ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Marc Grossman Türk-Amerikan ilişkilerini ve taraflar arasındaki son temaslarda öne çıkan Ankara’nın F-16 talebini VOA Türkçe’ye değerlendirdi. Grossman, “ABD Kongresi’nin bu süreçte önemli rolü olduğunun anlaşılması önemli. Şu aşamada tahminde bulunmak için henüz erken” dedi. Ankara’nın savunma alanında Rusya’yla daha yakın bir ilişki kurmasının endişeye yol açacağını söyleyen eski büyükelçi, “Türkiye’nin birincil bağlantısı ve ittifakı NATO” ifadesini kullandı.
Türkiye-ABD ilişkilerinde önemli konu başlıklarından biri, Rusya’dan aldığı S-400 füze savunma sistemi sebebiyle F-35 programından çıkarılan Ankara’nın Washington’dan F-16 alma talebi. Konu Ekim ayı sonunda İtalya’nın başkenti Roma’da G-20 zirvesi sırasında Başkan Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmede gündemdeydi.
Biden yönetimi böyle bir satışın belirli bir süreçten geçmesi gerektiğini belirtirken; Cumhurbaşkanı Erdoğan Biden’ın talebe olumlu yaklaştığını, ancak işin Kongre boyutu olduğunu da söylemişti. Geçtiğimiz ay aralarında Yunan asıllı Temsilciler Meclisi üyelerinin de bulunduğu bir grup Kongre üyesi Başkan Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a mektup yazarak Türkiye’nin F-16 talebinin reddedilmesi çağrısında bulundu.
Türkiye’nin F-16 talebine ilişkin Kongre cephesinden en son açıklama Senato Dış İlişkileri Komisyonu’nun Demokrat Partili Başkanı Bob Menendez’den geldi. Türkiye konusunda sert açıklamalarıyla bilinen Menendez geçtiğimiz hafta Air Force Magazine’e yaptığı açıklamada, Türkiye’ye F-16 satılmasına karşı olduğunu söylemiş, “Bu arzuladığımız Türkiye değil” demişti.
1994-1997 yılları arasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi; 2000 yılına kadar da Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa işlerinden sorumlu bakan yardımcısı olarak görev yapan, son 15 yıldır başkent Washington’da bulunan ve ABD’nin eski savunma bakanlarından William Cohen’in CEO’su ve başkanı olduğu Cohen Group adlı danışmanlık firmasında başkan yardımcısı olan Marc Grossman, VOA Türkçe’ye verdiği röportajda Ankara’nın F-16 talebini değerlendirdi.
Sürecin Türkiye’nin talebini iletmesi ve karşılıklı görüşmelerle başladığını belirten Grossman ABD Kongresi’nin süreçteki rolüne dikkat çekerek, “ABD Kongresi’nin burada çok önemli rolü var. Onların söz hakkı olacaktır. Türk halkının bu tür silah satışları konusunda ABD’de her zaman bir sürecin işlediğini bilmesi önemli. Bu süreç şimdi başladı. Kongre’de farklı görüşler olacaktır. Ancak şu aşamada bir tahminde bulunmak için henüz çok erken.” diye konuştu.
Türkiye başka alternatiflere yönelirse ne olur?
Programdan çıkarılmadan önce üretici ortaklarından olduğu F-35 siparişi için 1,4 milyar dolar ödeyen Türkiye, bu paranın bir kısmının 40 adet F-16 savaş uçağı ve 80 adet modernizasyon kiti alımının finanse edilmesinde kullanılmasını talep ediyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD’nin F-16 satışı konusunda tavrının olumsuz olması halinde, Türkiye’nin başka seçenekleri değerlendirmek zorunda kalacağını belirterek, üstü kapalı olarak Rusya’dan S-57 uçağı satın alma alternatifini işaret etti.
Peki ABD Türkiye’nin Rusya’ya savunma teknolojisi alanında daha da yaklaşma ihtimalinden ne kadar endişeli? Türkiye’nin F-16 talebi konusunda bir kez daha sürecin beklenmesi gerektiğini vurgulayan Marc Grossman, “Türkiye’nin F-16 talebi olmamış olsa da böyle bir ihtimal, yani Türkiye’nin ikinci bir S-400 sistemi alması veya Rusya’yla bu tür yakın bir askeri işbirliği beni çok endişelendirir. Hatta bu F-16’ların da ötesinde bir konu. Kongre şöyle yaparsa ya da yönetim böyle yaparsa diye konuşmak için çok erken. Bence Başkan Biden burada haklı. Bir süreç var, onu takip edelim.” şeklinde konuştu.
