İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Türkiye’nin kendi güvenliğini korumak adına uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullanmasına hiçbir devletin müdahalede bulunamayacağını belirterek, “ABD de buna dahildir.” dedi.
Dervişoğlu, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 28 Şubat kararlarına ilişkin o dönemki görüntülerini izletmesine tepki gösterdi.
Akşener’in, “28 Şubatçı değil, 28 Şubatçıların kabusu” olduğunu ifade eden Dervişoğlu, “Meral Akşener, bugün caka satanlar, o gün masa altına saklanırken, 28 Şubat’ın muktedirlerine kafa tutan ender bir siyasi şahsiyettir.” diye konuştu.
Erdoğan’ın, 28 Şubat’ın akabinde partisinin kuruluşuna Akşener’i davet ettiğini ileri süren Dervişoğlu, “2015’te Başbakan Yardımcılığı teklif etmiş, 2020’de ne kadar milli ve yerli olduğumuzu övgü dolu cümlelerle ifade etmiştir. 28 Şubat sonrası Genel Başkanımız hakkında hazırlanmış fezlekeler mevcuttur. Bu fezlekelerin içeriğini izlemelerini istirham ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“İktidar genç işsizliğine kafa yormalı”
Dervişoğlu, iktidarın, yüzde 25 genç işsizliğin nasıl azaltılacağına kafa yorması ve siyasetin asıl gündeminin her 4 gençten birinin işsizliği olması gerektiğini savundu.
Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhur İttifakı tarihte zam ittifakı olarak anılacaktır. Doğal gazda ekim tarifesinde sanayi ve elektrik üretim santralleri için yüzde 15’lik zam yapılmıştı. Benzine dün gece yarısından geçerli olmak üzere 26 kuruş, motorine ise 35 kuruşluk zam yapıldı. Türkiye, stagflasyon tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun çözümü üretim girdi maliyetlerini azaltmak ve istihdam yaratmak, enflasyona sebep olan unsurları ortadan kaldırmakken, iktidar partisi panik halinde polisiye tedbirlere başvurmaktadır.”
Dervişoğlu, Türkiye’nin F35 savaş uçağı alabilmek için ABD’ye 1,4 milyar dolar ödeme yaptığını ancak daha sonra o programdan çıkarıldığını belirterek, “Uçaklar nerede? Yok. F-35 uçakları için ödediğimiz para nerede? Yok.” dedi.
Hem F35’lere ödenen para hem de 2,5 milyar dolar ödenerek satın alınan S-400 hava savunma sisteminin aktive edilmediği gerekçesiyle ülkenin 3,9 milyar dolar zarara uğratıldığını ileri süren Dervişoğlu, “Şimdi de ABD’den 40 adet F16 alma talebinde bulunmuşsunuz. Türkiye ABD ile kriz yaşandığında F16 yada F35, Rusya ile kriz yaşandığında aktive edilemeyeceğini bile bile S400 almak zorunda mıyız? Yazık değil mi bu ülkenin kaynaklarına?” diye sordu.
Bir gazetecinin, güçlendirilmiş parlamenter sistem arayışları için 6 partinin bir araya geldiğinin hatırlatması üzerine Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Karşı karşıya kaldığımız sorunlardan kurtulabilmemiz için öncelikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden kurtulup, iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yolları aranmalıdır. Bu sadece muhalefet partilerinin sorumluluğunda olan bir konu da değildir. İktidarın da bu konuyu dikkatlice inceleyip, konuyla alakalı düzenlemeleri yapmak üzere TBMM’de grubu bulunan siyasi partileri harekete geçirmelidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni güçlendirmek adına Cumhur İttifakı’nın çeşitli anayasa hazırlıkları ve çalışmaları var. Onlar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kökleştirici çalışmalar yaparken muhalefetin de Türkiye’nin başına bela olan bu sistemden kurtulmak için anayasa çalışması kadar doğal bir şey yoktur.”
ABD’ye tepki
Dervişoğlu, ABD Başkanı Joe Biden’ın, “Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri eylemlerinin ABD’nin güvenliği ve IŞİD’le mücadeleye tehdit oluşturduğunu” ifadelerine, “Türkiye’nin kendi güvenliğini korumak adına uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullanmasına hiçbir devlet müdahalede bulunamaz. ABD de buna dahildir.” diye tepki gösterdi.
Türkiye’ye hiçbir devlet ve devlet başkanının güzergah tayin edemeyeceğini vurgulayan Dervişoğlu, “Türkiye’nin yapmış olduğu yanlış dış politik hamleler ve müdahaleler münasebetiyle eğer Biden üzerinde söz söyleme hakkına sahip bulunduğu iddiasında bulunuyorsa İYİ Parti olarak bunu reddediyoruz. Türkiye’nin siyasetini tanzim edeceğini söyleyen birtakım beyanları var. Türkiye demokrasisine müdahale ettirecek bir ülke konumunda değildir. Türk milleti de öyle aciz millet değildir. Kimse de de bundan istifade etmeye kalkmasın iç siyasetin malzemesine dönüştürmeye kalkmasın bütün bunları…” değerlendirmesinde bulundu.
