UANI Grubu, amaç ve görevini, İran’ın nükleer silahlara sahip olmasını önlemek olarak açıklıyor ve şu ifadelerde bulunuyor: “Amacımız, İran’ın nükleer silahlara sahip bölgesel bir süper güç olma hedefini gerçekleştirmesini önlemektir.”
United Against Nuclear Iran (UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak) olarak adlandırılan bu grup, Amerika’da vergiden muaf hayır kurumları şeklinde kayıtlı olan bir kuruluştur ve çalışma planlarını şöyle açıklamaktadır:
- İran sisteminin niteliği hakkında kamuoyunu bilgilendirmek,
- İran’ın bölgeye ve dünyaya karşı nükleer bomba elde etmesinin tehlikeleri hakkında ABD düzeyinde ve uluslararası düzeyde bilinci arttırmak
- İran rejimini nükleer bomba üretme hedeflerinden vazgeçmeye ikna etmek,
- Bu konuda ulusal, uluslararası, sosyal, ekonomik, siyasi ve diplomatik düzeylerde kararlı ve kesin adımlar atmak.

Gary Samore
United Against Nuclear Iran (UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak) Başkanı, Gary Samore adında tanınmış bir politikacıdır. Eylül 2013’ten bu yana UANI grubuna başkanlık eden Samore, Obama’nın silah kontrolü konusundaki eski bir danışmanıydı.

Mark Wallace
United Against Nuclear Iran’ın ( UANI) CEO’su (Nükleer İran’a Karşı İttifak), ABD hükümetinde hem iş hem de diplomasi alanında geçmişi olan Mark Wallace’dir ve Wallace, George W. Bush yönetiminde, John Bolton ile birlikte ABD’nin Birleşmiş Milletler büyükelçisiydi.
UANI Grubunun, İran İslam Cumhuriyeti’ni diplomatik ve ekonomik alanlarda izole etmek için çok taraflı planları var ama bu grubun belki de en önemli faaliyeti, Amerikalı ve Amerikalı olmayan şirketlerin İran’la işbirliği yapmasını engellemektir.
UANI Grubu, İran’a karşı yasama konusunda da aktiftir. ABD federal hükümetine ve eyalet hükümetlerine özel yasal çözümler ve girişimler sağlamaktadır ve amaçları, İran’ı dünya ticaretinden ve uluslararası finans piyasalarından mahrum etmek ve İran’a yabancı yatırımı engellemektir.
UANI Grubunun internet sitesinin haberine göre, bu grup, İran’a karşı yaptırımlara yönelik birçok plan ve önerilerini, 2010 yılında ABD tarafından kabul edilen “İran’a Kapsamlı Yaptırımlar” (Comprehensive Iran Sanctions, Accountability, and Divestment Act of 2010 ) yasasına dâhil etmeyi başardı.

United Against Nuclear Iran ( UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak), ABD mevzuatına katılmanın ve Beyaz Saray’a tavsiye vermenin yanı sıra, yabancı şirketlerin İran ile işbirliği yapmasını engellemek için doğrudan önlemler alıyor. Bu grup, medya ve Batı medyasıyla işbirliği içinde İran ile işbirliği yapan şirketleri tanıtıyor ve geniş çaplı kampanyalar başlatarak, psikolojik ve medya baskısıyla bu şirketlerin İran’la işbirliği yapmasını engellemeye çalışıyor.
UANI Grubu, General Electric, Caterpillar, Komatsu ve … gibi büyük şirketleri İran’daki faaliyetlerini durdurmaya ikna edebildiğini iddia ediyor. Bu grup ayrıca bu konuda ihtiyaç duyulan yasaları, California, New York ve Florida gibi eyaletlerde de çıkarmayı başardı.
UANI Grubu ayrıca, denizcilik ve liman sektörlerini boykot etmeyi amaçlayan özel bir kampanya başlattı. Kampanyanın bir parçası olarak, “Maritime Intelligence Network and Rogue Vessel Analysis (MINERVA)” (Deniz İstihbarat Ağı ve Hileli Gemilerin Tanımlanması) adında bir sistem kuruldu ve bu sistem, İran gemilerini izliyor ve İran’ın petrol ihracatı üzerindeki yaptırımları nasıl gizlice atlatmaya çalıştığını gösteriyor.
UANI’nin çekirdek grubu, daha önceki bir kampanyada, Birleşmiş Milletler’e katılmak isteyen İranlı yetkilileri (Mahmud Ahmedinejad gibi) New York otellerine kabul etmemeleri için baskı yaptı.

