Salı, Nisan 16, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Biden Orta Doğu turuna çıkıyor. İsrail’den Suudi Arabistan’a kadar olacak turda Biden fabrika ayarına geri dönüyor

ABD Başkanı Joe Biden bugün Orta Doğu’ya sırtında bir yükle gidiyor. Reel politiğin dert etmeyeceği bir yük.

Göreve gelirken Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı için “Aslında öldürüldü ve parçalara ayrıldı. Emri Veliaht Prens’in verdiğine inanıyorum. Onlara daha fazla silah satmayacağız, bedelini ödetecek ve onları parya haline getireceğiz” demişti. Ayrıca Yemen’de insanların açlığa mahkum edildiğini belirtip yeni bir tutum ilan etmişti. “Suudilere girip çocukları ve masum insanları öldürdükleri yerlere malzeme satışına son vereceğiz” ifadelerini dile getirmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporunda da Suudi Arabistan’ın sicili “zengin”: Yasadışı öldürme, şiddet içermeyen suçlara idam, kaybetme, işkence, kadınlara şiddet ve ayrım, temel hak ve özgürlüklerden mahrumiyet vs…

“Değerler üzerine dış politika” vaadiyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a dokunmadan 76 kişi yaptırım listesine girerken, hassas güdümlü füze satışı da durduruldu. Suudilerin Yemen’deki ortağı Birleşik Arap Emirlikleri’ne F-35 satış planı askıya alındı.

Biden yönetiminin Kaşıkçı cinayetiyle ilgili CIA raporunun açıklaması, Suud-Amerikan ilişkilerine darbe indirdi. Yemen savaşına destek kesilse de 2021’de Suudi Arabistan’a ilave 650 milyon dolarlık silah satıldı. Yine de savaşta yalnız bırakıldığını düşünen Riyad yönetimi, güdümlü hassas füze alamadığı, Husilerin terör listesinden çıkarıldığı ve Yemen ya da İran kaynaklı füze saldırılarına karşı Amerikan korumasının işe yaramadığı gerekçesiyle bozuk çalıyordu.

ABD’yi Orta Doğu’ya döndüren faktörler

Biden’ın ilişkilerini fabrika ayarına döndürmeye zorlayan nedenler ortaya çıktı. Biden Orta Doğu’daki diplomatik ve askeri angajmanını azaltma yöneliminin oluşturduğu arızaları ve boşlukları gidermek için bu ziyareti önemsiyor. O yüzden parya muamelesi yaptığı Muhammed bin Selman ile tokalaşmak zorunda.

Önceden verilen mesajlar

Biden, Amerikan Washington Post gazetesinde kaleme aldığı yazıda Suudi Arabistan’a ziyaretin amacını “Ortak çıkar ve sorumluluklara dayalı stratejik ortaklığı güçlendirmek” olarak koydu. “En başından beri amacım 80 yıllık stratejik ortağımız olan bir ülke ile ilişkilere yeniden yön vermekti, bu ilişkileri koparmak değildi” ifadelerini kullandı. Ziyareti, ” Rusya’ya karşı durma ve Çin’le mücadelede en iyi yere konuşlanmak için ortaklarla ilişkileri güçlendirme” hedeflerine bağladı. Gündemindeki konuları; “İran’ın nükleer programı, Suriye savaşı, gıda güvenliği, terör, Irak, Libya ile Lübnan’daki siyasi sorunlar ve insan hakları” diye sıraladı.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby’ye göre Biden, Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında enerji güvenliğini görüşecek. Resmi programa göre Biden, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el-Suud ile görüşürken, Muhammed bin Selman da toplantıda hazır olacak.

Araplarla normalleşme süreci

Biden ziyaretine İsrail’den başlayıp işgal altındaki Batı Şeria’yla devam ederek, İsrail’in güvenliğine ve iki devletli çözüme dair taahhüdün altını çiziyor. Fakat Biden’ın Doğu Kudüs’te bir hastaneyi ziyaret edip Beytüllahim’de Filistin lideri Mahmud Abbas’la buluşması Filistinlileri heyecanlandırmıyor. Biden’ın sonuna kadar desteklediği Abraham Anlaşmaları özünde iki devletli çözümü bertaraf edip, