ABD’nin eski BM Büyükelçisi Nikki Haley, 2021 yılında Donald Trump‘a karşı başkanlığa aday olmayacağını söylemişti, ancak bu açıklama mazide kalmış gibi duruyor.
Zira The New York Times gazetesinin haberine göre, eski Güney Carolina Valisi bu ayın ortasında, 2024 yılındaki başkanlık yarışına katılacağını duyurmaya hazırlanıyor.
Haberlerin doğrulanması halinde Haley, Trump’ın yanı sıra parti için yarışan ikinci Cumhuriyetçi üye olacak.
Bununla birlikte bu adım, Hint bir anne-babadan dünyaya gelen bu Amerikalının başını, seçmen tabanını seferber etmek ve aşağılayıcı lakaplar takmak suretiyle rakiplerini hedef almaktan çekinmeyen eski başkanı ile derde sokacak.
Kimdir bu Haley?
Haley, 1972 yılında Güney Karolina eyaletinde Hint iki göçmenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve siyasi yükselişinden önce kişisel düzeyde pek çok dönüşüm geçirdi.
İş hayatına bir muhasebeci olarak başlamasına ek olarak, Hint adı olan Nimrata Randhawa’yı değiştirmesi ve 24 yaşında Sih dinini terk ederek Hıristiyanlığı benimsemesi bu dönüşümlerin başında geliyor.
Kökleri, onun şahsi ve siyasi kimliğinin oluşumunda önemli bir role sahip. Göçmen bir ailenin mensubu olarak o, Amerikan değerlerini muhafaza etmekle birlikte kişinin, kültürel mirası ve arka planına sarılmasının önemini vurguluyor.
Haley, muhafazakar görüşleri ve kamu hizmetine olan bağlılığıyla tanınıyor. Onun kamu hizmetine olan bu bağlılığı, 2018 yılına kadar ülkesinin BM büyükelçiliğine tayin edilmesinden önce 2011 ila 2017 yıllarında arasında Güney Karolina valiliği yaptığı sırada somutlaştı.
Kamu hizmetinde bulunduğu sırada yüzleştiği en büyük zorluklardan biri, Güney Karolina eyaletinin en büyük ikinci şehrinde yer alan Charleston Kilisesi’ne yönelik silahlı saldırıydı.
Haley, 2015 yılında 9 kişinin ölümüne yol açan bu saldırıdan sonra durumu idare etmesi ve eyaleti bir arada tutma çabalarından ötürü övgüye layık görülmüştü.
Ülkesinin BM Büyükelçisi olarak da kendisini uluslararası topluma sağlam ve içten diplomat imajıyla takdim etti.
İsrail’e olan desteği ve BM’nin Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerdeki insan hakları davalarına karşı tutumuna yönelik eleştirileri ile tanındı.
Haley, konfederasyon bayrağına da en eleştirel yaklaşanlardan biriydi; ırkçı çağrışımları nedeniyle 2015 yılında Güney Karolina’daki Capitol Binasından kaldırılmasında etkin bir rol oynadı.
Haley ayrıca, vergi reformu, eğitim ve ekonomik gelişmenin de güçlü bir savunucusu kabul ediliyor.
Değişik görüşler
Eski Vali, son birkaç senede hızla tersine çevirdiği tavırlar aldı. Sözgelimi Başkan Trump’ı önce destekledi, daha sonra Hillary Clinton’a karşı başkanlık kampanyası sırasında onu şiddetli bir biçimde eleştirdi.
Nitekim 2015 yılında, “Herhangi biri onu her eleştirdiğinde [Trump] gidip bir karşı saldırı başlatıyor” diyerek, Cumhuriyetçilerin bu tavrı benimsemediğine işaret etti.
Trump’ın sınır duvarı inşa etme planına ve göç meselesindeki birkaç tutumuna karşı da saldırdı ve Cumhuriyetçileri, “Amerika’nın dokusunun bu meşru göçmenlerden oluştuğunu” hatırlamaya davet ederek düşüncelerini, “Yasa dışı göç meselesinin çözümü hakkında konuşmak istiyorsan, gel konuşalım. Ancak benim anne-babam gibi yasal bir şekilde buraya gelen milyonlarca insana saldırmaya lüzum yok” ifadeleriyle dile getirdi.