UANI Grubu düzenli olarak, yukarıda bahsedilen ekonomik hareketlere ilaveten, İran’ın nükleer bomba yapma planı hakkında raporlar ve ipuçları yayınlıyor ve bu raporlar bağımsız gözlemcilerin bakış açısına göre sadece propaganda ve yanılsamadır.
UANI grubunun sürekli olarak dile getirdiği iddialardan biri de İran’ın nükleer bomba yapma kabiliyetini elde etmek için çok çalıştığıdır. Bu grup ayrıca İran’ın 11 Eylül olayına karışmış olabileceğini iddia ediyor. İlginç olan şu ki, her iki iddia da ABD istihbarat teşkilatları tarafından şiddetle reddedildi. Bu grup ayrıca İran’la doğrudan savaş talep etmemeye çalışsa da zaman zaman İran’a karşı tehdit veya askeri harekâtın kullanılması çağrısında bulunuyor. Örneğin, Ekim 2011’de, Suudi Arabistan’ın ABD büyükelçisine suikast yapmayı planlamakla suçlanan İranlı-Amerikalı bir kişinin tutuklanmasının ardından, UANI Grubu, Obama’yı, İran’ın eylemlerine yanıt vereceğini açıkça belirtmeye ve İran’ın Amerikalılara yönelik saldırılarına yanıtın, askeri bir seçenek olacağını ifade etmeye çağırdı.
Bu güçlü lobi, İran’ın siyasi sisteminin aşırılık yanlılarının kontrolü altında olduğunu ima etmeye çalışıyor. Batı ile diplomatik bir anlaşma sloganıyla iktidara gelen nispeten ılımlı bir aday olan Hasan Ruhani’nin seçilmesi bile UANI Grubu’nun duruşunu değiştirmedi. Bu grup, Ruhani hakkında yaptığı açıklamada, “İran’ın yeni cumhurbaşkanı barışçıl bir şekilde konuşurken, İran’ın nükleer programı ve bu ülkenin nefret dolu davranışları devam ediyor” dedi.
UANI Grubunun Başkanı da Ruhani’nin seçilmesinden sonra İran ile 5+1 ülkeleri arasında bir anlaşma beklentisini azaltmaya çalıştı.
Bu grubun başkanı, Ekim 2013’te İran’ın %20 zenginleştirmeyi geçici olarak askıya alma ve daha sıkı denetimleri kabul etme önerisine yanıt olarak şunları söyledi: “İranlıların şu anda önerdiği şey, eski Ahmedinejad hükümetinin son yıllarında teklif edilen şeyden farklı değildir. Zenginleştirme kapasiteleri, yani santrifüjlerin sayısı ve türü ve zenginleştirilmiş uranyum rezervleri üzerinde herhangi bir fiziksel kısıtlamadan kaçınmaya devam ediyorlar.”
Bu grup, İran’ın yaptırımlarda sınırlı bir azalma karşılığında zenginleştirmeye yönelik geniş kısıtlamaları kabul ettiği, İran ve 5+1 ülkeleri arasındaki Cenevre Anlaşmasını “Talihsiz” olarak nitelendirdi ve yaptırımların hafifletilmesini uygunsuz olarak değerlendirerek eleştirdi.
Bu teşkilatın Obama yönetiminin diplomatik politikalarına yönelik saldırıları Beyaz Saray’da tepkiye neden oldu. Bu bağlamda, Ortadoğu’da Obama yönetiminin eski bir yetkilisi, özellikle, UANI Grubunun dar görüşlü bakışını eleştirdi ve onları uzun vadeli bir bakış açısına sahip olmamakla suçladı ve şu ifadelerde bulundu: ‘Bu grup, İran’ın nükleer bomba tehdidinin ortadan kaldırılmasını istemiyormuş gibi davranıyor. Eğer bu sorun çözülmezse, bu yani İran’ın Nükleer bomba elde edeceği ve savaştan başka çare kalmayacağı anlamına gelmektedir.”
UANI Grubunun ideolojik ve finansal ilişkileri
United Against Nuclear Iran (UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak) Grubu, siyasi olarak ılımlı olduğunu iddia ediyor. Bu grubun danışma konseyinde, Graham Allison, Walter Russell Mead ve Leslie Gelb gibi birçok önde gelen ılımlı siyasi politikacı ve profesör görülmektedir.
Ancak UANI grubunun diğer üyeleri arasında, teraziyi bu hareket lehine ağırlaştıran birçok neo-muhafazakâr ve milliyetçi ve aşırı sağcı var.
Bu kişiler arasında aşağıdaki isimlere değinebiliriz:

