu Amerikan rüyası onun güzel ve baştan çıkarıcı görünümünün arkasındaki bir başka yüz. ...

ABD’nin önceki başkanının cinayeti ile ilgili adil yargı takibini adil bir mahkeme üzerinden yürüteceğiz

Orta Doğu 21/09/2022 0
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, BM Genel Kurulu 77. Toplantısı'nda yaptığı açıklamada, dünyada adaletin sağlanmasının herkesin isteği olduğuna işaret ederek, ''ABD'nin önceki başkanının cinayeti ile ilgili adil yargı takibini adil bir mahkeme üzerinden yürüteceğiz'' dedi.

‘Çingene Kızı’nın kopyaları ABD’ye gitti

Amerika 22/08/2021 0
Kaçak olarak götürüldüğü ABD’de Bowling Üniversitesi’nde sergilenen ünlü ‘Çingene...

Abone ol

© amerika Gözlemi 2024