Amerika enerji bakanı, birçok ülkenin Amerika’ya karşı benzer saldırılar peşinde olduğunu da iddia etti.
Amerika ticaret bakanı Gina Raimondo da Amerika’ya karşı yapılan siber saldırılara değinerek, “Amerikan şirketleri, siber saldırıların sıradan bir olaya dönüşmesi gerçeği karşısında hazır olmalılar.” Dedi.
Beyaz Saray son zamanlarda ülkenin en büyük yakıt transfer boru hattı olan Clonial Pipeline ve de Solar Window Technologies Şirketine yapılan siber saldırıların ardından, tüm özel firmaları yeni siber saldırılar hususunda uyararak, bilgisayar korsanları tehlikesi hususunda firma yöneticilerine uyarı mektupları gönderdi.
Amerika ulusal güvenlik siber işler danışmanı Ann Nuberger ise şöyle diyor, “Amerika’nın kritik merkezlerinde siber saldırı tehlikesi çok ciddidir. Kimi şirketler ve kurumlar da bilgisayar korsanları karşısında savunmasız durumdalar.” Dedi.
Biden hükümeti ve Beyaz Saray üst düzey makamları, Amerika’nın siber saldırılar karşısında kırılganlığına itiraf ederken, bizzat Amerika dünya genelinde birçok siber saldırıdan sorumlu olduğu biliniyor.
Amerika ne zaman başka ülkelere yönelik siber saldırı gerçekleştirse, bu saldırıyı meşru ve geçerli sayar. Bunun açık ve net örneği İran’ın nükleer tesislerine yapılan Stuxnet kötü amaçlı yazılımdı. Halbuki rakip ve hasım ülkelerin Amerika’ya yaptığı siber saldırıları, gayrı meşru ve geçersiz sayarlar. Aslında siber saldırılar çift taraflı bıçak gibidir, bu yüzden Amerika’ya karşı da kullanılabilirler.
Bilgisayar korsanlığı dahil siber saldırıların çoğu, özellikle de siyasi, askeri ve endüstriyel boyutlar taşıyan kritik bilgilerin çalınması, rakip ülkelerin tesisatlarını sabote etme, dinlemek veya şantaj amaçlıdırlar.
Aynı zamanda Amerika’ya geçmişte görülmemiş siber saldırıların yapılması, bu ülkenin dünyanın en güçlü siber güç olma iddiasını çürütmüştür. Amerika senatosu İcra Kurulu Başkanı Karen Gibson, Washington’a yönelik siber saldırı tehdidinin 6 Ocak saldırıları tehdidinden çok daha büyük olduğunu belirterek, “bir grubun başkente saldırmasından ziyade siber güvenlik hususundan kaygılı olduğunu” ifade ediyor.
Son dönemde Amerika’ya yapılan siber saldırılar, Washington’un siber kabiliyetlerini ve güvenliğini, ister savunma ister taarruz alanındaki kabiliyetlerini ve imkanlarını geliştirmek doğrultusundaki geniş çaplı çalışmalarına ve çabalarına rağmen, düşmanları ve rakiplerinin de bu gelişmeye uygun olarak kendi siber kabiliyetlerini geliştirdiklerini ve pratikte Amerika’daki federal hükümet kurumlarına, özel şirketlere ve Amerika’nın altyapı ve kritik tesislerine felç edici ve kesin siber saldırılar gerçekleştirebildiklerini gösteriyor.
Trump hükümeti, Eylül 2018’de yeni siber güvenlik ulusal stratejisini tanıtmıştı. Bu belgede, federal hükümetin, siber alanındaki savunma öncelikleri belirlenmiş ve yabancı bilgisayar korsanları önemli bir tehdit olarak ele alınmıştır. Bu belgede, yabancı bilgisayar korsanları ve hackerlere uyarıda bulunulmuş ve bundan böyle Amerika’nın yeni siber güvenlik strateji kapsamında kendilerine yönelik saldırı tedbirlerin artacağı ifade edilmişti.
Fakat, bu tehditlerin içi boş olduğu ve pratikte Washington’un, yapılan büyük siber taarruzlara karşı şaşkınlık ve pasiflik içerisinde olduğu ortaya çıkmıştır. Öyle ki Biden hükümeti, siber saldırılar karşısındaki acziyetini dile getirmeye başlamıştır./