ABD Adalet Bakanlığı 22 temmuz tarihinde El Alem, PRESS TV ve El Mesire televizyon kanalları dahil direnişe ait bazı kanalların sitelerine erişimi yasakladı. Muhtelif şahsiyetler, gruplar ve çevreler, ABD’nin bu girişimine tepki göstererek, ABD Adalet Bakanlığının bu kararıyla ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini deklare ettiler.
Bu bağlamda Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah da, yaptığı konuşmasında, düşmanın medya üzerinden yürüttüğü savaşın başka boyutlarına dikkat çekti.
Seyyid Hasan Nasrullah, ABD’nin medya üzerinden yürüttüğü savaşın esas nedenleri olarak, direniş medyasının gerçekleri ortaya çıkararak dünyaya duyurması, yayınlarının içerik olarak gerçekçi, inanılır ve etkili olması şeklinde sıraladı.
Hizbullah Genel Sekreteri, ABD’nin bu girişimin esas nedenlerinden biri sayılan Washington’un Batı Asya bölgesindeki politikalarının gerçek yüzünün direniş medyası tarafından ortaya konulması olduğuna işaretle, bu doğrultuda, IŞİD fitnesi ve ABD’nin Siyonist rejim İsrail politikalarındaki rolüne değindi.
Hizbullah Genel Sekreteri Nasrullah IŞİD’i kast ederek, “Siyah fitnenin amaçlarından biri, Filistin meselesinin unutulması” olduğuna inandığını söyledi. Ancak direniş medyası, ABD yönetiminin bu amaç ve politikasını ifşa etmekte önemli rol ifa etti.
Hizbullah Genel Sekreteri ayrıca, İsrail rejiminin, Filistin ve diğer ülkelere ABD’nin desteğiyle saldırılarına işaretle, direniş medyasının ABD’nin İsrail’in cinayetlerindeki rolünü ifşa ettiğini vurguladı.
Seyyid Hasan Nasrullah, “direniş cephesi söyleminin, gerçeklere göre milletin ve düşmanın sahada ve duygusal gerçeklerden müteşekkil olduğunu, düşmanın güçlü yanlarını bildiklerini ve bunu itiraf ettiklerini, ancak karşı koymak ve yıpratmak için çalıştıklarının” altını çizdi.
Seyyid Hasan Nasrullah’a göre, ABD’nin direniş medyasına karşı sözkonusu girişiminin başka bir nedeni de, direniş medyası tarafından üretilen ve yayınlanan yayınların içerik olarak inanılır olmasıdır. Bu da, ABD’nin gerçek yüzü ve politikalarının herkes için ortaya konulmasına ve ABD ve medyatik söyleminin bölgedeki etkinliğinin azalmasına yol açmıştır. Ayrıca, direniş medyasının yayınlarının içerik olarak inanılır olması, düşmanların direnişe karşı psikolojik savaşının hezimete uğramasına yol açmıştır.
Bu doğrultuda Hizbullah Genel Sekreteri, düşmanın psikolojik savaştaki yenilgisine dikkat çekerek, psikolojik savaşta yalan ve kuruntulara yönelmediklerini, direnişin en önemli güçlü yanlarından birinin haberler ve olayları doğru şekilde yansıtması olduğunu söyledi.
Hizbullah Genel Sekreteri, ABD’nin direniş cephesine bağlı sitelere erişimi yasaklama kararının 3. nedeninin bu medyanın etkinliğinden kaynaklandığına inanıyor.
Direniş düşmanları her daim, tahrif ve çarpıtma politikasıyla direnişin imajını bozmaya çalışmıştır. Lübnan’da sorunların sorumlusu olarak Hizbullah’ı görürken, Irak’ta Haşdi Şabi’ye saldırıyor ve Yemen’de de ülkenin bağımsızlığının korunması ve işgal altındaki topraklarını kurtarma çabaları doğrultusundaki Ensarullah’ın stratejisini görmezden gelerek, savaşın sürmesinden onları sorumlu olarak gösteriyor ve bunun için kendi kontrolü ve emrindeki medyayı kullanıyor.
Direniş medyası ise ancak bu politikalara karşı koyup, direniş cephesinin zaferlerinde etkin rol ifa etmiş bulunuyor. Hizbullah Genel Sekreteri Nasrullah “Düşman uydu ağlarını ve internet sitelerini durdurmaya çalışıyor ve bu eylemin nedeni bu medyaların etkinliğidir” diyor./