ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Halilzad, Afgan taraflar arasında müzakerelerin ertelenmesi için hiçbir gerekçe olmadığını söyledi.
Ancak burada sorulması gereken esas soru şu: “Doha barış anlaşması ve Afganistan hükümeti ve Taliban’ın barış müzakerelerini başlatmaya hazır olduklarını deklare etmelerine rağmen niçin şimdiye kadar bu müzakereler başlamamıştır?”
Bu soruyu yanıtlamak için birkaç konuya değinmekte yarar var.
Birincisi; Afganistan hükümeti ve Taliban, müzakere için anlaşmaya vardılar, ancak daha bu müzakerelerin başlayacağı tarih netleşmiş değil. Afganistan Ulusal Barış Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah, bu bağlamda yaptığı açıklamada, Afganistan halkı ve hükümetinin barış için iyi niyetini gösterdiğini, artık sıranın Taliban’a geldiğini söylemişti.
İkinci konu ise, bazı uzmanlar ve siyasetçiler ABD’nin Afganistan’da barışa sadık olmadığına inanıyorlar. ABD’nin eski Afganistan ve Pakistan Temsilcisi Laurel Miller bu bağlamda şöyle diyor: Donald Trump, Afganistan yönetimine karşı sadık değil, ABD’nin Afganistan’daki askeri varlığı üzerinden 19 sene geçmiş, ancak şimdiye kadar Afganistan’da barış ve huzur sağlayabilmiş değil. ABD, Taliban ile savaşta, bu grubu yenmek istemiyor, çünkü bu ülkedeki askeri varlığı için onları gerekçe göstermek istiyor.”
Bazı uzmanlarının ifadelerine göre, Amerika yönetimi Afganistan barış sürecini tahrip etmeye çalıştığı bir dönemde benzer yorumlar farklı uzmanlar tarafından duyuluyor.
Uluslararası uzmanlardan Mark Sloboda bu bağlamda Sputnik’e yaptığı değerlendirmede bulunarak, “Amerikan karanlık yönetiminin, şüpheli bilgiler ve raporlar sızdırmakla, Afganistan’da barış çabalarını tahrip etmeye çalıştığını” belirtti.
Bu duruma rağmen ABD Başkanı Donald Trump ve Afganistan Özel Temsilcisi Halilzad, neden Afgan taraflar arasında barış müzakerelerinin yeniden başlaması peşindedirler?
Hiç kuşkusuz ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık seçimleri öncesinde, yoğun propaganda ile Taliban ile barış anlaşmasını, hükümetinin dış politikası için büyük bir kazanım olarak göstermeye ve böylece kasım seçimlerinde kazanma şansını artırmaya çalışıyor.
Afganistan’da barış görüşmelerine bir araç olarak bakan ABD Başkanı Donald Trump’ın Afganistan’daki askeri stratejisi, esasında başarısız olmuştur.
ABD 2001 yılında Afganistan’ı işgal etti, ancak şimdiye kadar bu ülkede savaş, terörizm, uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığının artması, on binlerce Afgan’ın ölümü ve hakarete uğramasından başka bir sonucu olmamıştır. Doğal olarak ABD başkanlık seçimlerinde Beyaz Saray’a girecek şahıs kim olursa olsun, Afganistan’dan çıkıştan başka bir yolu olmayacaktır.
Bağımsızlığının 101. yılını krizler ve istikrarsızlıklar ateşi içinde kutlayan Afganistan’ın danışma meclisinin Taliban’a mesajı, barış ve uzlaşmaydı, ancak Taliban grubunun mesajı, ülkenin muhtelif noktalarında savaş ve istikrarsızlığın sürmesi yönündedir.
Bu nedenle Afganistan’da dış müdahaleler nedeniyle, pratikte barış ve istikrarın sağlanması ne yazık ki pek mümkün gözükmüyor./