Kendi eyaletindeki ön seçimlerden önce Trump’ın “herhangi bir valinin başkanda istemeyeceği her şeyi” temsil ettiğini söyleyerek Trump’ı desteklemeyeceğinin altını çizdi ve Florida Senatörü Marco Rubio’yu, o çekilince de Teksas Senatörü Ted Cruz’u destekledi.
Düşmanlığını ilan etmesinin ardından Haley, başkanlık seçimlerinden önce her ne kadar “hayranı olmasa da” Trump’a oy verme niyetinde olduğunu söyledi.
Birkaç hafta sonra da Cumhuriyetçi yönetimin kendisini BM elçisi olarak atama teklifini kabul etti.
Bununla birlikte eski büyükelçi, kendisinin seçimlerdeki, Cumhuriyetçi Başkanın suçlamayı reddettiği Rus müdahalesi konusundaki sert tutumu da dahil olmak üzere pek çok dosyada kendisini Trump’tan ayrı tuttu ve “Bir devlet, başka bir ülkenin seçimlerine müdahale ediyorsa bu bir savaştır” diyerek tavrını ortaya koydu.
Trump, NATO’nun “miadının dolduğunu” söylediğinde Haley buna itiraz ederek, “NATO, bizim için önemli bir ittifaktır ve bizim şu an her zamankinden daha fazla müttefike ihtiyacımız var” karşılığını verdi. Ve Trump daha sonra bu tavrından geri adım attı.
Haley, İyi Günde Kötü Günde Amerika’yı Savunmak adlı kitabında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i övme stratejisinin iletişim kanallarını açık tutmayı hedefleyen bir manevra olduğunu açıklayarak Trump’ı övdü.
Kitabının tanıtım turlarında ise onunla çalışmaktan zevk aldığını söyleyerek Trump hakkında olumlu konuştu ve Trump’ın “dürüstlüğünü ve laf dinlemesini” takdir etti.
Eski büyükelçi başka zaman da Trump’ı, 6 Ocak 2021’de Capitol Binasına saldırmakla suçladı ve Cumhuriyetçi Parti’ye onsuz devam etmeyi önerdi.
Saldırının ikinci haftasında Politico dergisine yaptığı açıklamada Trump’ın siyasi kabulü kaybettiğine işaret ederek,, şunları ifade etti:
Bence kendini gitgide daha yalnız bulacak ve federal makam için bir kez daha aday olmayacak. Bizi hayal kırıklığına uğrattığını itiraf etmemiz gerek… O, girmemesi ve bizim de onu takip etmememiz gereken bir yolda yürüdü. Onu dinlememeliydik, bunun bir kez daha yaşanmasına izin veremeyiz.
Ancak Ekim 2021’de Haley, belki de Trump’a yönelik söylemini yumuşatmak maksadıyla fikrini değiştirmiş gibi görünüyordu.
Nitekim Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:
Eski Başkan güçlü kişileri seçip topu hareket ettirebiliyor ve umarım bunu yapmaya devam eder. Onu Cumhuriyetçi Parti’de istiyoruz, Trump’tan önceki günlere dönelim istemiyorum.
2020 yılında başkanlık yarışının sonuçlarını sorguladıkları için Cumhuriyetçileri eleştirse de son ara seçimlerde, Trump’ın seçim hilesi konusundaki iddialarını destekleyen birkaç adayı destekledi.
Ve nihayet, görünüşe göre Eski Büyükelçi, Trump’a rakip olmama konusundaki tutumunu tersine çevirmeye bir adım uzaklıkta. Zira Amerikan basınına göre Haley, başkanlık kampanyasını yakın zamanda duyurmaya hazırlanıyor.
Trump, Haley’in kampanyasını ilan etmeden önce kendisinden onay istediğini, kendisinin de ona, “Aday olmak istiyorsan kalbini dinle” dediğini açıkladı.
Eski Başkan, Haley’in kendisine karşı aday olmayacağını taahhüt ettiği video kesitleri yayınlayarak alaycı bir dille, “Şerefinin değil, kalbinin peşinden gitmeye mecbur kaldı” yorumunu yaptı.
Cumhuriyetçilerin tereddüdü
The New York Times‘a göre parti ayrışmayı derinleştiren tartışmalı tutumları ve görüşleri sebebiyle bazıları tarafından bir yük olarak görülen Trump’ın dışında yeni birini seçmek istese bile Cumhuriyetçilerin aşırı tereddüdü, partinin bu çabalarına engel olabilir.
