Siyonist rejim Lübnan ve Filistin’de gerilimin ve savaşın kapsamını artırırken; ABD Başkanı Joe Biden yaptığı açıklamada, “Şimdi Batı Asya bölgesinde istikrarın zamanıdır.” İddiasında bulundu.
Washington’un nihai hedefinin bölgedeki mevcut gerginlik ve çatışmaları diplomatik yollarla azaltmak olduğunu öne süren Biden, şunları söyledi: Gazze’de ateşkes sağlanması ve İsrailli rehinelerin serbest bırakılması konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin desteğiyle anlaşmaya varmaya çalıştık ve Lübnan’da da sınırın her iki tarafında yaşayanların evlerine dönmesini sağlayacak bir anlaşmanın müzakerelerini yapıyorduk; artık bu anlaşmaların kesinleşip tüm taraflarca onaylanmasının zamanı geldi.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı şöyle bir iddiada da bulundu: Bu anlaşmaların onaylanmasıyla Batı Asya bölgesinin tamamı daha fazla istikrara kavuşacak.
Biden’ın açıklamaları, Siyonist rejimin özellikle son haftadaki eylemlerinin Batı Asya bölgesindeki gerilimi daha da artırdığı bir dönemde geldi. Ayrıca İsrail’in binlerce Lübnanlının ve bu ülkedeki İslami direniş hareketinin çağrı cihazlarını havaya uçurmasıyla suç teşkil eden bir eylemde onlarca kişinin şehit olmasına, 3 binden fazla kişinin de yaralanmasına neden oldu. Ayrıca Siyonist rejim, geçtiğimiz günlerde Beyrut’un güney banliyölerine saldırarak Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Seyid Hasan Nasrallah’ı şehit etti ve Lübnan’a kara saldırısı hazırlığında.
Biden, İsrail’in suçları ABD ve müttefiklerinin tam desteğiyle devam ederken bölgede istikrardan söz ediyor. Amerika onlarca yıldır Siyonist rejimi destekledi ve İsrail’in suçları, Amerika’nın askeri ve siyasi ve mali yardımı ile işlendi. Gazze savaşında olduğu gibi milyarlarca dolar yardım ayırarak ve beşinci nesil F-35 savaş uçakları da dahil olmak üzere en yeni füzeleri, insansız hava araçlarını, tankları ve uçakları kullanıma sunarak Netanyahu’nun saldırganlığının devam etmesi için gerekli koşulları sağladı.
Nitekim İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırganlığının artması ve Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehit edilmesinin ardından, Siyonist rejimin bu eylemini destekleyen ABD Başkanı, Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadeti için “adaletin gerçekleşmesi” tabirini kullandı.
Washington yetkilileri uzun süredir iç ve dış kamuoyunun baskısı altında, Gazze’deki savaşın durdurulması için ateşkes sağlanmaya ve taraflar arasında anlaşmaya varılmaya çalışıldığı iddia ediliyordu. Hâlbuki her zaman birden fazla ve birbiriyle çelişen tutumlar sergilerken, sonuçta İsrail’in çıkarlarını ve isteklerini göz önünde bulundurdu ve Netanyahu’nun istekleri doğrultusunda adımlar atıyorlar; bu da Siyonist rejimin Başbakanının suçlarına korkusuzca devam etmesine neden oluyor.
ABD Başkanı, İsrail’in eylemlerine karşı kamuoyunun öfkesi daha da arttığı ve İsrail’in işlediği suçlara ve özellikle Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadeti karşısında çeşitli ülkeler farklı tepkiler gösterdiği mevcut durumu, ateşkes zamanı olarak nitelendiriyor. Aslında bölgede gerilimin tırmanması uluslararası kaygılara da yol açtı.
Bu bağlamda Avrupa Birliği’nin diplomatik servisinin başkanı “Joseph Borrell “Uzun bir savaşa gidiyoruz.” Öngörüsünde bulundu. The Economist dergisi de bu konuda şunları yazdı: “Hizbullah’ın Beyrut’taki karargâhına düzenlenen saldırı Netanyahu’nun ateşkes arayışında olmadığını gösterdi. Bu saldırı tek başına herhangi bir ateşkes planını geçersiz kılabilir. Çünkü bu, İsrail tarafından yıkıcı gerilimin tırmanmasıdır; bu şartlarda ABD Başkanı Batı Asya bölgesinde istikrarın sağlanacağı vaadinde bulunuyor. /