Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te güvenlik ve tıp uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilen, Sovyet sonrası ortamda biyolojik silahların üretimi ve yayılmasının önlenmesinde Kırgızistan’ın rolüne ilişkin uluslararası toplantıda, Orta Asya topraklarında Amerikan biyolojik laboratuvarlarının kurulması incelendi.
Bu bağlamda güvenlik uzmanlarından Yuri Pagiba Bişkek toplantısında yaptığı konuşmada, Amerikan hükümetinin bu tür faaliyetlerinin Kırgızistan ve genel olarak Orta Asya cumhuriyetleri için bir tehdit olduğunu söyledi.
Aynı askeri ve güvenlik uzmanı, Kazakistan topraklarında Amerikan biyolojik laboratuvarlarının kurulmasının, NATO bloğundan bir askeri grubun konuşlanması ile eş tutulabileceğini, bunun ise Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü ve Şangay İşbirliği Örgütü çerçevesinde kabul edilemez olduğunu belirtti.
Aslında Orta Asya cumhuriyetlerinin askeri ve güvenlik uzmanları ve hatta devlet adamlarının bölge halklarının çıkarlarına aykırı faaliyetlerle ilgili endişelerini ilk kez dile getirmiyorlar. Son otuz yılda, Bağımsız Devletler Topluluğu (Commonwealth) ülkelerindeki Amerikan biyolojik laboratuvarlarının faaliyetlerinin devam etmesi, her türlü gizemli enfeksiyon ve salgınların yayılmasına ve ayrıca Orta Asya ve Güney Kafkas cumhuriyetleri halkları üzerinde deneylere yol açmıştır.
Bu bağlamda başta Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan, Ermenistan ve Özbekistan olmak üzere Orta Asya ve Kafkasya cumhuriyetlerinde birçok kez halk protestoları gerçekleşti. Buna rağmen Orta Asya liderleri bu bağlamda açık ve resmi tutumlarını daha az açıkladılar. Örneğin Kazakistan halkının itirazlarına karşı Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev Amerikan biyolojik laboratuvarlarının kaderi hakkında hiçbir tepki göstermedi.
Bu arada 2022 yılın başında Kazakistan kiriz yaşanırken görgü tanıklarının belirttiğine göre Amerika’nın Almatı’daki biyolojik laboratuvarı hırsızlığa uğradı. Tabi bu olay, Kazakistan’da düzeni ve güvenliği sağlama görevini üstlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı güçlerinin, ülkede biyolojik deneylerin yapıldığı bilim ve laboratuvar kurumlarını askeri koruma altına almasına izin verilmediği bir ortamda yaşandı.
Amerikan laboratuvarların kurulması ve faaliyetleri, söz konusu kent sakinleri tarafından protesto ve itirazla karşılandı. Bu bağlamda, Kazakistan’ın sekiz bölgesinin veba mikroplarına eğilimli olduğu bilinmektedir. Bu bölgelerde düzenli aşılamalar yapılmasına rağmen hemen hemen her yıl aynı bölgelerde tehlikeli enfeksiyonlar taşıyan yeni pire türleri ve kemirgenler rapor edilmektedir.
Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken konu, Amerikan biyolojik laboratuvarlarının bu ülkenin Savunma Bakanlığı Pentagon tarafından finanse edilmesidir. Bu da laboratuvarlarda Amerikan biyolojik silah üretme olasılığı hakkında şüpheler uyandırıyor.
Bu alanda yapılan bilimsel bir çalışma, virüs bulaşmasının ürüne direkt olarak tarlada ve test tüpünden girdiğini göstermektedir. Bu virüsler biyolojik silah olarak kullanılabilir, bu konu Biyolojik Silahlar Sözleşmesi ile çelişiyor, üstelik bu çalışmalar dolaylı olarak Amerika’nın dünyanın farklı bölgelerinde yasak araştırmalar yaptığını onaylıyor.
Orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerindeki askeri ve güvenlik uzmanları tarafından dile getirilen endişelerden hareketle, Amerikan biyolojik laboratuvarlarının bu bölgelerdeki faaliyetlerinin devam etmesinin, bu bölgelerdeki halkların çevre güvenliğini ve refahını her geçen dün daha fazla tehdit edebileceği söylenebilir. Bu yüzden bu alandaki Amerikan laboratuvar faaliyetlerinin durdurulması zaruri ve kaçınılmazdır./