Ayetullah Seyyid Ali Hamanei hac münasebeti ile yayınladığı mesajda, vahdet ve maneviyatın haccın iki esas temeli olduğunu ve İslam ümmetinin izzet ve saadetinin faktörleri olduğunu belirterek, İslami bilinç ve uyanıklığın gelişmesi ve hayret uyandıran direnişin oluşmasının parlak sonuçlarına vurgu yaparak, “Müstekbir batı, bizim hassas bölgemizde ve son zamanlarda da tüm dünyada gün geçtikçe daha da zayıflıyor, tabi ki düşmanın hilesinden bir an bile gaflet edilmemeli ve çalışma ve uyanıklıkla, geleceğin inşası için en büyük yatırım olan umut ve öz güveni arttırmalıyız” dedi.
Ayetullah Hamaney’in bu sabah Arafat Çölünde, Veliyi Fakih’in hac ve ziyaret işleri temsilcisi ve İranlı hacıların sorumlusu hücet-ül İslam Nevvab tarafından okunan mesajı şöyle:
بسماللّه الرّحمنالرّحیم والحمد للّه ربّ العالمین و صلّی اللّه علی محمّد المصطفی و آله الطّاهرین و صحبه المنتجبین
Aziz ve Hekim olan Allah’ı bir kez daha, hac dönemini, Müslüman milletlerin buluşma noktası kıldığı ve bu fazilet ve rahmet yolunu onlara açtığı için şükrediyorum. İslam ümmeti bir kez daha kendi vahdet ve birlikteliğini şeffaf ve ebedi aynada izleyebilir ve anlaşmazlık ve tefrika güdülerinden yüz çevirebilir. Müslümanların vahdeti, haccın esas temellerinden biridir zira zikir ve maneviyat ile birleşince- bu farizanın diğer esas temeli sırlar ile doludur- İslam ümmetini izzet ve saadetin zirvesine ulaştırabilir ve onu “وَ لِلَّهِ العِزَّةُ وَ لِرَسولِهِ وَ لِلمُؤمِنین üstünlük Allah’a O’nun elçisine ve inananlara aittir” mısdağı yapabilir.
Hac, bu siyasi ve manevi iki unsurun birleşmesidir ve kutsal İslam dini ise siyaset ve maneviyatın muhteşem ve görkemli karışımıdır. Son tarihte Müslüman milletlerin düşmanı, bu hayat veren iki iksir yani vahdet ve maneviyatın, bizim halklar arasında zayıflaması için çok çalıştılar. Manevi ruhtan yoksun olan ve maddi dar görüşten kaynaklanan batı yaşam tarzını yaymakla, maneviyatı silikleştirip güçsüzleştiriyorlar ve vahdeti, dil, renk, ırk ve coğrafya gibi tefrikanın hayali motivasyonlarla şiddetlendirerek, sorguluyorlar.
Küçük bir örneği, şimdi sembolik olarak Hac töreninde görülebilen İslam toplumu, tüm varlığı ile mücadeleye kalkmalı; yani bir yandan Allah’ı anarak, Allah için çalışarak, Allah kelamını düşünerek, Allah’ın vaatlerine güvenerek kendi zihniyetinde güçlendirmeli ve diğer yandan tefrika ve ihtilaf fikirlerine üstün gelmeli.
Günümüzde kesin bir şekilde, dünyanın ve İslam dünyasının mevcut şartlarının bu değerli çalışmaya her zamankinden daha müsait olduğu söylenebilir. Zira her şeyden önce bugün İslam ülkelerinde elitler ve halkın büyük kesimi, büyük fikri ve manevi zenginliğinin farkına varmış ve onun önem ve değerini anlamıştır. Günümüzde batı uygarlığının en önemli armağanları olan liberalizm ve komünizm, artık 100 yıl ve 50 yıl önceki çekiciliğe sahip değiller. Batının para eksenli demokrasi haysiyeti ise ciddi soru işaretleri ile karşı karşıyadır ve batılı düşünürler de, marifet ve pratik şaşkınlığa düştüklerini itiraf ediyorlar. İslam dünyasında gençler, düşünürler, ilim ve din adamları bu durumu görünce, kendi marifet zenginliği ve de kendi ülkelerindeki mevcut siyasi çizgiler hakkında yeni bir bakış açısı kazanıyorlar ve işte bu, her zaman değindiğimiz İslami uyanıştır.
İkincisi, bu İslami bilinç, İslam dünyasının kalbinde olağanüstü ve mucizevi bir olay yaratmıştır ve bu da müstekbir güçleri çok zor bir durumda bırakmıştır. Bu olayın adı “direniş” ve gerçeği ise iman gücünün ortaya çıkması ve cihat ve tevekküldür. Bu olay, İslam’ın başlangıcında bu şerefli ayetin nazil olduğu olaydır:
اَلَّذینَ قالَ لَهُمُ النّاسُ اِنَّ النّاسَ قَد جَمَعوا لَکُم فَاخشَوهُم فَزادَهُم ایمانًا وَ قالوا حَسبُنَا اللَّهُ وَ نِعمَ الوَکیلُ* فَانقَلَبوا بِنِعمَةٍ مِنَ اللَّهِ وَ فَضلٍ لَم یَمسَسهُم سوءٌ وَ اتَّبَعوا رِضوانَ اللَّهِ وَ اللَّهُ ذو فَضلٍ عَظیم.
