ABD’nin Ukrayna Savaşı’ndan ötürü Kiev yönetimine yönelik 40 milyar doları bulan desteği ile küresel ölçekte artan jeopolitik endişeler ve ülke içinde yüksek seyretmeye başlayan enflasyon, Beyaz Saray yönetimine yönelik memnuniyetsizliğe zirve yaptırırken, Başkan Biden’ı da daha görev süresini yarılamadan “topal ördek” haline gelme ihtimaliyle yüz yüze getirmiş durumda.
Kasımda hareket serbestisini yitirebilir
8 Kasım 2022 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi’nin 435 sandalyesi ile 100 üyelik Senato’nun 34 sandalyesi için seçimler yapılacak. 2020 yılında yapılan seçimlerde Demokratlar, Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçilerin 213 sandalyesine karşılık 222’yi bularak çoğunluğu ele geçirmişlerdi. 2022 Mayıs ayı itibarıyla, bu üstünlük 221’e 208 olmuş görünüyor, 6 sandalye ise boşta. Siyasi gözlemciler, ABD başkanları açısından bir ara karne özelliği taşıyan – Kasım ayındaki- Kongre seçimlerinde Demokratların çoğunluğu yitirme ihtimallerinin epey kuvvetli olduğuna dikkat çekiyorlar. Başkan aleyhine esen ters rüzgarlar aynı hızla devam ederse, Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluk Cumhuriyetçilere geçebilir. Demokratlar kontrolü ellerinde tutmak istiyorlarsa Meclis’te sadece üç sandalye kaybetmeyi göze alabilirler. Fazlası, görev süresinin ikinci yarısında Biden’ın hareket serbestisini yitirmesine ve pek çok alanda icraat yapamaz hale gelmesine yol açabilir.
Her eyaletin iki kişiyle temsil edildiği Senato’da ise çoğunluk son seçimlerde az farkla Cumhuriyetçilere geçmişti. An itibarıyla orada denklik var gibi görünüyor. 8 Kasım’daki Senato kısmi yenileme seçimlerinde çoğunluğun Cumhuriyetçilere geçmesi hiç de zor gözükmüyor.
Görev onayı yüzde 41
Biden’ın görev onayı da yüzde 41’e inmiş durumda. Bir diğer deyişle, ABD halkının yüzde 59’u Başkan’ın politikalarına onay vermiyor. CNN tarafından yayınlanan anket, 28 Nisan- 1 Mayıs tarihleri arasında SSRS adlı pazar araştırma şirketi tarafından gerçekleştirildi. Deutsche Welle’ye bakılırsa, Biden’ın popülaritesi, Covid-19 kaynaklı ölümlerdeki artış ve Amerikan ordusunun Afganistan’dan çekilmesinde yaşanan kaotik sürecin etkisiyle 2021 yılı Ağustos ayı ortalarından itibaren düşüşe geçmişti. Amerikalıların Başkan’ın Ukrayna krizini yönetme biçimine de giderek artan itirazları var. Biden’ın Ukrayna Savaşı politikasına onay yüzde 46. Halkın yüzde 54’ü bu politikaları onaylamıyor.
Yüzde 61 adaylığını desteklemiyor
Siyasi gözlemcilerin dikkati çektiği bir diğer husus da Biden’ın 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilecek olan ABD başkanlık seçimlerine -Demokrat Parti’nin adayı olarak katılabilme ve- görev süresini 4 yıl daha uzatma- ihtimalinin neredeyse sıfırlanmış olması.
Bunun en somut göstergesi, sonuçlarına itibar edilen kamuoyu araştırmaları. Rasmussen Reports ile The Heartland Institute tarafından 28 Nisan- 2 Mayıs 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen kamuoyu araştırması, seçmenlerin yalnızca yüzde 28’inin Joe Biden’ın 2024 Başkanlık Seçimlerine katılmasından yana olduğunu, yüzde 61’inin ise karşı olduğunu ortaya koyuyor. Yüzde 11’lik bir kitle ise bu konuda henüz karar verebilmiş değil. Kısacası ABD’de hemen hemen her 3 kişiden 2’si Biden’ın ikinci dönem adaylığına “hayır” diyor.