Gazete, Trump’ın rakiplerinin, Trump’a ve onun “yıkıcı lakaplarına” hedef olmaktan korktukları için adaylık açıklamasını şimdiye kadar ertelediklerini, bazılarınınsa Georgia veya New York’taki iddia makamının, kendileri adına en zor işi yapıp Trump’ı 2020 seçimlerine müdahil olmakla ya da gasp davasından ötürü suçlayıp suçlamayacağını beklediğini söylüyor.
Gazete, partinin ön seçimlerinde Trump’a meydan okuma konusunda adayların Trump’a ne zaman, nerede ve nasıl saldıracakları konusunda şimdiye kadar kararsız kaldığına işaret ediyor.
Adaylar kampanyalarını açıklama konusunda da tereddüt gösterirken onu görevden almaya çalışan Cumhuriyetçiler, Trump’ın rakiplerinin bu tereddüdünün onun konumunu güçlendirebileceğinden korkuyor.
Bununla birlikte Cumhuriyetçi adayların akını, oyları bölme konusunda Trump’a yardımcı olabilir. Nitekim bazı Cumhuriyetçiler, 2016 yılındaki ön seçim senaryosunun tekrarlanmasından endişe duyuyor; o zamanda çok sayıda aday, Trump’ın yaklaşık yüzde 25 oranında kazanmasına izin vermişti.
Trump’ın danışmanları şiddetli bir rekabetle karşı karşıya kalması halinde bunun gerçekleşmesini umuyor.
Endişelerini dile getirenler arasında, Trump’ı “kaybeden” olarak niteleyen eski Meclis Başkanı Cumhuriyetçi Paul Ryan da bulunuyor.
Ryan, bağışçıların ve Cumhuriyetçilerin, oyları Trump lehine bölecek bir aday çokluğu olmamasını sağlayacak yollar bulmaları gerektiğini ifade ediyor.
Trump’ın gücü, Haley’nin sırrı
The New York Times‘a göre Trump, zaaf ve dayanıklılık alametleri gösteriyor. Şöyle ki;
Trump’ın kampanyasının ilk haftalarında toplanan bağışlar nispeten zayıf kaldı ve uzun bir süre Trump yanlısı duyguların yuvası olan Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komite üyeleri, Trump’ın üçüncü kampanyasını desteklemeye istekli olmadı.
Aynı şekilde Trump’a muhalif bir muhafazakar ve Cumhuriyetçi analist Wyatt Ayers’in internet sitesi The Bulwark‘ın yürüttüğü bir kamuoyu yoklaması, Cumhuriyetçi Parti seçmenlerinin 2024 yarışında aday olarak muhtemelen Trump’tan başka bir kişiyi isteyeceğini ortaya koydu.
Bununla beraber başka anketler, Trump’ın hâlâ ilk sıradaki Cumhuriyetçi aday olduğuna işaret ediyor. Aynı muhafazakâr site tarafından yapılan bir ankete göre Cumhuriyetçi Parti seçmenlerinin yüzde 28’i, bağımsız bir bahiste Trump’ı desteklemeye hazır.
Yaklaşan seçimlerde eski başkana karşı adaylığını duyuran ilk Cumhuriyetçi olarak Haley’nin bu ay yapacağı açıklamanın, Trump ile rekabeti başlatması bekleniyor. Haley, başkanlık yarışında büyük bir rol oynayan Güney Karolina eyaletinde halk desteğine sahip.
Cumhuriyetçi Parti’nin Güney Karolina şubesinin eski başkanı Katon Dawson, eyaletin eski valisine olan desteğini dile getirdi ve onun, çok önemli bir değişimi temsil edebileceğini ifade etti.
Haley yarışa, Trump ve Florida Valisi Ron DeSantis gibi diğerlerine nazaran daha az şanslı biri olarak katılmakla birlikte, Reuters‘a göre o, arkadan koşmaya alıştı ve siyasi çevrelerde itibar edinerek kazanması zor yarışlarda öne çıktı.
Rakiplerine karşı partiyi zafere taşırsa Haley, tarih boyunca Cumhuriyetçi Parti’nin başkanlık listesinde başa geçen ilk kadın ve partinin beyaz olmayan ilk adayı olacak.
Kaynak: The Independentturkish