Demokrasi zirvesi
Biden yönetimi 9-10 Aralık’ta sanal ortamda bir demokrasi zirvesi düzenlemeyi planlıyor. Bu zirve Biden’ın seçim kampanyası vaatlerinden biriydi. Amerikan basınına sızan davetli ülkeler listesinde Türkiye’nin olmaması tartışmaya yol açtı.
Biden yönetiminin sadece Türkiye değil tüm dünyada insan haklarını odağa aldığını ve bu konunun sürekli gündemde tutulduğunu belirten emekli Büyükelçi Grossman, “Biden yönetiminin uluslararası temaslarında insan hakları ve demokrasi konularını öne çıkarması sürpriz değil” dedi.
Yunanistan-ABD arasındaki savunma işbirliği anlaşması
Amerika son dönemde bir başka NATO müttefiki olan ve Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de anlaşmazlık yaşadığı Yunanistan’la da askeri işbirliğini geliştiriyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, 14 Ekim’de başkent Washington’da ABD’ye iki Yunan üssüne daha kapsamlı erişim imkanı veren savunma işbirliği anlaşması imzaladı.
Peki bu hamleler NATO-Türkiye, Türkiye-Yunanistan ve ABD-Türkiye dinamiğinde ne anlama geliyor?
Marc Grossman, ABD’nin dış politikada daha çok odağını Asya’ya ve özellikle Çin’e kaydırdığı konuşulsa da, Washington’un Doğu Akdeniz’deki ülkelerle işbirliğini güçlendirmesinin Amerika’nın bu bölgeye ilgisini gösterdiğini ve bu kapsamda Yunanistan gibi bir NATO müttefikiyle işbirliğini geliştirmesinin doğal olduğunu belirtti.
Grossman, “Yönetim ve Kongre, ABD’nin Doğu Akdeniz ve NATO’daki çıkarlarını koruma kapasitesini arttıracak yollar arıyor. Biden yönetimi yetkilileri yaptıkları açıklamalarda Türkiye’nin NATO’nun çok önemli bir parçası olmaya devam ettiğini belirtiyor. Bu Türk halkının ve yönetiminin dikkatle kulak vermesi gereken bir şey. ABD hala Türkiye’nin NATO’daki rolüne değer veriyor. Bu en azından benim bakış açıma göre Türk dış politikasının önemli bir unsuru olmalı.” diye konuştu.
“Türkiye için birincil ittifak NATO”
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Marc Grossman, Ukrayna ve Kırım konusunun yanı sıra Suriye’nin İdlib bölgesinde Moskova ile çıkarları ayrışan; ancak S-400’ler sebebiyle de ABD’nin yaptırım uyguladığı ilk NATO ülkesi olan Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini de değerlendirdi.
“Türkiye için birincil ittifak NATO” diyen Grossman, Ankara’nın da NATO ve ABD bağlantılarına öncelik vermesi gerektiği görüşünde. Grossman, “Bana göre Türkiye’nin birincil bağlantısı NATO ittifakı. Bu umarım Türkler’in hala gurur duyduğu ve önemli olduğunu hissettiği bir bağlantıdır. Bizim için kesinlikle öyle. Washington’da bulunan eski bir Amerikalı yetkili olarak tavsiye vermem gerekirse, Türkiye’nin bir dizi öncelikler listesinde NATO ve ABD ile ilişkilerine öncelik vermesini umduğumu söylerim. Ancak tabii bu kararlar Türkler’in vermesi gereken kararlar” dedi.
Marc Grossman, Türkiye ve ABD arasında geçmişte de her zaman sorunlu konu başlıklarının olduğunu ve hiçbir zaman her şeyin kusursuz olduğu bir dönemin olmadığını, iki ülkenin hem coğrafi hem de kültürel sebeplerle farklı dünya görüşlerine sahip olduğunu, bunun anlaşılıp normal karşılanması gerektiğini ve bu nedenle de tarafların geleceğe bakarak Kafkaslar, Suriye, enerji ve iklim gibi birlikte çalışabilecekleri konulara odaklanmaları gerektiğini söyledi.