Abdullah Azzam’ın yakın arkadaşı Temim el-Adnani’nin 1989’daki bir röportajı, ABD’nin Sovyet-Afgan savaşındaki rolüne ışık tutuyor.
Afganistan’da Sovyetler Birliği’nin işgaline karşı verilen savaşta savaşçıların finansmanında ve teçhiz edilmesinde kritik rol oynayan ‘Mektebu Hadamati-l Mucahidin’in (Mücahitlere Hizmetler Ofisi) müdürü Temim el-Adnani (1943-1989) 1989’da ABD’de bulunduğu esnada yaptığı bir röportajda konuya dair değerlendirmelerde bulunuyor.
Adnani, ABD’nin Afgan gruplara ve diğer İslam ülkelerinden gelen gönüllülere silah verip vermediğine, ayrıca ABD menşeli Stinger uçaksavar füzelerine de değiniyor.
“ABD bize Stinger vermiyor, satın alıyoruz”
Stinger füzelerinin ABD tarafından kendilerine “bağışlanmadığını” vurgulayan Temim el-Adnani bu füzelerin ABD’den füze başına 70 bin dolara satın alındığını, direnişçilere Pakistan yoluyla ulaştığını belirtiyor. ABD’nin kendilerine, itirazlarına rağmen en düşük kalitede Stinger sattığını da ekliyor.
Temim el-Adnani, Stinger’ların rolünün abartıldığına, savaşta son 2 senedir kullanıldığına, halbuki bu dönemden önce de direnişçilerin Sovyet Ordusu’na karşı büyük başarılar kazandığına değiniyor.
ABD yönetiminden Afgan savaşçılara para verilmediğini de belirten Temim el-Adnani, ABD’deki Müslümanlardan da diğer ülkelerdeki Müslümanlardan olduğu gibi bağış toplandığını belirtiyor.
“Sahada ABD silahı yok”
Temim el-Adnani, direnişçilerin elindeki silahların çok büyük kısmının Sovyet ve Kabil’deki Komünist rejimin ordusundan savaşla ele geçirilen Sovyet menşeli silahlar olduğunu belirtiyor.
Adnani, silahların diğer kısmının da serbest piyasadan satın alınan Sovyet ve Çin menşeli silahlar olduğunu belirtiyor.
“Sovyetler Birliği Afganistan’da soykırım yaptı”
Temim el-Adnani, savaş boyunca Sovyetler Birliği Ordusu’nun Afganistan genelinde büyük bir soykırım yaparak Afgan halkından 1 milyon kişiyi katlettiğini, kadınlara tecavüz ettiğini, yerleşim birimlerini imha ettiğini belirtiyor.
“En az 50 bin Sovyet askeri öldü”
Adnani savaş esnasında 50 binden fazla Sovyet askerinin öldüğünü, Sovyet destekli Kabil’deki Komünist rejimin ordusunun kayıplarının bu rakamların dışında olduğunu belirtiyor.
“Orta Asya ve Bulgaristan Türklerini kurtarmak da vazifemiz”
Afganistan’daki direnişe verdikleri desteği mazlum Müslümanlara yardımın zorunluluğuyla açıklayan Temim el-Adnani, Sovyetler Birliği’nin baskıları altında yaşayan Orta Asya Türklerinin kurtarılmasının da İslam Ümmeti üzerine bir sorumluluk olduğunu belirtiyor.
Yine o dönemde Bulgaristan’da büyük baskılara ve zorunlu asimilasyona uğratılan Bulgaristan Türklerine de değinen Temim el-Adnani, diğer Komünist rejimler gibi Sovyetler Birliği’nin Afganistan’daki işgalini destekleyen Bulgaristan’daki durum üzerinde de duruyor. Adnani, Komünist rejimin Bulgaristan Türklerine yönelik baskısına, zorla isimlerini değiştirmesine, İslam’a dair her şeyi yasaklamasına da atıf yaparak, Bulgaristan Türklerine yardımının da bir zorunluluk olduğuna değiniyor.
“Hedefimiz İslami bir yönetim”
Temim el-Adnani savaş sonrasında Afganistan için ortak hedeflerinin Afganistan’da İslami bir yönetim kurulması olduğunu belirtiyor. Savaş esnasında yöntem olarak ‘İslami kurallarla sınırlandırılmış, aşırlıklardan uzak bir cihat yürütmeye çalıştıklarını’ söylüyor.
Temim el-Adnani kimdir?
Abdullah Azzam’ın yakın arkadaşı olan ve Azzam öncülüğünde 1984’te kurulan ‘Mektebu Hadamati-l Mucahidin’in (Mücahitlere Hizmetler Ofisi) müdürü olan Temim el-Adnani bu kapsamda yoğun faaliyet göstermiş bir isim.
Abdullah Azzam ile beraber aktif olarak savaşa katılmasına sağlık sorunları ve bu nedenle aldığı kilolar mani olduğundan 1989’da tedavi amacıyla ABD’ye gitti.
Burada bulunduğu aylarda bir yandan kilo verme amaçlı tedavilere devam eden Temim el-Adnani bir yandan da konferans ve çalışmalar yoluyla ABD Müslümanları arasında savaş hakkında bilgilendirme ve yardım toplama faaliyetlerinde bulundu. 15 Kasım 1989’da ABD’den geri dönüş için hazırlanmaktaydı.
18 Ekim 1989’da konferans vermek için bulunduğu ABD’nin Orlando şehrinde kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Bu tarihten kısa bir süre sonra da 24 Kasım 1989’da Abdullah Azzam da bir suikast sonucu hayatını kaybedecekti.