Amerika’nın tarihinin büyük bir kısmını darbeler cuntalar ve kanlı eller oluşturmakta. Şüphesiz bunun en karanlık örneklerinin bir çoğu Latin Amerika üzerinde denenmiş ve bir çoğunun sonucunda o bölgenin yerli halkları kalıcı ve derin yaralar ile yaşamaya devam etmekte.
Geçen yüzyıl İspanyol sömürgecileri yurtlarından kovan Latin Amerika ulusları çok geçmeden İspanyolları geride bırakacak başka bir sömürge imparatorluğunun kanlı ellerini kendi üstlerinde hisseti bu gücün adı ABD’den başkası değildi. 1960’lı yıllarda ABD’nin Vietnam hezimeti ile başlayan Küba devrimi ile devam eden sol rüzgar Bolivya’da etkisini gösterdi 1966 yılında Arjantinli doktor Küba devriminşn önderlerinden Ernesto Che Guevera’nın öncülüğünde ELN (Bolivya Ulusal Kurtuluş Ordusu) kuruldu. Bir yıl süren şiddetli çatışmalar ve isyanların sonucunda Che Guevera’nın öldürülmesi ile ELN gücünü kaybedip kukla Amerikancı hükümet varlığını devam ettirdi. Zengin yer altı kaynakları ile Latin Amerikanın en yoksul ülkesi olan Bolivya sık sık ülke nüfusunun %80 den fazlasını oluşturan yerli nüfusun isyanları ile gündeme geldi.
Yakın döneme gelindiğinde 2006 yılında yapılan seçimler de başını Evo Moralesin çektiği Sosyalist Hareket Partisi iktidara geldi. Evo Morales iktidara geldiğinde bir dizi halkçı ve kamucu politikaları ülke içinde yürürlüğe soktu içeride Bolivyayı sömüren uluslar arası madencilik firmalarına savaş açan Morales dışarıda ise ülkesini ABD karşıtı bloğa yakın hale getirdi Çin,Rusya, İran, Venezuella ,Kuzey Kore,Vietnam ve Küba ile çok yakın ilişkiler kurdu.
Girdiği her seçimde rakiplerine yüksek farklar ile kazanan Evo Morales 2019 ekim ayında gerçekleşen seçimlerde en yakın rakibine 10 puan fark açmasına rağmen ABD başta olmak üzere pek çok ülkeden şaibeli olduğu yorumu yapıldı. Batı yanlısı muhalefetin sokak gösterileri düzenlemesi üzerine Evo Morales 10 kasım günü Amerika İşbirliği Örgütünün gözlemci olacağı erken seçim sözü verdi. Tarih 12 kasımı gösterdiğinde ordu içinde yer alan ABD destekli bir grubun darbesi sonucu Evo Morales Meksikaya sığınmak zorunda kaldı.
Darbeci hükümet iktidara gelir gelmez Bolivya yönetiminin ABD kuklası olduğununu kabul etti. Yerlilerin, köylülerin, işçilerin yoğun başlayan eylemlerinde içinde ABD askerlerinin de olduğu darbeciler 400 den fazla kişiyi katletti. O günden bu güne 2 kez seçimi erteleyen Amerikancı cunta Bolivya’da hiç bir insani ve hukuksal sınır tanımıyor…
