Bugünlerde Amerika’da herhangi bir süpermarkete girdiğiniz zaman muhtemelen rafları boş görürsünüz.
Ülke genelinde tuvalet kağıdından spor ayakkabıya, kamyonetten tavuğa kadar neredeyse her tür üründe kıtlık görülüyor. Kitap, bisiklet, bebek yatağı veya tekne mi arıyorsunuz? Bunlar için haftalarca, hatta aylarca beklemeniz gerekebilir.
19 aydan fazla bir zamandır Corona virüsü salgınıyla mücadele eden Amerika’da, salgının başlamasıyla tedarik zincirinde de sorunlar başladı.
Bugün artık her sektörden dünya devi firmalar tedarik zinciri krizini pençesinde. Bu da daha yüksek maliyet ve daha yüksek fiyat anlamına geliyor.
Pandeminin ilk günlerinde panik içinde marketlere koşanlar tuvalet kağıdından temizlik ürünlerine birçok ürün rafının boşalmasına neden olmuştu. Bu kez panik yok ancak şimdi de tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle raflar boş.
Piyasaları bu noktaya küresel kapanmalar ve işgücü sıkıntısı taşıdı. Birçok şirket, bebek bezi ve şişelenmiş su gibi temel ihtiyaçların üretilmesi ve nakliyesi için gereken malzemelerin yüksek fiyatlarını dengelemek için fiyat artışlarına bel bağladı. Üstelik fiyat artışlarının gelecek yıl da devam edeceği endişesi var.
Krizin dört temel nedeni
Uzmanlar küresel tedarik zinciri krizinin dört temel ve birbiriyle bağlantılı nedeni olduğuna inanıyor.
Bunlar tüketici talebinin hızla artması, düşük aşı oranları nedeniyle işçilerin hastalanması ve çalışamaması, nakliye konteynırlarının sevkinde yaşanan sıkıntılar ve gemilerin limanlarda haftalarca beklemek zorunda kalması.
Büyük bir gemi 14 bin ila 24 bin konteynır taşıyabiliyor. Bu, limana yanaşmak için bekleyen bir geminin 5 milyon televizyon veya 33 milyon spor ayakkabı taşıdığı anlamına geliyor. Şu anda 60’tan fazla konteynır gemisi, Los Angeles ve Long Beach Limanları açıklarında demirlemiş durumda ve mallarını boşaltamıyor. Ayrıca New York, New Jersey ve dünyanın diğer yerlerinde de bağlantı noktaları tıkanmış durumda.
Yani çocuk bezinden yoğurda, tedarik zinciri kriziyle karşı karşıya kalan küresel firmalar daha yüksek maliyetlerin tehdidi altında… Bu da rafların daha da boşalacağının, dolsa bile ürünlerin daha yüksek fiyatlarla satılacağının sinyalini veriyor.
İlk çeyrek faaliyet marjlarının daraldığını kaydeden birçok dev firma, bu mali yılda giderlerde büyük bir artış bekliyor.
Bunda yüksek hammadde maliyetlerinin yanısıra hızla artan enerji fiyatları da rol oynuyor. Ve bu sorunların yakın zamanda çözülmesi beklenmiyor.
3’ncü çeyreğin sonlarında, tedarik zincirindeki aksaklıklardan dolayı satışlar azaldı. Bir çok firma bu tür sorunların risk oluşturmaya devam edeceği görüşünde.
Tedarikçilerdeki çip sıkıntısının yanısıra lojistik sorunlar nedeniyle bu firmalar müşterilerine belirli donanımları teslim edemiyor.
Özellikle çip krizi hayatımızın vazgeçilmezi cep telefonu üreticilerinin önünde de büyük bir engel.
İşte bu noktada firmalar yaptıkları harcamaları arttırırken, aynı zamanda daha fazla yerel parça tedarik ederek, Çin’deki fabrikalarında maliyetleri düşürmeye çalışıyor.
ABD Başkanı Joe Biden’ın geçtiğimiz günlerde, taşımacılık şirketleri, perakendeciler ve sendikalarla yaptığı tedarik zinciri zirvesinde limanlarda alınacak önlemler konuşuldu. Şimdi merak edilen bu zirvenin ve Beyaz Saray’ın Los Angeles limanını haftada yedi gün, günde 24 saat işler hale getirmek için yaptığı anlaşmanın sorunun çözümüne ne kadar katkıda bulunacağı.