Pazartesi, Kasım 25, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Hibrit savaş teknikleri devletler tarafından nasıl kullanılıyor?

Hibrit savaş, doğrudan veya örtülü olarak birden fazla savaş aracının belirli bir amaç için karmaşık bir şekilde kullanıldığı yeni bir savaş türü olarak açıklanıyor.

Düzenli ve düzensiz kuvvetlerin, terör ve suç örgütlerinin, sivil unsurların bir arada bulunduğu bir çatışma türü olarak nitelendirilen bu savaşta; devlet ve devlet dışı aktörler savaş alanında birlikte yer alıyor.

Hibrit savaş terimi, ilk defa 2007 yılında Frank R. Hoffman tarafından kullanıldı. Frank Hoffman, 2006 Lübnan Savaşı sırasında Hizbullah’ın İsrail’e karşı kullandığı savaş yöntemlerini hibrit savaş olarak nitelendirdi.

Hibrit kavramını farklılaşan tehditleri işaret ederek kullanan Frank R. Hoffman; hibrit tehditleri, düşmanın, “konvansiyonel silahlar, alışılagelmişin dışında taktikler, terörizm ve hukuk dışı faaliyetlerin amaca yönelik harmanlanmış şeklini politik amaçlarına ulaşmak için aynı harekat ortamında ve zaman diliminde kullanması” olarak tanımladı.

Bu savaş ilk olarak düzenli askeri kuvvetler ile gerilla grupları gibi örgütlenmelerin bir arada savaştığı çatışmaları tanımlamak için kullanıldı.

Bugün gelinen noktada ise hibrit savaş kavramının kapsamı, kullanılan yöntemlerin çeşitliliğinin artmasıyla siber saldırılarından bilgi savaşlarına, askeri çatışmalardan psikolojik harbe kadar uzanan geniş bir skalada değerlendiriliyor.

Prof. Dr. Havva Kök Arslan’ın, Üsküdar Haber Ajansı’nda yer alan “Rusya, Ukrayna’ya karşı hibrit savaş açtı!” başlıklı değerlendirmesine göre, hibrit tehditler; korsanlık faaliyetlerini, göç ve etnik çalışmaları da kapsıyor.

Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Hibrit savaşta bu hibrit tehditler, düşman aktör tarafından kasıtlı olarak siyasi amaçlarına ulaşmak için kullanılmaktadır. Bu bağlamda örneğin Rusya’nın Ukrayna’ya karşı uyguladığı askeri operasyonlar, Ukrayna hükümetini yıldırma ve yıpratma politikaları da hibrit savaş olarak değerlendirilebilir. Rusya’nın uzun yıllardır uyguladığı ‘maskirovka’ yani yanıltma ve gizleme stratejisi; yoğun propaganda, fiziksel güç kullanma tehdidi ve şiddet içermeyen diğer yöntemleri kapsıyor. Bu strateji, savaşın tanımlanabilmesini zorlaştırırken, hedef ülkeye yapılan tacizleri görünmez kılıyor. Diğer yandan hibrit savaş kavramı, bu tarz taktikleri kendi alanına dahil ederek modern savaşın tanımını genişletiyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

DÜNYADAKİ HİBRİT SAVAŞ ÖRNEKLERİNE BİR BAKIŞ 

Afganistan ve Irak savaşları, Avrupa’nın önemli şehirlerine yapılan terörist saldırıları, 2007 yılında Estonya’ya karşı gerçekleştirilen siber saldırılar, 2008 yılında Gürcistan’a yönelik Rus işgali, Güneydoğu Asya’da yeni güçlerin ortaya çıkışı, 2014 yılında Rusya’nın Ukrayna’ya uyguladığı saldırılar bize bugüne kadar hibrit tehdit ve hibrit savaşın ne olduğuna dair önemli ipuçları verdi.

Günümüzde ise Rusya ve ABD hibrit savaş yöntemlerini yaygınlaştırıyor. Geçtiğimiz mart ayında yeni dış politika stratejisini Güvenlik Konseyi toplantısında duyuran Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dünyadaki “radikal değişiklikler” nedeniyle ülkenin küresel stratejisinde güncelleme yapma gerekliliğinin doğduğunu söyledi.

Kremlin’in internet sitesinde yayımlanan 42 sayfalık belgede, Rusya’nın “herhangi bir devletin neo-kolonyalist ve hegemonyacı amaçları reddetmesi için gerekli koşulları yaratmayı” hedeflediği bildirildi.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da yeni doktrine ilişkin yaptığı açıklamada, “Batı’nın Rusya’yı mümkün olan her şekilde zayıflatmaya çalışma politikası yeni bir tür hibrit savaş olarak nitelendiriliyor” dedi.