1004 seçmenle yürütüldüğü belirtilen araştırmanın sonuçlarına bakılırsa, Başkan’ın politikalarından heyecan duyan ve bu nedenle Biden’ın ABD Başkanlığı için “çok uygun” olduğunu düşünenlerin oranı sadece yüzde 25. “Bir ölçüde uygun” diyenlerin oranı ise yüzde 17. Ankete katılan Cumhuriyetçilerin yüzde 87’si, Bağımsızların yüzde 59’u, Demokratların ise yüzde 20’si Biden’ı tercih edilebilir bir aday olarak görmüyor. Bir diğer deyişle, tüm katılımcıların yüzde 44’ü Biden hakkında “çok olumsuz” görüşe sahip.
Kadınların da desteğini yitirdi
Biden’ın kendisine en yüksek destek bulduğu kesim, yüzde 64 ile siyahlar. Bu oran Hispaniklerde yüzde 43’te kalıyor. Hatırlanacağı gibi, Biden’ın 2020 seçimlerini almasında kadın seçmenlerin çok ciddi bir rolü olmuştu. Bugün kadın seçmenin sadece yüzde 43’ü Biden hakkında olumlu bir kanaate sahip. Yüzde 53’lük bir kitle ise olumsuz bir kanaat bildiriyor.
Ankete katılanların en temel endişe kaynağını ekonomi oluştururken, ardından savaş ve ülke dışında yaşanan krizler geliyor. Zaten The Federal Reserve yetkilileri de Amerikalıların son 40 yılın en yüksek enflasyon oranlarını yaşadığını teyit ediyor. Fed, 22 yılın en büyük faiz artırımına gidiyor. 2021 yılı Kasım ayında ekonominin en önemli ulusal mesele olduğunu düşünenler yüzde 36 iken, bugün bu rakam yüzde 50’ye tırmanıyor.
Gelişmeler böyle olunca, siyasi hayatı 2021 yılı Ocak ayında bittiği düşünülen Donald Trump da yeniden “potaya giriyor.” Anketler, Trump’ın muhtemel Cumhuriyetçi adaylar arasında popülaritesini hâlâ koruduğunu gösteriyor. Dahası, Cumhuriyetçi partinin iki güçlü aday adayının da, Biden’a olası bir seçimde fark atacağı kesinleşiyor. 2024 seçimlerinde olası bir Trump – Biden eşleşmesi olması halinde, seçmenin yüzde 50’si Trump’tan yana oy kullanacağını dile getirirken, Biden diyenlerin oranı yüzde 36’da kalıyor. Biden bir diğer Cumhuriyetçi aday adayı olarak değerlendirilen Florida Valisi DeSantis karşısında da başarılı olacak gibi görünmüyor. Anketler, olası bir DeSantis – Biden eşleşmesi halinde, Biden’ın bu seçimi 46-35 kaybedeceğini söylüyor.
İlerleyen günler ne getirir bilinmez ama, an itibarıyla Joe Biden’ın işi zor görünüyor. Biden, ABD’de 2020 Seçimleri öncesindeki Demokrat Parti adayını belirleyecek ön seçimlerde dördüncü sırada yer alırken; Bernie Sanders’ın adaylığının önünü kesecek hamlelerin devreye sokulmasıyla- eski Başkan Obama’nın eski yardımcısını kayıran müdahaleleri, parti kurultayının (Democratic National Convention) ön seçimlerin devamını yeniden düzenleme yoluna gitmesi, medyanın “tehlikenin farkında mısınız” tarzı Sanders karşıtı söylemleri ve ılımlı adayların yarıştan Biden lehine çekilmeleriyle- kampanyasını başarılı kılabilmişti. Şimdi işler böyle pürüzsüz (!) halledilebilecek gibi görünmüyor.