Cuma, Kasım 22, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

İran’ın askeri bütçesinin Araplar ve Siyonist rejimle karşılaştırılması

İran İslam Cumhuriyeti’nin 7. planının genel politikalarının bir bölümünde şöyle belirtilmektedir:

 “Savunma üssünü güçlendirmek… Ülkenin kendi kendine yeterliliğini vurgulamak… Ülkenin genel bütçesinin en az %5’ini ayırmak.”

Bu yazıda, İran ve Arapların askeri bütçelerinin karşılaştırılmasına değinilmiştir.

Günün özeti:

İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, 7. planın genel politikalarını, Maslahatı Belirleme Konseyinin Başkanına ve Genelkurmay Başkanına iletti. 7. Planın genel politikaları “Ekonomi”, “Altyapı İşleri”, “Kültürel ve Sosyal”, “Bilim, Teknoloji ve Eğitim”, “Siyasi ve Dış Politika”, “Savunma ve Güvenlik”, “İdari, Hukuki ve Adli” konular olmak üzere 26 fıkrada onaylandı.

Güvenlik ve savunma bakanlığının açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Ülkenin genel bütçesinin en az %5’ini ayırarak ülkenin öncelikli sistem, ekipman ve hizmetlerde kendi kendine yeterliliği vurgulanarak, savunma ve güvenlik sektörlerinin ihtiyaç duyduğu güçlü teknolojilerin elde edilmesi ve caydırıcılığın artırılması için savunma üssünün güçlendirilmesi vurgulanmaktadır.

İran’ın genel bütçesinin yüzde beşi ne kadardır?

2022 yılı bütçesini ve dolar kurunu 30 bin tümen (18,07 tl) olarak sayıyoruz. İran’ın 2022 yılındaki toplam bütçe tavanı 3600 milyar tümenin (11,4 milyar dolar) üzerindedir. Bu rakamın 2200 milyar tümeni (7 milyar dolar) devlet şirketlerinin bütçesi, 1500 milyar tümeni (4,7 milyar doları ) ise hükümetin genel bütçesidir.

Bu durumda, hükümetin genel bütçesinin yüzde beşi 75 milyar tümen olacaktır. Bu rakam 2,5 milyar dolara tekabül etmektedir. İran’ın savunma, kültür, altyapı, eğitim vb. tüm işlerinin İran’ın genel bütçesi ile ilgili olduğunu belirtmekte fayda var. İran’ın genel bütçesi mecliste gözden geçirilmektedir, ancak devlete ait şirketlerin bütçesi bu kuralın dışındadır!

İran’ın 2022’deki savunma bütçesi ne kadar?

2022 bütçesinin savunma ve güvenlik işleri için 198 bin 422 milyar tümenlik bir kredi düşünüldü. Bu rakam 6.6 milyar dolara tekabül ediyor. İran’ın bu yılki bütçesi 120 milyar dolar olarak belirlendi. Bu da savunma bütçesinin tüm ülke bütçesinin %5,5’i olduğu anlamına geliyor. Füze programının geliştirilmesi ve Batı Asya’nın krizden etkilenen ülkelerindeki bölgesel varlığı gibi İran’ın tüm savunma harcamaları bu %5,5’ten harcanmaktadır.

İran’ın düşmanları ve komşuları orduya ne kadar harcıyor?

2021’de dünyanın askeri harcamaları tarihteki en yüksek rakama ulaştı ve bu rakam 2,1 trilyon dolardır!

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) istatistiklerine göre ABD, 2021’de 800 milyar dolar harcamış ve bu da dünyanın en yüksek askeri harcaması olmuştur. Bu sayı İran’ın 2022 savunma bütçesinin 120 katıdır. Dünyadaki askeri harcamaların yaklaşık %40’ı ABD’ye aittir.

Çin, 293 milyar dolar, Hindistan, 76,6 milyar dolar, İngiltere, 68,4 milyar dolar ve Rusya, 65,9 milyar dolar ile dünyada ikinci ve beşinci sırada yer almaktadır. Çin, Hindistan ve Rusya’dan oluşan üç ülke, İran sınırlarının 2000 km yarıçapındadır ve İngiltere’nin Fars Körfezi’nde NATO çerçevesinde askeri bir varlığı bulunmaktadır.

Siyonist rejim, 2021’de İran’ın savunma bütçesinin yaklaşık 4 katı olan 25 milyar dolar askeri harcama yapmıştır. Suudi Arabistan da 2022’de İran’ın savunma bütçesinin 8 katı olan 55 milyar dolar harcamıştır.

Dünya Bankası, dünyanın askeri harcamalarının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranını gösteren bir liste hazırladı. Gayri safi yurt içi hasıla, belirli bir zaman aralığında üretilen tüm nihai ürünlerin, piyasa değerindeki ekonomik ölçüsü demektir. Dünya Bankası, İran’ın 2020 yılında gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) 192 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor. Dünya Bankası, İran’ın askeri harcamasını bu ülkenin GSYİH’sının %2,2’si olarak tahmin etti.