FRANSA’DAN RUSYA’YA HİBRİT SAVAŞ SUÇLAMASI 

Geçtiğimiz günlerde Fransa, Rusya’yı önde gelen Fransız gazetelerinde Ukrayna’ya yönelik düşmanca ifadeler içeren sahte makaleler yayınlayarak dijital müdahalede bulunmakla suçladı.

Euronews’in aktardığına göre; Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, olayla ilgili yaptığı açıklamada; Fransız makamlarının, Rus aktörlerin de yer aldığı bir dijital saldırı tespit ettiklerini ve Fransa aleyhindeki bilgileri manipüle etmeye yönelik kampanyada devlet ya da bağlı kurumların yanlış bilgileri yaymak suretiyle rol aldığını söyledi.

Bakan Colonna, “Sosyal ağlardaki kurumsal hesapları da dahil olmak üzere bu kampanyanın güçlendirilmesine Rus büyükelçilikleri ve kültür merkezlerinin aktif katılımı, Rusya’nın demokratik tartışma koşullarını zayıflatmak için uyguladığı hibrit stratejinin yeni bir örneğidir” değerlendirmesinde bulundu.

Bakanın açıklamasını basına aktaran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Anne-Claire Legendre de; kampanyada çeşitli medya sitelerinin yanı sıra dışişleri bakanlığı ve diğer hükümet sitelerinin hedef alınarak ikizinin yaratıldığını söyledi.

İddialara göre, kampanyada Fransa’nın önde gelen dört gazetesi; Le Parisien, Le Figaro, Le Monde ve 20 minutes ile başta Almanya’daki FAZ, Der Spiegel, Bild, Die Welt gibi gazeteler dahil olmak üzere birçok büyük medya kuruluşu hedef alındı.

Bilgisayar korsanları, bu gazetelerin resmi siteleriyle her açıdan aynı olan, ancak örneğin .fr yerine .ltd gibi farklı bir alan adına sahip bir sayfada sahte makaleler üretti. Bu sahte makaleler daha sonrasında da sosyal medya aracılığıyla paylaşıldı.

Kampanya kapsamında, yazılış hatalarını öngörerek alan adlarının tescil edilmesi anlamına gelen typosquatting’e ek olarak, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski karşıtı karikatürler ya da Rusya yanlısı anlatılar üretmek ve “yeniden bilgilendirme” siteleri aracılığıyla dezenformasyon yapmak gibi başka etki operasyonlarının da yürütüldüğü belirtildi.

Savaşta kullanılan stratejiler ve teknikler günden güne değişiyor ve gelişiyor. Günümüzde savaşlar daha karmaşık ve belirsiz duruma geliyor.

Hükümetler, bir ülkeye ordu gönderip doğrudan saldırmak yerine, dolaylı yoldan “araçların kullanımıyla” gerçekleştirilen mücadelelere yöneliyor.

Devletlerin bir başka devlet topraklarına açık olarak askeri müdahalede bulunması hatta işgal etmesi için haklı bir gerekçe sunması gerekiyor.

Ancak haklı gerekçesi olmayan güçlü devletler, (ABD, Çin ve Rusya) konvansiyonel olmayan unsurları kullanarak müdahale için gerekçe yaratma çabası içine giriyor. Yani hibrit savaşı tercih ediyor.

Teknolojinin gelişimi ve teknolojiye olan bağımlılığın artmasıyla da siber faaliyetler ve dezenformasyon içerikli haberler hibrit savaşın bir parçası oluyor.

Hibrit savaşın önemli yöntemlerinden biri olan siber faaliyetlerin artması ise ilerleyen günlerde devletleri çeşitli önlemler almaya itecek gibi görünüyor. Önümüzdeki günlerde devletlerin kendi anti-siber ordularını oluşturması bekleniyor.

Algı yönetimi kapsamında değerlendirilen hibrit savaşlarda ise çatışmalar sosyal medyada destekleniyor. Bu gibi durumlarda da hükümetler sosyal medyaya yeni düzenlemeler getirmek zorunda kalacak çünkü sosyal medya konusunda evrensel bir denetim mekanizması yok.

Düşmana uzaktan temassız etki yönteminin (hibrit savaşın) ilerleyen günlerde daha fazla kullanılacağı öngörülüyor. Önümüzdeki günlerde devletlerin geleneksel savaş yöntemlerini kullanmak yerine, savaş ilanı olmadan düşük yoğunlukta çatışma ortamları yaratacakları düşünülüyor. Hedef ülkelerin de hibrit savaşlara karşı aldığı önlemleri artırması bekleniyor.

Kaynak: IntellStrategy

Popüler Yazılar