Donald Trump görev süresinin sonuna gelmişken, hiçbir ABD başkanının imzalamadığı kadar çok idam kararıyla kötülükte yeni bir eşiği daha geçiyor. Trump, affettiği ya da kınadığı kişilerin en kötüsünden bile daha kötü olmaya kararlı görünüyor.
‘Merhamet’ ve ‘adalet’ gibi kelimeler Başkan Trump’la aynı cümlede yer alamaz. Dört yılın ardından, anayasanın en ilahi amaçlarını bile çarpıtabileceğini ve onları bir yıkım topu gibi kullanabileceğini biliyoruz.
Merhamet, Trump için, çoğunlukla dünyanın en iğrenç insanlarından bazılarına bir bardak kalitesiz votka veriyormuş gibi gibi af bahşetmek anlamına geliyor. Başkanın affı merhametten dolayı değil, kendi ahlaksızlığının işaretlerini vermek için yalnızca bir egzersiz, Amerikan halkına ne kadar alçak olabileceğini göstermenin farklı bir yoluydu. Ve şimdi de, başkanlığının son perdesi inene dek uygulatmaya kararlı olduğu federal idamlar aracılığıyla, iğrenç bir adalet anlayışını üzerimize boca ediyor.
Trump’ın afları ve idamları, Amerika Birleşik Devletleri’nin itibarını zedeleyen bir mirasa yenilerini ekleyen kararlardır.
AFFEDİLENLER DE TRUMP KADAR KÖTÜ
Trump’ın 2017’den bu yana affettiği ama bunu hak etmeyen insanlar arasında, geçmişte ‘toplama kampları’ diye nitelendirdiği ceza kurumlarını yöneten Arizona şerifi Joe Arpaio ve meslektaşları tarafından ‘zehirli’, ‘korkunç şeytan’ ve ‘hareket eden her şeyi öldürmeye hevesli birisi’ diye tanımlanmasına rağmen, bir savaş suçları mahkemesinde af kararı verdiği eski donanma komandosu Eddie Gallagher dikkat çekiyor.
Başkan, iki hafta önce, FBI’a Ruslarla olan ilişkileri hakkında iki defa yalan söylediğini itiraf eden ilk Ulusal Güvenlik Danışmanı emekli Korgeneral Michael Flynn’i affetti. Af sonrasında, Flynn, Twitter hesabında, Başkan Trump’ın seçilmiş başkan Joe Biden’ın zaferini tersine çevirmek için sıkıyönetim ilan etmesini öneren bir dilekçeyi alıntılayarak paylaştı. (Emekli bir albay olan Paul Yingling, Daily Beast’e verdiği demeçte, “Bombalar patladığında, Mike Flynn’in elleri kana bulanacak” diyerek tepki gösterdi.)
Çarşamba günü, Trump’ın af kararını değerlendiren Washington D.C. Bölge Mahkemesi Yargıcı Emmet Sullivan, Flynn aleyhindeki suçlamaları resmi bağlamda ele aldı. “Başkan Trump’ın Bay Flynn’i affetme kararı yasal değil, siyasi bir karardır” diyen yargıç, Flynn’in af kararını kabul etmesinin bir suç itirafı olarak bile yorumlanabileceğini sözlerine ekledi.
Bir takım başka Trump âlemi canavarının daha affedilmeyi beklediği bildiriliyor: Trump’ın sınır duvarına destek veren insanları soyma suçlamasıyla federal soruşturma altında olan eski baş stratejisti Stephen K. Bannon; hâlihazırda vergi kaçakçılığı ve yolsuzluktan hapiste olan ve 2015 yılında Trump’ın kampanya yöneticiliğini yürüten Paul Manafort; ve Ukrayna’yla bağlantılı suçlar işlediği iddia edilen ve usulsüzlükleri nedeniyle federal soruşturma altında olan, yanı sıra (başarısız/ç.n.) Trump darbesinin avukatlığını da üstlenen Rudolph W. Giuliani.
KENDİSİYLE BAĞLANTISI OLAN HERKESİ AFFETMEK İSTİYOR
Belki hep birlikte kayağa giderler. Axios’a göre bu hafta Trump, bir danışmanına ‘kendisiyle konuşan her kişiyi’ affedeceğini söyledi. Aktarıldığı kadarıyla, her ihtimale karşı çocuklarını bile affetmeyi düşünüyor. Ve Axios, Trump’ın, ‘af listesinde ‘ olduklarını söylemek için insanların sözlerini yarıda kestiğini ekliyor. (Axios’un haberine göre, birçok insan bu imadan fazlasıyla rahatsız.)
