Cuma, Kasım 15, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Filistin’de yaşananlardan İsrail’i sorumlu tutan Harvard öğrencileri hedefe oturtuldu

Cumartesi günü Hamas’ın İsrail’e yönelik sürpriz saldırısının ardından Harvard’daki öğrenci gruplarından oluşan bir topluluk, suçu yalnızca İsrail’e yükleyen bir kamuoyu mektubu yayınladı.

Diğer öğrenci grupları ve bireyler de benzer açıklamalar yayınladı.

Mektup “Biz aşağıda imzası bulunan öğrenci grupları, yaşanan tüm şiddet olaylarından tamamen İsrail rejimini sorumlu tutuyoruz” diye başlıyor.

Mektupta İsrail işgali altında yaşayan Filistinlilerin on yıllardır süren mücadelesi ve Hamas’ın İsrail’e saldırmasının ardından Filistinlilerin karşılaşacağı muhtemel misilleme anlatılıyor.

Hiç de şaşırtıcı olmayacak şekilde mektup ve diğer açıklamalar kısa sürede kamuoyunda yaygın bir şekilde kınandı ve birçok siyasetçi kamuoyu önünde sert bir şekilde tavrını koydu.

Tehdit edildiler

Hak savunucuları için çok daha endişe verici olan ise bu gençlere yönelik tehditler oldu. Ayrıca mektupta ismi geçen bazı gençlere daha önceden yapılan iş teklifleri de iptal edildi.

The New Arab’a konuşan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi Massachusetts şubesi yöneticisi ve avukat Tahirah Amatul-Wadud, “Entelektüel dürüstlüğün, düşünce ve fikirlerin paylaşılabileceği bir yer varsa, o da üniversite kampüsüdür” dedi.

Amatul-Wadud, “Diğer insanlar için rahatsız edici olsa bile, öğrencileri değerlerini ifade etme konusunda kendilerini rahat ve güvende hissetmeleri için teşvik etmeliyiz” dedi.

Geniş kitlelerin ve üst düzey yetkililerin tepkisini çeken mektubun özü, Hamas’ın saldırısından İsrail’i sorumlu tutmasıydı. Bu mevcut durumla çelişkili gibi görünen ya da en azından çok erken gibi duran bir tutumdu. Ta ki İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz’in Gazze saldırısının ardından Netanyahu’yu suçlayan benzer çizgide bir başyazı yayınladığını görene kadar.

Yazı, “Simchat Torah bayramında İsrail’in başına gelen felaket tek bir kişinin açık sorumluluğudur: Binyamin Netanyahu” diye başlıyor.

ABD’deki üniversite kampüslerinde İsrail’e yönelik eleştiriler, son yıllarda giderek daha fazla dikkat çeker hale geldi.

Amatul-Wadud, “Kimin iktidarda olduğuna bağlı olarak kimin özgürce konuşabileceği konusunda çifte standart olduğunu biliyoruz” dedi. Amatul-Wadud, öğrencilerin misillemeyle karşılaşmaları gerektiğini düşünmediğini, zira mektuplarının sert bir dille yazılmış olsa da nefret söylemi teşkil etmediğini sözlerine ekledi.

Şimdiye kadar birçok şirket, mektupta imzası bulunan öğrencileri işe almayı düşünmediklerini açıkladı. Bazı CEO’lar ise Harvard’dan mektubu imzalayan öğrencilerin isimlerini yayınlayarak onları kara listeye almasını istedi. Çok sayıda tehdidin ardından öğrenciler ve grupları isimlerini kaldırmak zorunda kaldı.

New York Üniversitesi öğrencisi ve Öğrenci Barosu Başkanı Ryna Workman üniversiteye gönderdiği, şiddet olaylarından İsrail’i sorumlu tutan ve Filistinlilerle dayanışma içinde olduğunu ifade eden e-posta açıklamasının ardından iş teklifi iptal edildi.

Geniş çaplı tepkilere neden olan e-postada şu ifadeler yer alıyor: “Her şeyden önce, özgürleşme ve kendi kaderini tayin etme yolunda baskıya karşı direnen Filistinlilerle sarsılmaz ve mutlak dayanışma içinde olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu muazzam can kaybının tüm sorumluluğu İsrail’e aittir. Bu devlet onaylı şiddet rejimi, direnişi gerekli kılan koşulları yaratmıştır.”

Bir başka örnekte ise Philadelphia’da PhillyVoice’da çalışan bir spor muhabiri, “76ers” isimli yerel basketbol takımının İsrail’i destekleyen bir açıklamasını eleştirdikten hemen sonra işinden kovuldu.

76ers takımı sosyal medya latformu X’te #StandWithIsrael hashtag’iyle birlikte “İsrail halkının yanındayız ve Hamas’ın elinde terörizme kurban giden yüzlerce masum canın yasını tutarken onlara katılıyoruz” diye yazdı.

Muhabir Jackson Frank, tweet’i alıntılayarak, “Bu gönderi berbat! Daima Filistin’le dayanışma.” dedi.

Bu, Filistinlileri destekleyen üniversite öğrencilerinin ve başkalarının kitlesel bir tepkiyle karşılaştığı ilk olay değil.

Son birkaç yıldır öğrenci gruplarının, üniversitelerin İsrail hükümetinin insan hakları ihlalleriyle bağlantılı şirketlere yatırım yapmaktan vazgeçmesi yönündeki çağrıları artıyor. Bu durum genellikle antisemitizm suçlamalarına yol açıyor.

Popüler Yazılar