“Öyle kişilerdir onlar ki halk, kendilerine, bütün insanlar, aleyhinizde birleşti, korkun onlardan dedi de bu söz, onların inancını arttırdı ve Allah yeter bize, ne de güzel vekildir o dediler * Kendilerine hiçbir kötülük erişmeksizin Allah’ın nimetlerine ve ihsanına nail olarak geri döndüler ve Allah rızasına da uymuş oldular; Allah, pek büyük lütuf ve ihsan sahibidir.”
Filistin sahnesi bu olağanüstü olayın tezahürlerinden biridir ki azgın siyonist rejimi saldırgan ve naracı durumdan, savunma ve pasif duruma çekmiştir ve şimdi açıkça da görüldüğü gibi ona siyasi ve güvenlik ve ekonomik sorunları dayatmıştır. Direnişin diğer parlak örnekleri Lübnan ve Irak ve Yemen ve diğer bazı noktalarda görülebilir.
Üçüncüsü tüm bunların yanında günümüzde dünya, İslami İran’da İslam’ın siyasi hakimiyeti ve gücünün başarılı bir modeli ve gururlu bir örneğine şahittir. İslam cumhuriyetinin istikrar ve bağımsızlığı ve ilerlemesi ve izzeti, çok muazzam ve anlamlı ve çekici bir olay olarak her uyanık Müslümanın görüş ve duygularını kendine çekebilir. İslam hükümetinin tüm nimetlerini tam olarak gerçekleştirmeyi geciktiren bu sistemin çalışanları olan bizlerin zafiyetimiz ve bazen yanlış çalışmalarımız, bu nizamın temel ilkelerinden kaynaklanan sağlam ilkelerini ve sağlam adımlarını hiçbir zaman sarsamamış ve maddi manevi ilerlemeyi durduramamıştır. Bu temel ilkeler listesinin başında mevzuatta ve uygulamada İslam hakimiyetinin üstünlüğü, ülkenin en önemli yönetim konularında halk oylarına dayanma ve tam siyasi bağımsızlık ve zalim güçlere dayanmamak yer almıştır; işte bu ilkeler Müslüman halklar ve hükümetleri birleştirebilir ve İslam ümmetini, tutum sergileme ve işbirliğinde, müttefik olarak birleştirebilecektir. Bunlar, müttefik ve birleşik hareket için , İslam dünyasının mevcut müsait durumunu sağlayan ortam ve faktörlerdir.
Bu elverişli alanlardan en çok Müslüman hükümetler, dini ve bilimsel seçkinler, bağımsız aydınlar ve gerçeği arayan gençler yararlanmayı düşünmelidirler. Müstekbir güçler ve hepsinden çok Amerika’nın, İslam dünyasında böyle bir yönelişten endişeli olmaları ve ona karşı tüm olanaklarını kullanmaları, çok doğaldır ve şimdiki durum da böyledir. Medya imparatorluğu ve yumuşak savaş yöntemlerinden, savaş çığırtkanlığı ve vekalet savaşlarını ateşlemeye kadar, ta vesvese ve siyasi haber uydurmaya kadar, ve tehdit ve tatmin ve rüşvete kadar… tümü ve tümü, İslam dünyasını, uyanış ve kendi saadet yolundan ayırmak için Amerika ve diğer müstekbirler tarafından kullanılıyor.
Cinayetkar ve yüzü kara siyonist rejim de bölgede bu çok yönlü çalışmaların araçlarından biridir. Allah’ın lütfu ve iradesi ile bu çalışmalarının bir çoğunda başarısız kalmış ve müstekbir batı ise bizim hassas bölgede ve son zamanlarda da tüm dünyada her geçen gün daha da zayıflamıştır. Amerika ve onun bölgedeki cinayetkar ortağı yani gasıp rejimin perişanlık ve başarısızlığı, Filistin, Lübnan, Suriye, Irak, Yemen ve Afganistan’da açıkça görülüyor. Bunun karşı noktasında İslam dünyası coşkulu ve motive olan gençlerle doludur. Geleceği inşa etmek için en büyük yatırımın, günümüzde İslam dünyasında ve özellikle bölge ülkelerinde dalgalanan özgüvendir. Hepimiz bu sermayeyi korumak ve arttırmakla görevliyiz. Tüm bunlara rağmen düşmanın hilelerinden bir an bile gafil olmamak gerekir; gurur ve gafletten kaçınalım ve kendi çalışma ve uyanıklığımızı arttıralım ve her halde, Kadir ve Hekim olan Allah’tan ilgi ile, yalvararak yardım isteyelim. Hac merasimi ve menasikine katılmak, tevekkül ve yalvarmak için büyük bir fırsattır, ve de düşünmek ve karar almak için. Tüm dünyada Müslüman kardeşleriniz için dua edin ve Allah’tan onlara başarı ve zafer dileyin. Bu kardeşinize de temiz dualarınızda ilahi hidayet ve rahmete yer verin.
Vesselam Aleyküm ve Rahmetullah
Seyyid Ali Hamanei 5 zilhicce 1443- 14 Tir 1401