Ayrıca yürütme gücünün en yüksek düzeyde istismarı da söz konusu: Kendini affetmek. Bunu da deneyebilir. Bu, Trump’ın merhametinin niteliği için bile çok fazla.
Adalete gelince, başkanın karnesinde, çoğumuzun -ve dünyanın geri kalanının çoğunun- ‘gaddarlık’ diye adlandıracağı federal idamlar ve devlet tarafından katledilmek gibi eylemler var.
Trump yönetimi, temmuz ayından itibaren federal ölüm cezasına verilen 17 yıllık bir arayı sona erdirdi. Başkan, bir yıl içinde herhangi bir başkanın imzaladığı en yüksek sayıdaki idam kararını onaylamasının yanı sıra, bir yüzyılda en çok idam kararını imzalayan başkan oldu. Cuma günü, Indiana’nın Terre Haute kentindeki federal hapishanede dokuz zehirli iğne infazını denetledi. Bu zaman zarfında elbette, Beyaz Saray, yaklaşık 300 bin kişinin Covid-19 salgını yüzünden ölmesine kayıtsız kalmak dışında hiçbir şey yapmadı.
Biden’ın ocak ayında göreve başlamasından önce, dört idam daha gerçekleştirilecek. Biden, tesadüfi olmayan bir şekilde, ölüm cezasını tamamen yürürlükten kaldırmak için çalışacağına söz verdi.
DOSTLARA CÖMERT AFLAR, HALKA BOLCA İDAM
Trump’ın emrini verdiği son cinayet perşembe akşamı gerçekleşti. Brandon Bernard’ın idamı öylesine pervasızca yapıldı ki, genelde bir Trump taraftarı olan avukat Alan Dershowitz bile bu idamı protesto etti. Çiçeği burnunda hapishane reformcusu Kim Kardashian West’in izinden giden Dershowitz, Trump’tan, Bernard’ın ölüm cezasını şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapse çevirmesini talep etti.
Dershowitz ve Kardashian West, haklı biçimde, Bernard’ın iki korkunç cinayetle sonuçlanan başarısız bir araba hırsızlığı olayındaki kanıtları yaktığında daha 18 yaşında bile olmadığına dikkat çektiler. Bernard’ı cinayetten suçlu bulan jüri üyeleri ve savcılar, 1999 yılındaki yargılamanın, şahsın o tarihte reşit olmaması ve bahsi geçen cinayetlere katılımının kanıtlanamaması nedeniyle, artık idam cezasının haksız olduğuna inanıyorlar.
Bir idam mahkûmu hakkındaki kararla ilgili en ufak bir şüphe dahi varsa, kendisine merhamet gösterilmeli. Ancak bu yaklaşım, bir mikron kadar olsa bile dürüst ve mantıklı bir başkanın varlığını gerektirir. Elimizde, bundan ziyade Trump var.
Trump’ın ölüm-kalım meselelerine eşlik etmesi gereken ciddiyeti bir şekilde toplayabileceğini düşünmek fazlasıyla saçma olur. Dostlarına mecburen aflar bahşetmek, en aşağılık derecede çamura batmış bir davranıştır. Ve başkanın idamlara yönelik şeytani hevesi, açık ve detaylı öldürme tekniklerine kadar uzanıyor: Günler öncesinde, daha önce yasaklanmış idam mangaları, zehirli gaz ve elektrikli sandalye gibi yöntemleri yeniden yürürlüğe sokan bir gece yarısı kararnamesini imzaladı.
Başkan Ford, Watergate Skandalı’nın ardından Richard Nixon’ı affettiğinde, tanrının bir evladı olarak, eğer Nixon’a merhamet göstermezse, sahip olduğu merhametten mahrum edileceğine inandığını söylemişti. Trump’ın son evre af ve idam aleminde böylesi ağırbaşlı bir amaç görmüyoruz.
Trump bir zaman sınırıyla karşı karşıya ve görev süresi sona erecek. O zamana kadar, affettiği ya da kınadığı kişilerin en kötüsünden bile daha kötü olmaya kararlı görünüyor.
Virginia Heffernan/Los Angeles Times