Washington hükümeti dün yaptığı açıklamada ,İran ile ticaret yapacak olan uluslararası her silah fabrikasına yaptırım uygulanacağını duyurdu.
Amerika’nın İran temsilcisi Elliott Abrams İran’a silah yaptırımının sona ermesinden hemen sonra ve güçlü bir şekilde İran ile işbilriği yapan firmaya Amerika’nın ikincil yaptırımlarına maruz kalacaklarını söyledi.
Açıklamadan birkaç saat önce de Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo Washington’un İran’a silah yaptırımını daimi hale getirmeye çalıştığını söyledi.
Görünüşe göre Amerika’nın bu konudaki yeni tutumu, Güvenlik Konseyi’deki başarısızlığı ardından alındı. Washington daha önce Güvenlik Konseyi’nde bu bağlamdaki taslağını onaylatmayı umut ediyordu. Fakat daha önce yaşamadığı bir başarısızlıkla karşılaştı.
Öyle ki Amerika’nın küresel rakipleri olan Çin ve Rusya’nın hayır oyuna ilaveten Avrupalı müttefikleri de diğer üyelerin yanında çekimser oy kullanırken sadece Dominik cumhuriyeti Washington’un yanında durdu. Böylece Amerika’nın mükerrer talepleri ve hatta tehditlerine rağmen taslak onaylanmadı.
İtalya uluslararası ilişkiler enstitüsü başkanı Natali Tochi’ye göre İran’a silah yaptırımın uzatılması için Amerika’nın önerisine karşı BM Güvenlik Konseyi’indeki son oylama sonucu Trump diplomasisi için “yıkıcı bir yenilgi”dir.
Amerika bir sonraki adımda, isteklerine ulaşmak için Bercam nükleer anlaşmanın İran tarafından temelden ihlal edildiği ve dolayısı ile tetik mekanizması uyarınca uluslararası yaptırımların 20 Eylül’den itibaren geri döneceğini iddia etti.
Buna rağmen bu girişim de Güvenlik Konseyi’nin kapalı kapıları ve çoğunluğun muhalefeti ile karşılaştı ve konsey başkanı da yaptırımların tekrar uygulanması için hiçbir girişimde bulunmadı.
Bu arada BM genel sekreteri Guterres de dün, Amerika’nın BM yaptırımlarının geri getirilmesi iddiasına karşılık, Bercam nükleer anlaşmada Güvenlik Konseyi görüşüne hareket ettiklerini ifade etti.
Başka bir ifade ile 20 eylül’ün ardından İran’a karşı uluslararası yaptırımların tekrar uygulanması için ne ambargo komitesi ve ne de BM uzman paneli kurulacaktır.
Bu yüzden Amerika için, yaptırımların terkrar ihya edileceğini tek başına duyurması ve bu yaptırımları uluslararası topluma dayatmak için tüm ekonomi ve diplomatik imkanlarını kullanmaktan başka çare kalmadı.
Stockholm üniversitesi ululararası hukuk hocası Saif Mahmudi’ye göre Amerika’nın son iki yıldaki bir çok operasyonu gibi bu kararların da hiçbir hukuki temeli yoktur, uluslararası hukuka aykırıdır ve bir çok ülkenin hukukçuları tarafından kınanmıştır.
Bu yüzden Elliot Abrams’ın tehditleri bu bağlamda değerlendirilebilir. Fakat Washington çok önemli bir konuyu göz ardı ediyor.
İran İslam Cumhuriyeti uzun yıllardan beri maruz kaldığı geniş çaplı yaptırımlar nedeni ile BM bildirileri uyarınca satın alınması yasak olan silahları satın almadı, bunun yerine yerli imkanlar ve kabiliyetlere dayanarak çeşitli deniz, hava ve kara silahları, füzeler, elektronik teçhizatlar ve sensörlerin tasarlanması, üretilmesi ve çalıştırılması için çalıştı.
Bu yüzden Washington’un düşüncesine rağmen İran esasen muazzam silah satınalmaya ihtiyacı yok hatta silah ihracatı için güçlü bir potansiyele bile sahiptir.
Aslında Washington İran silah yaptırımlarının kalkması ile Tahran’ın silah piyasasında ektili olabileceğinden endişeli. Fakat şimdiye kadar yaşananlar ve mevcut durum Amerika’nın bu illegal çalışmalarının da yenilgiye mahkum olduğunu gösteriyor./