ABD’de başkanlık seçimlerini kimin kazanacağı yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kriziyle mücadele eden ülke ekonomisi için her zamankinden daha fazla önem taşırken, uzmanlar iki adayın da seçim vaatlerinde ekonomik kurtarma paketlerinin devam edeceğinin sinyalini verdiğini ancak vergi düzenlemeleri, asgari ücret ve ticaret gibi konularda farklılaştıklarını belirtti.
ABD’de 59. başkanlık seçimlerine sayılı günler kalırken, seçim sonuçları iç ve dış politikanın yanı sıra ülke ekonomisinin geleceğine de yön verecek.
Adayların ekonomi politikaları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu krizle mücadele eden ABD halkı için bu yıl her zamankinden daha büyük önem taşıyacak.
Başkanlık koltuğu için yarışan her iki adayın da önceliği ABD ekonomisinin toparlanması olurken, Trump ve Biden’ın bu amacı başarma yolunda izleyeceği farklı yaklaşımlar ülke ekonomisi açısından kritik rol oynayacak.
İKİ ADAY VERGİ, ASGARİ ÜCRET VE TİCARET GİBİ KONULARDA FARKLILAŞIYOR
Başkanlığı döneminde ABD ekonomisini daha da güçlendirdiğini her fırsatta dile getiren Trump’ın seçilmesi halinde salgından zarar gören ülke ekonomisini “yeniden inşa etmek” için çalışması bekleniyor.
Rakibi Biden ise mevcut haliyle adaletsiz bulduğu ekonomiyi yeniden inşa etmekten ziyade yeniden tasarlanması gerektiğini savunuyor.
İki adayın ekonomi politikaları, ABD ekonomisinin toparlanması hedefinde birleşirken, vergi düzenlemeleri, asgari ücret artışı ve ticaret gibi konularda farklılaşıyor.
Uzmanlar, 2020 başkanlık seçimlerinin sonucunun ABD ekonomisinin gidişatını değiştireceğine dikkati çekiyor.
BELİRSİZLİKLER GELECEK DÖNEMİ ZORLAŞTIRIYOR
Bay Atlantic Üniversitesi (BAU) Dekanı Dr. Billur Cohen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her şeyden önce kim seçilirse seçilsin ABD’nin yeni başkanını zor bir görevin beklediğini söyledi.
Cohen, Kovid-19 salgınının kontrol altına alınamamış olması, aşıyla ilgili belirsizlikler ve bunların ekonomik etkilerinin gelecek dönemi oldukça zorlu kıldığını anlattı.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) ABD ekonomisi için bu yıl yüzde 4,3’lük daralma beklediğini anımsatan Cohen, tüm bu belirsizlikler nedeniyle “V” şeklinde toparlanma olasılığının güçleştiğini dile getirdi.
İKİ ADAY DA EKONOMİK KURTARMA PAKETİ SİNYALİ VERİYOR
Cohen, “Bu durumda iki adayın ekonomi politikaları her zamankinden daha fazla önem taşıyor. İki aday da seçim vaatlerinde ekonomik kurtarma paketlerinin devam edeceğinin sinyalini veriyor. Ayrıca iki aday da özellikle altyapı harcamalarının artırılacağını söylüyor.” dedi.
Biden’ın ekonomi planında daha çok orta gelir grubuna önem verdiğine işaret eden Cohen, özellikle asgari ücretin artırılması gibi vaatlerin dikkati çektiğini ifade etti.
Cohen, iki adayın vergi konusunda da farklı görüşleri bulunduğunu kaydederek, “Trump yönetimi ilk dönemde gerçekleştirdiği vergi indirimlerinin devam edeceğini belirtirken, Biden kurumsal ve yüksek gelir grupları için vergileri artırmayı planladıklarını aktardı.” diye konuştu.
“TRUMP BİDEN’A NAZARAN TÜRKİYE İLE DAHA İYİ BİR İLİŞKİ İÇERİSİNDE”
İki adayın uluslararası ticarette de farklı yaklaşımları olduğuna dikkati çeken Cohen, “Trump’ın yerli üretimi öne çıkaran ve ticaret açığı olan ülkelere karşı başlattığı ticaret savaşlarını devam ettireceğini söyleyebiliriz. Biden ise daha çok rekabet üstünlüğü yaratacak, Ar-Ge, teknoloji ve altyapı çalışmalarına önem vererek ABD’nin ticaretteki üstünlüğünü artırmayı planlıyor.” dedi.
Cohen, iki adayın Türkiye’ye karşı tutumuna da değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye açısından, Biden’ın başkan yardımcısı olduğu dönemden bildiğimiz kadarıyla Ortadoğu’da daha aktif bir politika izleyeceğini söyleyebiliriz. Türkiye’ye karşı ise yakın bir politika izleyeceğini söylemek zor. Diğer yandan Trump hükümetinin Biden’a nazaran Türkiye ile daha iyi bir ilişki içerisinde olduğunu ve seçimi kazanırsa bunun ikinci dönemde devam edeceğini tahmin ediyoruz.”
“ABD EKONOMİSİ İÇİN “OYUN DEĞİŞTİRİCİ” OLACAK”
Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi de başkanlık seçiminin sonucunun ABD ekonomisi için “oyun değiştirici” olacağını söyledi.
Trump’ın yeniden seçilmesi halinde işletmeler için daha fazla vergi indirimi uygulayacağını aktaran Zandi, “Trump, savunma dışı hükümet harcamalarını azaltmak için çalışacak. Çin ile ticaret savaşını sürdürmeye devam edecek ve ticarette diğer ülkelerle karşı karşıya gelecektir. Ayrıca Trump kısıtlayıcı göçmenlik politikasını daha da artıracak.” diye konuştu.
Zandi, seçimi Biden’ın kazanması ve Demokratların Kongre’de çoğunluğu sağlaması durumunda, altyapı, eğitim, sağlık, barınma, çocuk ve yaşlı bakımına yönelik yatırımların önemli ölçüde artacağını kaydetti.
Biden’ın artan harcamaların karşılanması için şirketler ve yük gelir grupları üzerindeki vergileri de artıracağına işaret eden Zandi, Biden’ın da Çin ile yüzleşmeye devam edeceğini ancak bunu yüksek gümrük tarifeleri yerine Dünya Ticaret Örgütü ile diğer çok taraflı kuruluşlarla yeniden bir araya gelerek ülkeye daha geniş bir baskı uygulayarak yapacağını dile getirdi.
Zandi, Biden’ın ABD’nin göçmenlik politikasını da normalleştireceğine dikkati çekerek, “Biden’ın ekonomi politikaları, Trump’ın politikalarından çok daha hızlı bir şekilde tam istihdamı sağlayan, daha güçlü bir ABD ekonomisiyle sonuçlanacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Biden’ın genişletici mali politikalarının doğru ve zamanlı olduğunu vurgulayan Zandi, şu ifadeleri kullandı:
“Anketler göz önüne alındığında, hisse senedi ve diğer finans piyasaları zaten Biden’ın zaferi ile Demokratik bir Kongre’yi bekliyor ve iyi performans göstermeye devam ediyor. Hisse senedi yatırımcıları, Biden’ın kurumlar vergisini artırma planından memnun değiller ancak daha güçlü Biden’ın daha güçlü bir ekonomi ve kurumsal karlılıkla sonuçlanacak genişletici mali politikasıyla rahatlıyorlar.”