James Woolsey, eski bir CIA yetkilisi ve önde gelen neo-muhafazakâr siyasi bir aktivisttir.

Joe Lieberman, Neo-muhafazakâr bir demokrattır ve Demokrat Parti ile Irak savaşına verdiği destekten dolayı sorun yaşamıştır ve eski ABD senatörüdür.

Henry Sokolski, stratejik silah uzmanı ve savaş yanlısı siyasi bir aktivisttir.

Roger Noriega, Amerikan Devletleri Örgütündeki eski bir ABD Temsilcisidir.

Mark Lagoon, eski bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi ve American Enterprise Institute danışmanıdır.

Otto the Rich, Ronald Reagan döneminde İran-Kontra (McFarlane) skandalına karışan ve Latin Amerika sağcı akımlarıyla yakın bağları olan tartışmalı bir isimdir.

Mark Wallace, UANI Grubunun CEO’sudur. Birleşmiş Milletler’de eski bir ABD diplomatı, İç Güvenlik Bakanlığı hukuk danışmanı ve George W. Bush’un 2004 seçim kampanyasının yardımcısıdır.
Bu teşkilatın en büyük kurucularından ikisi Obama yönetiminde kilit görevlerde bulundu:
Richard Holbrooke ve Siyonist yanlısı diplomat Dennis Ross.

Richard Holbrooke ve Dennis Ross
United Against Nuclear Iran (UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak) Grubu, benzer düşüncülere sahip kuruluşlardan oluşan bir grubun temsilcisi olduğunu iddia ediyor ve onları şu şekilde tanımlıyor:
“Nükleer Güce Sahip Olmayan Bir İran İçin Hristiyan Liderler, İran Amerikan Demokrasi Projesi, İran Kürdistan Demokrat Partisi, İran Özel Çalışma ve İzlem Grubu, Özgür Müslümanlar Koalisyonu, Amerikan-İran İlerleme Komitesi, Nükleer Silahların Kontrolü için Wisconsin Projesi, Arcadia Vakfı, Yayılmayı Önleme Siyasi Eğitim Merkezi, Demokrasinin Savunulması için Neo-muhafazakar Vakfı, Avrupa’ya İran ile ilişkileri kesmesi için baskı yapan Réalité-EU isimli grup ve Log Cabin Cumhuriyetçi grubu gibi Cumhuriyetçi gruplar.
UANI Grubu, 2012’de 1.8 milyon doları aşkın yardım aldığını ve bunun 2009’da 2.7 milyon olan yardımdan daha düşük olduğunu açıkladı.
Perde arkasındaki bazı olayların açığa çıkması
2014 yılında, UANI grubunun ABD hükümetinin hassas bilgi olarak kabul ettiği bilgilere sahip olduğunun ortaya çıkmasının ardından, dikkatler bu grubun siyasi bağlantılarına çevrildi.
Olay, UANI Grubu ve Victor Rozitz adında bir Yunan denizcilik şirketi arasında hukuki bir sorun yaşanmasının ardından gündeme geldi.
Rozitz , UANI Grubundan iftira ve suçlama nedeniyle şikayetçi oldu. Çünkü birkaç ay önce UANI Grubu, Rozitz ve gemicilik şirketini İran hükümetiyle yasadışı faaliyetlerde bulunarak İran’a karşı yaptırımları ihlal etmekle suçladı.
Rozitz ve avukatları, UANI Grubunu, birçok belirsiz yabancı çıkarların ve muhtemelen Siyonist rejimin nüfuzu altında olmakla suçladı. Rozitz mahkemeden, UANI grubundan, alınan bağışların ve bağışçıların bir listesini vermesini talep etmesini istedi. Rozitz, iddiasını doğrulamak için Siyonist bir işadamı ve UANI grubunun danışmanı olarak görev yapan eski Mossad şefi Meir Dagan’ın ifadesine atıfta bulundu.
Ancak nadir bir durum gerçekleşti ve ABD Adalet Bakanlığı davaya müdahale etti ve UANI Grubu’nun mali yardım listesinin yayınlanmasını engelledi.
ABD Adalet Bakanlığının savunma ise şöyleydi: “Söz konusu bilgilerden bir kısmı yasanın uygulanması konusundaki soruşturmaları tehlikeye atabilir, teftiş uygulamalarını veya gizli kaynakları açığa çıkarabilir.”
New York Times Gazetesi, ABD Adalet Bakanlığı’nın bu çok sıra dışı hamlesine tepik olarak şunları yazdı: “ABD istihbarat teşkilatlarının Amerikan kamuoyunu ve medyasını etkilemek için diğer örgütlerle gizlice işbirliği yapması yasal olarak yasaktır. Eğer bilgiler (UANI Grubu’nun) ABD hükümetiyle ilgili değilse, bunun içeriği neden bu kadar hassas olarak kabul ediliyor? Ayrıca mahkeme belgeleri, ABD hükümeti ile UANI Grubu arasında yakın bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bu grubun, İran’ı ekonomik olarak izole etmeleri için ABD hükümetine ve şirketlere baskı yapma konusunda özel bir yeteneği var. Bu olay, UANI Gurubu tarafından alınan bağışlarla ilgili bilgilerin içeriği hakkında basında spekülasyonlara yol açtı. Örneğin Eli Clifton adlı bir gazeteci araştırmasında, UANI Grubunun Thomas Kaplan adında bir milyarder ile yakın bir ilişki içinde olduğunu gösterdi. Thomas Kaplan, Siyonist rejimin bir destekçisi ve Nükleer İran düşmanlarından sayılmaktadır.

