Trump’ın ikinci dönem başkanlık perspektifi, Amerika’nın istihbarat topluluğu için büyük bir tehdit oluşturuyor; çünkü Trump, ilk başkanlık döneminde de istihbarat ajanslarında büyük değişiklikler yapmaya çalışmıştı. Bu bağlamda, önceki zorluklar, Cumhuriyetçi yönetimin Achilles topuğu haline gelebilir.
Trump’ın istihbarat kurumlarını yönetme biçimi, özellikle rakip kesimler tarafından büyük endişe ve eleştirilerle karşılandı. Eleştiriler, atama süreçlerinden, Trump’ın bu kurumlarla olan ilişkilerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyordu ve bu konular, Trump’ın gelecekteki yönetiminde de önemli bir tartışma konusu olacak gibi görünüyor.
Trump’ın CIA başkanlığı için John Ratcliffe ve Ulusal İstihbarat Dairesi (ODNI) başkanlığı için Tulsi Gabbard gibi isimleri gündeme getirmesi, eleştirmenleri harekete geçirdi. Onlar, Trump’ın kendisine yakın isimleri bu kurumların başına getirerek, istihbarat topluluğunu siyasi hedeflerine ulaşmak için kullanmaya devam edeceğinden endişeleniyor. Trump’ın destekçileri ise bu eleştirilerin sadece siyasi bir rekabetin sonucu olduğunu savunuyor.
Demokratlar Neden Korkuyor?
Trump’ın kişiliği göz önüne alındığında, eleştirmenler, onu Amerika’nın istihbarat servislerini iç politik rakiplerine karşı bir intikam aracı olarak kullanabileceğinden endişe ediyor. 12 eski Amerikan istihbarat yetkilisine göre, Trump, ikinci dönemde, Amerika’nın müttefikleriyle istihbarat paylaşımını zayıflatabilir ve bu yolla özellikle Ukrayna gibi kritik bölgelerdeki müttefiklerinin pozisyonlarını zayıflatabilir.
NBC News’a göre bu endişeler, Trump’ın ilk başkanlık döneminde yaptığı kamuoyu açıklamaları, sınıflandırılmış bilgileri kötüye kullanma durumu ve siyasi rakiplerinden intikam alma söylemleriyle bağlantılıdır. Trump’ın destekçileri, bu kaygıları “abartılı” ve “belirsiz” olarak nitelendiriyor ve Trump’ın görevdeyken Amerika’nın istihbarat kurumlarını güçlendirdiğini hatırlatıyor.
Başkanların İstihbarat Topluluğuyla İlişkilerinde Geçmişteki Sorunlar
London School of Economics’in raporuna göre, istihbarat topluluğu ile hükümet arasındaki gerilimler, demokratik sistemlerde doğasında bulunan bir olgudur ve yalnızca Amerika’ya özgü değildir. Bu bağlamda, geçmişte de Amerikan başkanları, belirli politikalarını destekleyecek şekilde istihbarat ajanslarından gelen bilgileri manipüle etmeye çalışmışlardır. Vietnam Savaşı sırasında Amerikan istihbaratının stratejileri konusunda yaşanan anlaşmazlıklar ve 2003’teki Irak Savaşı’na dair bilgilendirmelerin siyasi amaçlarla yönlendirilmesi buna örnektir.
Trump ve eski istihbarat yetkilileri arasındaki sözlü atışmalar da benzersiz değildir. Ayrıca, siyasi olarak bağlı kişilerin istihbarat ajanslarına atanması da yeni bir olgu değildir. Lyndon Johnson, Gerald Ford ve Bill Clinton gibi başkanlar, sıklıkla kendi siyasi müttefiklerini istihbarat pozisyonlarına atamaya çalışmışlardır.
Trump ve İstihbarat Topluluğu Üzerindeki Etkisi
Politico’ya göre, Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, Amerika’nın istihbarat topluluğu için büyük bir risk oluşturuyor, çünkü ilk döneminde de istihbarat ajanslarında köklü değişiklikler yapmayı hedeflemişti. Eski Trump yönetimi yetkilileri, Trump’ın ikinci döneminde, istihbarat ajanslarını politize etmeyi ve bu süreci öncekilerden çok daha derinlemesine gerçekleştirmeyi planladığını öne sürüyorlar.
Bu durumda, Başkan Trump, kendi politikalarıyla uyumlu olmayan bilgi ve analizlerden korunabilir ve hatta buna karşı çıkan değerlendirmeleri değiştirmeye çalışabilir. Politico, 18 eski istihbarat yetkilisi ve analizcisiyle yaptığı röportajlarda, Trump’ın Amerika’nın istihbarat topluluğunu siyasi hedefleri için bir “silah” haline getirme çabasında olabileceğini iddia etmiştir.
Trump ve İstihbarat Topluluğu Üzerindeki Potansiyel Kötüye Kullanım
Trump ve eski yardımcıları, kendi siyasi rakiplerine karşı “intikam alma” tehditleriyle, istihbarat topluluğunun bu amaçla kullanılabileceği endişelerini artırmıştır. Trump, Biden ve ailesine yönelik soruşturmalar başlatma sözü vererek, istihbarat topluluğunun kendi siyasi çıkarları doğrultusunda hareket etme potansiyelini işaret etmiştir.
Trump’ın avukatları, kendilerine yönelik suçlamaların “saçma” olduğunu iddia ederek, istihbarat topluluğunun şiddetle politikleştiğini ve sadece “sol ideoloji”ye hizmet ettiğini savunuyorlar.
Amerikan İstihbarat Topluluğunun Zayıflaması ve Dış Müttefiklerin Endişeleri
Trump’ın ikinci dönemi, Amerika’nın dış müttefiklerinin, özellikle istihbarat paylaşımı konusunda daha temkinli olmalarına yol açabilir. Müttefikler, Trump’ın başkanlık döneminde güvenlik bilgilerinin yeterince korunmadığından endişe duyuyorlardı. Just Security’ye göre, Trump’ın politikleşmiş bir istihbarat topluluğu ile başkanlık yapması, yabancı müttefiklerin, Amerikan hükümetiyle istihbarat paylaşımını azaltmalarına neden olabilir. Bu durum, Amerika’nın terörist tehditleri takip etme ve uluslararası krizleri yönetme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.
Trump’ın Zayıflattığı İstihbarat Topluluğu ve Yabancı Müttefikler
Wall Street Journal raporuna göre, Trump, başkanlığının başlarında, İsrail kaynaklı çok gizli bilgileri Rus yetkililerle paylaşmıştı. Ayrıca, İran’a ait hassas bir roket fırlatma tesisiyle ilgili fotoğrafları Twitter’da paylaşarak güvenlik açıklarına neden olmuştu. Trump, bu tür hamlelerle istihbarat paylaşımını tehlikeye atmıştı.
Sonuç
Trump’ın ikinci döneminin, Amerika’nın iç ve dış istihbarat ağlarına zarar verebileceği konusunda ciddi endişeler var. Bu, sadece Trump’ın düşmanları için değil, aynı zamanda müttefik ülkeler için de büyük bir tehdit oluşturabilir. Trump’ın geçmişteki eylemleri ve istihbarat topluluğuna yaklaşımı, yeni bir başkanlık döneminin de aynı şekilde istihbarat topluluğunu kendi politik çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışacağına dair güçlü şüpheler yaratmaktadır.