ABD Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), uzay aracı Perseverance’ın Mars’a yumuşak iniş için “mükemmel bir hat üzerinde” yol aldığını duyurdu.
Bir ton ağırlığındaki uzay aracının, 18 Şubat Perşembe günü Jezero adı verilen kratere indirilmesi hedefleniyor.
Araç, 2030’lu yıllarda yeniden Dünya’ya dönüşünde kaya parçaları da getirecek. Kızıl Gezegen’de kalışı süresince de geçmiş yaşam izlerini araştıracak.
BBC’ye konuşan proje sorumlusu Jennifer Trosper, Perseverance’ın atmosfere girişi öncesi manevra kabiliyetleri olduğunu ancak “buna gerek olmayacağını düşündüğünü” söyledi.
Araçtan elde edilen sinyal, atmosfer girişinin Perşembe günü TSİ 23.48’de gerçekleşeceğini gösteriyor. Eğer her şey yolunda giderse, robotun inişin başarılı olduğuna ilişkin ilk sinyalin inişten yedi dakika sonra Dünya’ya ulaşacağı hesaplanıyor.
Dünya ile Mars arasındaki 190 milyon kilometrelik mesafe nedeniyle, herhangi bir iletişimin ulaşma süresi yaklaşık 11 dakika. Bu nedenle eğer bir şeyler yanlış giderse, Dünya’daki kontrol merkezinin müdahale için zamanı olmayacak.
Kontrol Perseverance’taki otonom sistemlerde olacak.
Direkt olarak geçmiş yaşam belirtisi araştıracak
Bu uzay aracı teknolojisini yakından takip etmeyenler için, Perseverance ile 2012 yılında Gale Kraterine indirilen Curiosity aracı arasındaki farkı yakalamak kolay değil. Ancak dış kaplamanın altında, Perseverance çok farklı bir donanıma sahip. Görevi olan bilimsel araştırmaları yapabilmesi için özel enstrümanlarla donatıldı.
Baş mühendis Adam Steltzner, aracın lastik sisteminin de Curiosity’den elde edilen tecrübe ile sağlamlaştırıldığını ifade etti. Perseverance’ın Mars’ın kayalıklı yüzeyinde yıpranmadan hareket edebilmesi için lastikleri özel şeritlerle üretildi.
Perseverance’ın uzay meraklıları için özel bir seyirlik ortaya koyacağını söylemek de şimdiden mümkün.
Üzerinde 20 kamera ve bir çift mikrofon olan aracın Dünya’ya çok sayıda özel görüntü yollaması bekleniyor. Araçta bulunan ve kamera çekim kabiliyeti olan bir mini helikopter de uçurulmaya çalışılacak.
NASA, 1970’lerde gezegene ulaşan Viking aracından sonra ilk kez, Perseverance ile direkt olarak yaşam belirtisi araştıracak.
Arada yapılan görevlerde, daha çok gezegenin yaşanabilirliği üzerine araştırmalar yapıldı. Biyolojik yaşantının varlığı için geçmişteki şartların uygun olup olmadığı araştırıldı. Bu soru inandırıcı bir şekilde yanıtlanmış durumda.
Elde edilen örnekler Dünya’ya nasıl getirilecek?
2000’li yıllarda gezegende araştırmalar yapan Spirit ve Opportunity ile yakın zaman önce Curiosity, Mars’ın bir zamanlar daha sıcak ve ıslak bir gezegen olduğunu ortaya koydu.
Perseverance, kendinden önceki robotların bilgileri ışığında, eğer bir zamanlar var oldularsa, ilkel yaşam formalarının izini arayacak. Bunun için de bir zamanlar devasa bir göl olan Jezero’ya indiriliyor.
BBC’ye konuşan California Üniversitesi’nden gezegen bilimci Bethany Ehlmann, tıpkı Dünya’nın ilk yaşam formlarının araştırıldığı gibi Mars’ta mikrobiyolojik yaşam kalıntısı araştıracaklarını söyledi.
Ehlmann, “Bu yaşam formlarının Dünya’da 3.5 milyar yıl önce yaşadığını biliyoruz. Cevabını aradığımız soru; bunların Mars’ta da 3.5 milyar yıl önce, göl diplerinde yaşayıp yaşamadığı” dedi.
Beklenti, Perseverance’ın yapacağı araştırmaların sonuçlarının Dünya’da alınacağı yönünde. Aracın, elde ettiği kaya örnekleri, başka bir araçla Dünya’ya geri getirilecek.
NASA ve Avrupa Uzay Ajansı’nın milyarlarca dolar maliyetli ortak projesi ile daha küçük bir aracın 2026 yılında Jezero kraterine gönderilerek, Perseverance’ın bıraktığı tüpler içindeki kaya örneklerini toplaması planlanıyor. Araç daha sonra yörüngeye çıkacak ve burada bir uydu tarafından yakalanarak, ileri araştırmalar için Dünya’ya geri getirilecek.
SpaceX hali hazırda Mars’a gidecek uzay aracının roket testlerini yapıyor. Amaç öngörülebilir bir gelecekte Mars’a insanlı uçuş gerçekleştirmek.
Perseverance da bu araştırmalar kapsamında, “Mars’ın karbondioksit ağırlıklı atmosferinden, solunabilir oksijen elde edilebilir mi?” sorusuna yanıt arayacak.
NASA’nın bilim araştırmaları sorumlusu Dr Thomas Zurbuchen, “Eğer Himalayalar ve Alpler’deki bir jeolojik örneğin niteliğini gerçekten anlamak istiyorsak, insanları oraya götürmeliyiz. Bu Mars’ta da aynı” dedi.