Cuma, Mart 29, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

‘Stratejik ortaklık’ adlandırması kimseyi kandırmamalı / John Wight

İmparatorluklar kanla kurulur ve altınla sürdürülür ve liderleri ‘stratejik ortak’ kisvesi altında bir imparatorluğun vekilleri olmalarına izin veren devletler, kendi neo-sömürgeciliklerinin suç ortaklarıdır.

Irak halkının acı çekme konusunda hiçbir derse ihtiyacı yok zira Saddam’ın diktatörlüğü altında çektikleri, 11 Eylül sonrasında Washington ve Birleşik Krallık ittifakı tarafından üzerlerine salınan cehenneme kıyasla çocuk oyuncağıydı. Bu önemli olaydan önce, 1990’lar boyunca Irak halkı, iddia edildiği gibi demokrasi veya insan hakları veya istikrar davasını değil, ABD emperyalizminin ve hegemonyasının gerekliliğini temin için kontrol altına alınmasına ve kullanılmasına izin veren bir ‘uluslararası toplumun’ elinde bir halka uygulanan en acımasız yaptırımlardan bazılarına katlanmıştı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın yakın zamanda yaptığı, ABD’nin Irak’taki savaş misyonunun 2021’in sonunda sona ereceğini açıklamasının, Irak halkı adına kutlama olmasa da en azından bir tür kapanış için katalizör olacağını düşünebilirsiniz.

Ancak Washington’da Irak Başbakanı Mustafa-el-Kadhimi eşliğinde, Biden’ın bu duyurunun bir parçası olarak gazetecilere yaptığı açıklama “Irak’taki [yeni] rolümüz… yardım etmek ve ortaya çıktıkça IŞİD ile mücadele etmek olacak” sözleri, kendine saygısı olan her Iraklının öfkesi olmasa bile kaşlarını kaldırırdı.

Zira ABD’nin Irak’ı işgali, Biden’ın yukarıda bahsedilenlerle ortaya koyduğu gibi, bitmiyor, farklı bir kılıkta devam ediyor. Ve ABD askeri güçlerinin Irak’taki rolünü tanımlamak söz konusu olduğunda “destek” ve “yardım” gibi kelimelere gelincei Genç Scipio’nun hayatta kalan 50.000 köleleştirilmiş Kartaca vatandaşına, şehri ilk kez yok ettikten ve M. ö.146’da halkının 62.000’ini öldürdükten sonra, kendisinin ve ordusunun şimdi onlara destek vereceğini ve yardım edeceğini garanti ettiğini hayal edin!

Bir milyon ölü Iraklı, milyonlarcası daha sakat ve yerlerinden edilmiş ve ABD öncülüğündeki savaş ve ülkenin işgalinin yol açtığı mezhep katliamında ölen sayısız kişi, Washington’un dünyanın bildiği en acımasız yıkıcı imparatorluğun zirvesinde oturduğuna ve yardım fikrinin morg yardımı olduğuna tanıklık ediyor.

Ne yazık ki, Bay El-Kadhimi, Biden’ın Irak’ta ABD askeri varlığını sürdürme planlarına rıza göstermesiyle, mecazi olarak konuşursak, kendi vatandaşlarının, kadınların ve çocukların mezarları üzerinde dans eden bir adam olarak tarihe geçmek için iyi bir rotada. Ülkeyi sorumlu bir müttefik ve sonrasında ‘stratejik ortak’ olarak benimseyen işgal ve uzun süreli işgalin harap ettiği bir halkın lideri başka nasıl tarif edilebilir?

Askeri konularda Washington’daki Biden yönetiminin ayaklarına kapanmakla yetinmeyen El-Kadhimi, ülkenin en büyüklerinden biri olan Batı Qurna 1 Irak petrol sahasındaki %32,7 hissesini sattığını duyurmasının ardından Exxon-Mobil’in yerini başka bir ABD petrol şirketinin almak istediğini de açıkladı.

Bunu duyan Biden ve yardımcıları, Bağdat’ta ABD’nin stratejik ve ekonomik çıkarlarını kendi halkının çıkarlarından daha önceleyen bir liderin oturduğunu bilmekten memnun olmuş olmalılar.

Biden ve ABD askeri yapısı, İran, Rusya ve Çin’i göz önünde bulundurarak bölgede askeri varlığı sürdürmek için IŞİD tehdidini bahane olarak kullanıyor. Irak’la yeni ilan edilen ve Mustafa el-Kadhimi’yi anında ABD vekili haline getiren bu ‘stratejik ortaklığın’ gerçek nedeni budur.

Irak’ın güvenliği ve istikrarı, hangi biçimde olursa olsun veya hangi kapasitede faaliyet gösterirse göstersin, ülkedeki ABD askeri varlığının devam etmesiyle bir zerre bile ilerlemeyecektir. Irak’ın güvenliği ve istikrarı, bunun yerine, böyle bir askeri varlığın bir sonucu olarak – ve gayet tabii bir netice olarak – tehlikeye girecektir.

Washington’un dostu yok; bağlıları ve vekilleri vardır. Washington ortaklık ve işbirliğine inanmıyor; sahiplik ve tahakküm içinde olduğuna inanır. Bunun söz konusu olduğu tarihsel ve ampirik kanıtlar bundan şüphe bırakmıyor.

Irak’ın yok edilmesi, sorumlulardan hiç birinin bir gün bile adaletle yüzleşmediği çağların bir suçuydu. Bunu göz önünde bulundurarak, Irak’ın mevcut başbakanının bu suçun failiyle başa çıkmak söz konusu olduğunda yapması gereken çok önemli ve tarihi bir seçim vardı: ölüler ve yaşayanların haysiyeti adına reddetmek veya boyun eğme ve oportünizm adına kucaklamak. Başbakan Mustafa el-Kadhimi, ikincisini yapmayı seçerken onur yerine alçalmayı tercih etti.

Irak halkı ve daha geniş bölge, liderlerinin ilahi olarak yönetmek ve istedikleri zaman öldürmek için görevlendirildiğine inandıkları emperyalist bir yıkım gücüne korkakça boyun eğmekten daha fazlasını hak ediyor.

Çok daha iyisini hak ediyorlar.(John Wight/Press TV)

Popüler Yazılar