İran 15 ülke ile komşudur. Bu ülkelerin askeri harcamalarının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı şu şekildedir: Rusya (%4,3), Azerbaycan (%5,4), Ermenistan (%4,9), Türkiye (%2,8), Irak (%4,1). %), Kuveyt (%6,5), Suudi Arabistan (%8,4), Bahreyn (%4,1), Katar (%4,8), BAE (%5,6), Umman (%10,9), Pakistan (%4), Afganistan (%1,4) ), Türkmenistan (%2,9 ila %3,6) ve Kazakistan (%1,1).

Sadece savaş mağduru Afganistan ve karayla çevrili Kazakistan’ın askeri harcamalarının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı İran’dan daha düşüktür. Yukarıdaki istatistiklerin ilginç yanı, Fars Körfezi’nin güney kıyısındaki Arapların aşırı askeri harcamalarıdır. Yukarıdaki yüzdeler, Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerin bölgesel maliyetleri dışındadır. Örneğin:

Yemen’e yönelik saldırının ilk gününde (26 Mart 2015) Suudi döviz rezervleri 745 milyar doları buldu. Aşağıdaki istatistiklerden de görülebileceği gibi, Suudi Arabistan’ın döviz rezervleri Yemen savaşının sekizinci yılı arifesinde (2021’in sonunda) 446 milyar dolara ulaştı. Bu da 300 milyar dolarlık düşüş demektir!

Suudi döviz rezervlerinin zirvesi

İran, Batı Asya’nın silahlı bölgesinde en düşük askeri harcamaya sahip olan, dünyanın en kalabalık 17. ülkesi ve 18. en büyük ülkesidir. İran, bu kadar az miktarda harcamayla Batı Asya’daki en güçlü füze gücü ve dünyadaki üç ana İHA gücünden biri olmayı başarmıştır.

Tahran ayrıca, askeri harcamalarının bir kısmını, krizi ülke sınırlarına ulaşmadan bastırmak için Batı Asya’daki savaşlara harcamıştır. Bu strateji üç zafer getirmiştir: Birincisi: Amerikan savaş makinesinin bölgenin bataklığına saplanması. İkincisi: Bölgede tekfirci hareketin ordusunun yenilgisi. Üçüncüsü: Tahran’ın Akdeniz ile olan doğrudan bağlantısı.

Bu önemli olay, İran’ın komşu ülkelerindeki kriz ve kaosun arka planında gerçekleşmiştir. 11 Eylül 2001 olayından sonra ABD Ordusu yüzyılın en büyük harekâtına girişmiştir. Yaklaşık 15 yıldır İran’ın güney, batı ve doğu sınırları Amerikan ordusu, NATO ve sonrasında terör kuvvetlerinin kuşatması altındaydı. John Kenneth Galbraith’e göre (Birinci ve İkinci Körfez Savaşları’ndaki kıdemli ABD diplomatı) İran’ı zayıflatmak için başlatılan savaş, Tahran’ı en iyi stratejik konumuna getirdi.

Amerika’nın Batı Asya’daki savaşlarının maliyetinin 7 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Bahsedilen rakam bizzat Trump tarafından açıklandı.

Öte yandan Trump yönetiminin dışişleri bakanı, İran’ın Batı Asya bölgesindeki (Suriye, Irak, Yemen ve Filistin’deki savaşlar) harcamalarının 2018 yılına kadar 16 milyar dolar olacağını açıkladı.

Pompeo’nun açıkladığı rakama göre Amerika tek başına bölgede İran’ın 438 katını harcamış durumdadır.

Bu istatistik, Siyonist rejim, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, BAE ve Katar’ın direniş eksenine karşı bölgede yaptığı harcamaların dışındadır.

Centcom’un (2019-2022) eski komutanı ve General Kasım Süleymani’ye düzenlenen suikast operasyonunun komutanı “MacKenzie” de İran’ın askeri gücünü “Overmatch” düzeyinde olarak değerlendirmiştir. Overmatch, modern askeri düşüncede bir hasım karşısında ezici avantajlara sahip olmayı geleneksel savaşta olduğundan daha önemli bir marjla ödüllendiren bir kavramdır ve askeri üstünlükle ilgilidir. Yani eğer bir savaş başlarsa, Amerika ve müttefiklerinin İran füzeleri ve insansız hava araçları yağmuru nedeniyle savaş alanına hâkim olamayacakları anlamına gelmektedir.

McKenzie, The New Yorker dergisine verdiği röportajda şu açıklamalarda bulundu: ‘Bu aşamaya ulaşan bir ülke, kontrol altına alınması veya yenmesi çok zor silahlara sahiptir. İran artık çok büyük stratejik yeteneklere sahiptir. Onlar, savaş alanında başarılı oldular yani, başkalarının gücünü devre dışı bırakabilirler.’

Kaynak: 7Sabah.com.tr

Popüler Yazılar