Cuma, Nisan 19, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Çin’den ABD’nin İran’ın Nükleer Programı ile ilgili Çifte Standartlı Tutumuna Tepki

Bu bağlamda Çin’in Uluslararası Atom Enerjisi Ajansındaki temsilcisi, Amerika ve diğer Batı ülkelerinin   kendi çıkarları doğrultusunda olan  nükleer programlara karşı sorun yaşamadıklarını  bu bağlamda da Amerika ve İngiltere’nin Avustralya için nükleer denizaltılar  yapma anlaşmasına vardığını sert bir şekilde eleştirdi. 

İran İslam Cumhuriyeti  her daim  uluslararası anlaşmalar ve küresel nükleer koruma kuralları çerçevesinde, özellikle de tıbbi alandaki ihtiyaçlarını karşılamak üzere nükleer programların peşine düşmüştür. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı da bu faaliyetlere tam denetim yapmaktadır. 

 Ancak Amerika ve Batılı ortakları   nükleer apartheid oluşturarak ve ortaklarını rakiplerine karşı donatarak  İran İslam Cumhuriyeti’ni nükleer bomba yapmakla suçlayarak İran’ın barışçıl faaliyetlerini engellemek istiyor. 

 Amerika  Avustralya ile yaptığı son nükleer anlaşmasında  İngiltere ile beraber AUKUS anlaşması çerçevesinde 9 denizaltı yapım anlaşmasını  imzaladı. Bu durum ise  küresel çapta eleştirilere yol açtı.  Buna rağmen Amerika  kendisi İkinci Dünya Savaşında Hiroşima ve Nagazaki’de ilk kez atom bombasını kullanan ülke olmuştur. Bu da  büyük insanlık karşıtı cinayet ve katliam olarak tarihe geçmiştir. 

 Rus nükleer meseleler uzmanı  Yesiev  şöyle düşünüyor: ” İran’ın nükleer programlarının  barışçıl mahiyete sahip olduğundan eminim.  Uluslararası toplum ve 5 artı bir grubu  uluslararası toplumu temsilen bunu kabul etmelidir. İran reaktörleri için gerekli olan nükleer yakıt üretim sağlamak için  uranyum zenginleştirmelidir.  Amerika  bunu çok iyi biliyor ancak  kasten buna karşı çıkıyor. “

Artık dünya Amerika’nın Batı Asya’ya yönelik müdahaleci siyasetlerini  Siyonist Rejimin siyasetleri ve korunması çerçevesinde ayarladığını görüyor. Bu bağlamda Amerika’nın bölge ülkelerine nükleer meselelerde yönelttiği ithamlar da sırf İran İslam Cumhuriyetine baskı uygulamak ve sonuçta İran’ın barışçıl faaliyetlerini durdurmak amaçlıdır.  

İran İslam Cumhuriyeti  BERCAM nükleer anlaşmasında  nükleer faaliyetlerden yararlanma kararlılığını gösterdi. Ancak Amerika, Donald Trump  döneminde  BERCAM nükleer anlaşmasından çekilerek uluslararası anlaşmalara ne denkli sadakatsiz olduğunu gösterdi. 

Bu hususta siyasi meseleler uzmanı Peter Simon şöyle bir değerlendirmede bulundu: ”    İran’ı suçlamak ve nükleer programlarını  askeri amaçlı olarak değerlendirmek, Batı’nın  İranlı nükleer bilim adamları ve makamlarının hassas donanımlarını anlamak ve bulmak için bir bahanedir. Bu da tamamen garazkarlık sayılır. “

 Her halükarda Çin Halk Cumhuriyeti’nin  Birleşmiş Milletler Teşkilatı Güvenlik Konseyi daimi üyesi olarak   İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer faaliyetler ve programlarını desteklemesi   bu konseyde BERCAM nükleer anlaşmasına ve İran’ın nükleer faaliyetlerine karşı nasıl davranılmasına dair ciddi ihtilafların ve görüş farklılıklarının olduğu anlamına gelir.  Bu desteğe rağmen Tahran, Pekin hükümetinin  her türlü nükleer apartheid’ı önlemek için  açıklamaların ötesine geçip  icraata geçmesini bekliyor. Bu bağlamda Çin’in İran İslam Cumhuriyeti ile  ticari ve ekonomik işbirliğini geliştirmesi ve Amerika’nın zalimane yaptırımlarını pratikte de kabul etmediğini  göstermesi gerekiyor.  Buna esasen Çin karşılıklı çıkarlar çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti ile  münasebetlerini arttırmalıdır. 

Popüler Yazılar