Gazze’de 3 aydır yaşanan büyük vahşet, Batı’da Müslümanlara bakışı da etkiledi. Çoğu hükümetten İsrail’in saldırılarına tepki gelmezken toplumun her kesiminden İsrail karşıtı sesler yükseliyor.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda binlerce insan hayatını kaybetti. Öldürülenlerin büyük çoğunluğu ise çocuk ve kadınlar.
Yıllardır abluka altında yaşayanGazze, İsrail saldırılarından önce de “açık hava hapishanesi” olarak tanımlanıyordu.
7 Ekim’den sonra ise ölçüsüz İsrail saldırıları Gazze’yi büyük bir vahşetin yaşandığı hayalet bir kente dönüştürdü. Kuzeyden başlayan İsrail saldırıları nedeniyle “güvenli” denilen güneye göç eden 1 milyondan fazla insan açlık, susuzluk ve soğuk havayla mücadele ediyor.
Okulların, hastanelerin ve Birleşmiş Milletler (BM) merkezlerinin dahi vurulduğu Gazze’de İsrail bütün uluslararası kuralları çiğnemekten de geri durmadı. Yüzlerle başlayan ölümler binleri buldu. Yaşanan vahşet ne İsrail’i durdurabildi ne de Batılı hükümetleri harekete geçirebildi.
Gazze’deki katliamların durulmaması için İsrail interneti kesti, gazetecileri ve aktivistleri hedef aldı ancak acı feryat her yere ulaştı.
Hükümetlerinin sınırsız İsrail desteğine Batı’daki halklar karşı çıkmaya başladı. Öyle ki Fransa’da yasaklara rağmen on binlerce insan sokaklara döküldü, Almanya’nın şartsız Tel Aviv destekçisi politikası Berlin’de katliamların durdurulması için bağıran insanlara engel olamadı.
ABD’de ise baskın İsrail lobisine rağmen “vicdanlar” susturulamadı.
Özellikle üniversiteler İsrail’in Gazze’de işlediği vahşetin durdurulması için neredeyse her gün protestolara sahne oldu.
Rektörlere baskı
Harvard Üniversitesi, Pensilvanya Üniversitesi Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öne çıkan üniversitelerdi. Rektörler Gazze’de katliamların durdurulması için düzenlenen eylemleri “düşünce özgürlüğü” olarak tanımladı.
Aylardır süren bu eylemlere karşı büyük bir yıpratma savaşı başlatıldı.
ABD Kongresi Eğitim ve İş Gücü Komisyonunda 5 Aralık’ta düzenlenen “Kampüs Rektörlerini Sorumlu Tutmak ve Antisemitizmle Mücadele” başlıklı oturum kapsamında, Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay, Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Elizabeth Magill ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Rektörü Sally Kornbluth, üniversite kampüsünde antisemitizm olaylarına ilişkin yaklaşımlarına dair ifade vermeye çağrıldı.
Üç rektör, saatler boyunca antisemitizmle ilgili konularda öğrencilere yönelik disiplin faaliyetlerine, üniversitelerin nasıl farklı görüşleri temsil ettiğine ve kampüsteki güvenliğe ilişkin soruları yanıtladı.
Rektörlüğe son bir yılda başlayan Gay, Magill ve Kornbluth, antisemitizmle birlikte Müslüman karşıtlığı ve nefretin her türlüsünün artışına karşı mücadele edeceklerini belirtti.
Üç isim de İsrail’e tepki gösterilerini, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesi nedeniyle yoğun eleştiri ve baskıyla karşı karşıya kalarak istifaya zorlandı.
Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Magill ve Harvard Üniversitesi Rektörü Gay baskıların ardından istifa etti.