Amerika Birleşik Devletleri’nin İmparatorluk olarak düşüşü, Kasım seçimlerinin maskaralıklarının ve (eski) başkan Donald Trump’ın görevi boşaltma konusundaki isteksizliğinin ardından açıkça görülüyor.
Darbe veya iç savaş iddiaları abartılıyor, ancak gerçek şu ki, sağcı seçmen tarafından savunulan sınırsız silah sahipliği endişe verici olmalıdır.
Eski başkanın beyaz üstünlükçülüğü, yabancı düşmanı ve ırkçı görüşlerini onaylayan seçmenlerin neredeyse yarısı olan 74 milyon insanla Amerikan toplumundaki derin bölünmelerin tohumları şimdi sağlam bir şekilde ekildi.
Trump’ın “Amerika’yı yeniden büyük yapma” konusundaki başarısızlığı, hem ekonomik gerileme hem de milyonlarca Amerikalıyı enfekte eden ve öldüren Covid virüsünün hızla yayılmasıyla ülke içinde kendini gösterdi.
ABD, dünyadaki en yüksek GSYİH’ye rağmen, neredeyse yarım milyon kişinin hayatına mal olan ve artmaya devam eden salgınla baş edemedi.
Aynı zamanda dünyadaki en yüksek enfeksiyon sayısına sahiptir.
İşsizlik, süper zenginler yüz milyarlarca kar elde ederken bile yükseliyor.
27 trilyon dolar ile ABD aynı zamanda dünyadaki en yüksek borca sahip ülkedir.
“Üçüncü dünya” benzeri koşullara sahip Amerikan şehirleri, sistemli ırkçılık ve beyaz olmayan insanlara karşı polis şiddeti nedeniyle yanıyor.
Birçok şehir merkezi, savaş alanlarına benziyor. En az 40 milyon insan mutlak yoksulluk içinde yaşıyor.
Evsizlik artıyor. ABD yayın kuruluşu National Public Radio, 2015’ten beri 135 silahsız Siyahinin polis tarafından, genellikle kayıtlarında sorunlu olduğu belirli polisler tarafından öldürüldüğünü ortaya çıkardı.
NPR, ölümlerle ilgili incelemesinde polis kayıtlarının “binlerce sayfasını” inceledi ve memurların yüzde 75’inin beyaz olduğunu buldu.
Beyaz üstünlükçülüğü yanlısı grupları kınamayı reddeden Trump, “vatansever” bir parti kurulacağını ima ederek geri dönme sözü verdi.
O, yerli halkların soykırımı ve yüzyıllardır süren kölelik üzerine inşa edilmiş kalıtsal Amerikan sistemini sürdürecek.
Aynı soykırım zihniyeti, Amerikan gücünü kıyılarının ötesine taşımakta da iş başında.
Dünyanın en büyük askeri bütçesi 2000’den 2019’a 13.34 trilyon dolar ve Gaziler İdaresi için 3.18 trilyon dolar harcarken, toplam harcaması 16.52 trilyon doları buluyor.
Yine de Amerika’nın acınası bir başarısızlık kaydı var.
Afganistan, İran, Irak, Suriye, Yemen, Küba ve Venezuela’da yaptırım uyguladı, talan etti ve muazzam yıkıma neden oldu, ancak siyasi veya askeri hedeflerinin hiçbirine ulaşamadı.
Trump, gayri meşru Arap rejimlerine ve monarşilere, ABD’nin desteğini çekmesi halinde iktidarlarının bir hafta içinde çökeceğine dair bariz tehditler altında milyarlarca doları çarpmak için ezip geçti.
ABD ve petrol zengini bölgedeki kukla yöneticileri ve büyük ölçüde sübvanse edilen Siyonist varlık İsrail tarafından desteklenen bu oluşumların tümü, güçlü imparatorluk dağıldığında savunmasız kalacak.
2020 ABD seçim sonucu, Amerikan İmparatorluğu’nun sonunun altında yatan sosyal, ekonomik, politik ve ahlaki olgunun bir yansımasıdır.
(Dr Firoz Osman – Crescent İnternational)