Washington Post, Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından, Suriye’ye yönelik dış müdahalelerin arttığını ve bunun, Suriye’deki barış ve istikrarı erteleyerek, halihazırda savaşla boğuşan Ortadoğu’da gerilimi daha da artırabileceğini yazdı.
Gazeteye göre, Esad’ın Suriye’den ayrıldığı ilk hafta içinde üç dış aktör, kendi stratejik çıkarları bahanesiyle Suriye’yi hedef aldı: Amerika, Suriye’nin doğusunda IŞİD’in kalan unsurlarını hedef alırken, Türkiye, ülkenin kuzeydoğusunda Kürt güçlerine karşı operasyonlar düzenledi ve İsrail, Suriye’nin farklı bölgelerindeki askeri altyapıya saldırılar düzenledi.
Washington Post, bu hareketlerin Suriye’nin stratejik önemini vurguladığını, çünkü bu ülke farklı mezheplerin ve ideolojilerin kesişim noktasıdır ve beş Ortadoğu ülkesinin sınırlarıyla birleşmektedir. Ayrıca, bu durumun askeri ve siyasi ittifaklardaki değişikliklerin yol açabileceği yeni gelişmelere işaret ettiğini belirtti.
Gazete, Esad ailesinin 50 yıl süren yönetiminin sona ermesiyle birlikte, Suriye’deki Sünni muhaliflerin, bazıları El Kaide’den ilham almış olanların, bölgede güç dengesini ciddi şekilde değiştirdiğine dikkat çekti. Aynı zamanda, bölgedeki son isyanlar ve darbeler tarihi, hükümetlerin devrilmesinin ardından ortaya çıkan istikrarsızlık riskini gözler önüne seriyor. 2003’te Irak’taki Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesi, Şii nüfusun iktidara gelmesine, Sünni isyanlarına ve IŞİD’in güçlenmesine yol açtı. 2011’de Libya’da Muammer Kaddafi’nin devrilmesi, yabancı güçlerin desteklediği isyancı gruplar arasında uzun süren bir iç savaşa neden oldu. Mısır’da ise ordu, seçilmiş demokratik hükümeti devirdi ve otoriter bir rejimi yeniden kurdu.
Washington Post, Suriye’deki iç savaşın, zafer kazanan güçlerin intikam alma amacıyla, isyancıların birbirinden ayrılması ve dış güçlerin müdahalesiyle devam etme ihtimaline dikkat çekti.
Suriye’nin Londra’da yaşayan gazetecisi İbrahim Hamidi, “Bu büyük bir endişe kaynağı. Şu anda Esad gitmiş durumda ama ya gelecek? Karşılaşılacak çok büyük zorluklar var ve zorlu sorular soruluyor.” dedi.
Gazete, İran’ın Suriye’deki gelişmelere nasıl tepki vereceğinin, Suriye’nin ve bölgenin kaderinde belirleyici rol oynayacağına işaret etti. Tahran, nükleer programı konusunda Batı ile yeni müzakerelere başlayabilir ya da askeri müttefik ağına yönelik yeniden yapılanmalara gidebilir.
Washington Post, Suriye’deki Kürtlerin kontrolündeki bölgelere yakın alanlarda, yaklaşık 900 Amerikan askeri ve Kürt güçlerin IŞİD’le mücadele için konuşlandığı bölgelerde şiddet tehlikesi bulunduğuna dikkat çekti. Türkiye, yıllardır iç savaşta Kürt isyancılarla mücadele ediyor ve bu yüzden Suriye’deki Kürt hareketlerine karşı olumsuz bir tutum sergiliyor. Sünni güçlerin Kürtler tarafından güçlendirilmesi, Araplar ve Kürtler arasında yeni çatışmaların zeminini hazırlayabilir ve bu da Türkiye’nin daha derin Suriye’ye müdahalesine yol açabilir.
Kürt gazeteci Barzan Iso, “Eğer Kürtler ciddi bir tehdit ile karşılaşırsa, kontrol ettikleri bazı Arap bölgelerinden geri çekilebilirler. Biz, Türkiye’deki Heyet Tahrir el-Şam grubundan daha çok korkuyoruz. Kürtlerin geri çekilmesi, özellikle bazı Amerikan üslerinde zayıflamaya neden olabilir ve bu, Amerika’nın IŞİD ile mücadelesindeki misyonun geleceği hakkında belirsizlik yaratabilir.” ifadelerini kullandı.
Gazete, İsrail’in Suriye’deki askeri altyapıyı hedef alan saldırılarına da yer vererek, Ortadoğu güvenlik danışmanlık şirketinin başkanı Michael Horowitz’e dayandırdığı bilgide, İsrail’in Suriye’deki askeri varlığını artırdığı ve bunun, Suriye’nin İsrail’e yönelik güvenlik kaygılarını artırdığına dikkat çekti.
Washington Post, Esad’a karşı isyancıların güç kazandığı dönemde, Arap komşularının Suriye ile ilişkilerini normalleştirmeye çalıştığını, ancak şu anki gelişmeler karşısında daha temkinli bir yaklaşım sergilediklerini belirtti. Lütfen, bu dönemdeki bölgesel ilişkilerin nasıl şekilleneceği sorusu, bölge ülkelerinin Suriye üzerindeki etki çabalarını da gündeme getirebilir.
Londra Ekonomi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Fawaz Gerges, “Eğer yeni bir düzen ortaya çıkarsa ve Arap ülkeleri bundan rahatsız olursa, yerel güçlerini destekleyerek Suriye’de müdahale edebilirler.” dedi. Ayrıca, Suriye’nin çeşitli ideolojiler ve mezheplerden oluştuğunu, bu durumun dış müdahalelere karşı savunmasızlık yaratabileceğini belirtti.
Profesör Gerges, “Suriye uzun süredir vekalet savaşlarına sahne oldu ve şu anda bu durumun değiştiğini düşünmüyorum.” dedi.
Washington Post, son olarak İbrahim Hamidi’nin sözlerine yer vererek, “Ancak yine de Suriye’nin en kötü sonucu önlemesi için umut veren bazı sebepler var. Suriye halkı 13 yıldır savaş halindeydi ve artık yoruldular. Eğer tehditlerin farkında olurlarsa, onlarla başa çıkabilirler.” şeklinde tamamladı.