United Against Nuclear Iran (UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak) Grubunun CEO’su Mark Wallace, Tigris Financial Group’un CEO’su olarak da görev yaptı. Bu şirket de Thomas Kaplan’a aittir. UANI grubunun diğer yetkilileri de bu şirkette çalışmaktadır.
Tigris Financial Group, değerli metaller piyasasına yatırım yapıyor ve araştırmalar, bu şirketin ana gelir akışının, Orta Doğu’daki siyasi krizleri ve bunun dünya piyasaları üzerindeki etkisini tahmin etme meziyetinden sağlandığını gösteriyor.
Yukarıdaki bilgilerin tamamı, UANI Grubunun İran’ın nükleer bomba elde etmesinden çok Avrupalı ve Amerikalı ticari şirketlerle ilgilenen, Kongre ve Beyaz Saray’da güçlü ve etkili bir Siyonist lobi olduğunu göstermektedir.
İran’a karşı ekonomik terörizmde “UANI”nin rolü
Bir Amerikan-Siyonist lobisi olan sözde “United Against Nuclear Iran (UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak) Grubu, İran’a karşı ekonomik terörizmi yaymak için çeşitli yöntemler kullanmıştır.
Amerikan neo-muhafazakârlarına yakın bir medya kuruluşu, UANI adlı bu grubun İran ile uluslararası kurumsal ticareti engelleme çabalarına değindi.
“The Washington Free Beacon” web sitesi şunları yazdı: “Uluslararası şirketler İran’la iş yapmak istediklerinde, bir kuruluş onları ifşa etmeye hazırdır.
ABD merkezli bir lobi örgütü olarak UANI, İran’daki ticaret fuarlarına sızmak ve İran’la iş yapmaya devam eden şirketlerin isimlerini ortaya çıkarmak için gizli bir kampanya başlattı.”
The Washington Free Beacon’un iddiasına göre, bu çabalar verimli oldu ve son yıllarda onlarca şirket İran’la işbirliği yapmakla suçlanma korkusuyla İran’daki ticaret fuarlarını terk etti ve bu ülkeyle ticareti kesti.
Bu gazetenin haberine göre, UANI, Bermuda merkezli PartnerRe Insurance Company’yi, İspanya merkezli Grupo Santander Bankasını, Güney Kore’deki Dalim Petrokimya Şirketini, Tayvan’daki Yang Ming Nakliye Şirketini ve Fransa’daki Fransız nakliye şirketi CMA CGM’yi İran ile ilişkilerden vazgeçirmeyi başardı.
The Washington Free Beacon’un iddiasına göre, UANI grubunun çabaları, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik yaptırım rejimini güçlendirdi ve Tahran’ın milyonlarca dolar nakit para kazanmasını engelledi.
Bu gazete haberinin başka bir bölümünde UANI’nin çabalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve şu iddialarda bulundu: ‘Bu grup, İran’a ve Avrupa’ya gizli ajanlar göndererek İran’ın ticaret fuarlarına sızmayı başardı ve bahsedilen yetkililer ayrıca İran’la hala çalışan şirketleri de tespit edebildiler.
