Washington merkezli Uluslararası Politika Merkezi (CIP) tarafından bu hafta yayınlanan bir rapora göre, Batı ülkelerinin ihracatları, son beş yılda Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya gönderilen silahların büyük bir kısmını oluşturuyor .
ABD, bölgeye yapılan tüm silah transferlerinin yaklaşık% 50’lik payıyla başı çekerken, Fransa, İngiltere, Almanya ve İtalya% 24’ünü oluşturuyor. Rusya, bölgedeki en büyük ikinci tek silah tedarikçisi ve bölgeye küresel silah ihracat pazarının% 17’si ile ABD’nin gerisinde.
CIP, silah ihracatının genellikle “istikrar için bir güç, ittifakları güçlendirmenin bir yolu, İran’a karşı koymanın bir yolu veya daha genel olarak, çatışmayı daha az olası kılan güç dengesi. “
Raporun yazarı ve CIP’in Silah ve Güvenlik Projesi direktörü William Hartung, hafif silahlar ve diğer askeri yardımların çatışmanın devam etmesinde rol oynadığını, ancak büyük silah sistemlerinin bölgede büyük bir yıkıma sebebiyet verdiğini ifade etti.
Hartung, altyapının bombalanması hesaba katıldığında, “Hava bombardımanı ve uzun menzilli topçu kullanımı, doğrudan on binlerce, dolaylı olarak yüz binlerce sivilin ölümüne neden oldu oldu” dedi.
Yemen’de Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne teslim edilen ABD ve İngiliz uçakları, bombalar, füzeler ve zırhlı araçlarla 100.000’den fazla cana mal olan bir savaşı besledi.
Rapora göre, Mısır’da ABD tarafından tedarik edilen savaş uçakları, tanklar ve helikopterler, Kuzey Sina’da sözde bir terörle mücadele operasyonu olan ancak gerçekte bölgenin sivil nüfusuna yönelik sürdürülen çatışmalarda kullanıldı.
ABD silahları, Irak, Yemen, Suriye ve Libya’daki çatışmalarda etkin rol oynarken, Rus teçhizatı da Suriye ve Libya’nın iç savaşlarında büyük rol oynadı.
CIP raporu, aynı zamanda, Batılı büyük silah üreticilerinin bölge pazarına ne kadar bağımlı olduklarının altını çiziyor; en büyük beş silah tedarikçisinden üçü – ABD, Fransa ve Birleşik Krallık – bölgeye küresel silah teslimatlarının yarısından fazlasını gerçekleştiriyor.
