The Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatının (CIA), Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2012’de göreve geldiğinden bu yana Çin’de insani istihbarat kapasitesini geliştirme konusunda başarısız olduğunu ileri sürdü.
WSJ’nin eski ve mevcut Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberine göre, CIA, örgütün en önemli istihbarat hedefi olarak değerlendirdiği Çin’deki insani casusluk kapasitesini geliştirmeye çalışıyor.
Yetkililer, istihbarat eksiklikleri nedeniyle ABD’nin, Şi ve yakın çevresi arasında Tayvan ve diğer konular gibi önemli güvenlik meseleleri hakkındaki gizli müzakerelere ilişkin sınırlı bilgiye sahip olduğunu söyledi.
Eski bir üst düzey istihbarat yetkilisi, “Çin’deki liderlik planları ve arzularına ilişkin hiçbir gerçek bilgiye sahip değiliz.” dedi.
“Çin misyonuna ayrılan bütçe iki katına çıkarılıyor”
Son yıllardaki asli hedeflerinden biri Çin’de insani casus ağını güçlendirmek olan ABD’deki istihbarat kurumlarının, personelini ciddi eğitimlerden geçirmesine ve pahalı casusluk cihazları kullanmasına rağmen Çin’e nüfuz etme konusunda zayıf kaldığı ifade ediliyor.
CIA Direktörü William Burns, The Wall Street Journal’a, Joe Biden yönetiminin Amerikan güvenliğine yönelik en büyük tehlike olarak nitelendirdiği Çin’in CIA’in “yapılacaklar listesinin başında” yer almaya devam ettiğini söyledi.
Dünya genelinde devam eden çatışmalar dahil pek çok dinamiği dengelediklerini ancak Çin kaynaklı uzun vadeli stratejik zorluklarla yoğun biçimde ilgilendiklerini belirten Burns, “Çin misyonuna ayrılan bütçeyi son üç yıldır iki katından fazla artırıyoruz ve Çin Misyon Merkezini, CIA’in bu konudaki tüm çabalarını koordine edecek tek ülke misyon merkezi olarak kuruyoruz.” dedi.
Ancak İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş gibi gerekçelerin Burns’ün Çin’in uzun vadeli en büyük öncelik olmasını sağlama yönündeki çabaları karmaşıklaştırdığı belirtiliyor.
CIA’in emektar isimlerinden bir yetkili, söz konusu iki krizle başa çıkmanın, Pekin’e odaklanmaya çalışan kurumun becerilerini test edeceğini söyledi.
Ayrıca eski bir terörle mücadele yetkilisi, “Gerçek şu ki dünyanın tamamında yararlanabileceğiniz toplama kaynaklarına sahip değilsiniz.” ifadelerini kullandı.
Çin, “Orwell tarzı” gözetleme sistemleri kullanıyor
Çin’e yönelik istihbarat odağının 2000’li yılların ortalarında yoğunlaştığı ancak ABD hükümetlerinin uzun süre Çin’i öncelik olarak algılamadığı dile getiriliyor.
ABD, casus uyduları sayesinde Çin’in askeri bölgedeki konuşlandırmalarını ve modernizasyon planlarını yakından izliyor, siber ve dinleme araçlarıyla Çin’in iletişim ağını kısmen takip edilebiliyor.
Yetkililer, bunun ötesinde, ABD’nin Şi’nin planlarına ilişkin bilgisinin, çoğunlukla çıkarımlara ve kamuoyuna açıklamalarının incelenmesine dayandığını söyledi.
Şi liderliğindeki güvenlik öncelikli devlet, ülke içindeki casusluk operasyonlarını büyük ölçüde karmaşıklaştıran “Orwell tarzı” gözetleme sistemleri kullanıyor.
Bu nedenle ABD istihbaratının, Çin’in yapay zeka ve sentetik biyoloji gibi birbirinden farklı alanlardaki ilerlemesini takip etmesi gerektiği belirtiliyor.
Eski ABD yetkilileri, 2000’li yılların başında CIA analistlerinin Beyaz Saray’ı Çin’in ekonomik büyümesi ve askeri hedefleri hakkında sık sık uyardığını söyledi. Bu gizli istihbarat raporları, Amerikalı yetkililerce “Korkunç Çin Dosyası” olarak biliniyor.
Eski yetkililer, CIA’in geçmişte Çin Komünist Partisinin üst kademelerindeki ve bakanlıklarındaki yaygın yolsuzluğu kullanarak düzinelerce yetkiliyi ücretli ajan olarak devşirdiğini ancak bu ağın çökertildiğini söyledi.
Eski bir üst düzey ABD yetkilisi, “Ve o zamandan beri çok fazla bir iyileşme olup olmadığı konusunda şüpheliyim.” dedi.
Şi’nin iktidara hazırlandığı bu devşirme döneminde “CIA’in ülkedeki nüfuzunun derinliğinin yarattığı şokun”, Çin liderinin güvenlik ve sadakat vurgusunun şekillenmesine yardımcı olduğu belirtiliyor.
Şi’nin 2012’nin sonlarında Komünist Parti lideri ve birkaç ay sonra da başkan olmasıyla ABD, Çin’deki insan ağını kaybetti.
Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın eski danışmanlarından Danny Russel, istihbaratın, siyasi tartışmalarda dikkate alınmasına rağmen, “Şi’nin güvenlik takıntılı bir otokrat olacağını” öngöremediğini söyledi.
Mandarin dili öğreniliyor
Mevcut ve eski yetkililer, 2020’den sonra, ABD istihbarat teşkilatlarının, Çin hükümetine sızmaya yönelik genişletilmiş programları finanse etmek için terörle mücadeleye ve Orta Doğu da dahil olmak üzere diğer hedeflere yönelik harcamalarda kesintilere gidildiğini söyledi.
Rakamlar gizli ancak yetkililer Çin operasyonları konusunda önemli bütçe değişimlerinin olduğunu belirtiyor.
Amerikalı bir istihbarat yetkilisi, Çin merkezinin “oyun kurucu rolüne sahip” olduğunu ifade etti.
Başka bir ABD istihbarat yetkilisi, “CIA, halihazırda burada çalışan insanların Mandarin dilini öğrenmesine çok güveniyor.” dedi.
Çinli ajanları devşirmenin her zamankinden daha tehlikeli olduğu belirtilirken, Pekin’in yaygın gözetim sistemi nedeniyle büyük şehirlerdeki milyonlarca kameralardan gelen yayınların süreci zorlaştırdığı kaydediliyor.
CIA, Rusya’da görece başarılı
Çin’deki zorluklara rağmen CIA’in, Rusya’da daha büyük bir başarı elde ettiği ifade ediliyor.
İstihbarat servisi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gizli Ukrayna işgal planını ele geçirirken, Kremlin’in “dezenformasyon planlarını” ele geçirerek kamuoyuna duyurdu.
CIA, aynı zamanda, Rus özel güvenlik şirketi Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin haziranda isyanını başlatmadan önce Beyaz Saray’a haber vermişti.