UANI belgeleri, 2018’de 38 yabancı ülkeden 600 şirketin İran Petrol Endüstrisi Uluslararası Fuarı’na katılmak için kayıt yaptırdığında, bu grubun bu şirketlerden bilgi topladığını gösteriyor.
UANI Grubu daha sonra bu bilgileri neredeyse bu şirketlerin tamamını Tahran ile ilişkide bulunma konusunda uyarmak için kullandı.
The Washington Free Beacon Gazetesinin iddiasına göre, Mayıs 2019’da fuarın tekrar düzenlendiği tarihte fuara sadece 44 firma katıldı ve bu, %90’lık bir azalmaya eşdeğerdi.
İlk fuar (2018) Amerika Birleşik Devletleri’nin Nükleer Anlaşmadan çekilmesinden iki gün önce yani 6 Mayıs 2018’de başladı. ABD’nin İran’a yönelik petrol yaptırımları, Nükleer Anlaşmadan çekilmesinden birkaç ay sonra başladı. Bu nedenle ikinci fuar, İran petrol ambargosu altındayken açıldı.
UANI Grubu, şirket yöneticilerine mektuplar göndererek veya gazetelerde tam sayfa ilanlar yayınlayarak onları uyarıyor ve İran ile ilişkilerini izliyor. Alman şirketi Siemens ve Hollanda, Rusya ve Fransa’daki diğerleri de dâhil olmak üzere Avrupa merkezli şirketler, UANI Grubu tarafından tehdit edildi. The Washington Free Beacon Gazetesi, bu grubun Avrupa genelindeki hedeflerinde benzer başarılara sahip olduğunu iddia ediyor.
United Against Nuclear Iran (UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak) Grubu, 2014 ve 2017 yılları arasında Avrupa genelinde İran ticaret fuarlarına katılan şirketleri belirlemek için araştırma yaptı. UANI, bu şirketlere Tahran’la olan ilişkilerinin açığa çıkacağı konusunda uyarıda bulunan mektuplar gönderdi. UANI ayrıca bu fuar ve sergilere yetkililer gönderdi.
The Washington Free Beacon şu iddialarda bulundu: ‘Bu çabaların sonucu olarak 2018 ve 2019 yıllarında İran-Avrupa konferansları şirketlerin vazgeçmesi nedeniyle iptal edildi. UANI Grubu birkaç ay önce münafık terörist grubunun katılımıyla İran karşıtı bir toplantı düzenledi. İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Musevi Ekim ayında bu toplantı düzenlenmeden önce şu açıklamalarda bulundu: “İran, UANI Grubunu terörist olarak ilan etmeyi planlamaktadır.
İran, UANI Grubunu terörist gruplarla yakın bağları ve işbirliği nedeniyle ABD liderliğindeki terör grupları listesine ekleme sürecine yakında başlayacaktır.”
United Against Nuclear Iran (UANI) (Nükleer İran’a Karşı İttifak) Grubu, Demokrasiyi Savunma Vakfı (FDD Lobisi) ve Uluslararası Güvenlik Bilimleri Enstitüsü gibi diğer İran karşıtı lobi örgütleriyle de yakın işbirliği içinde çalışmaktadır.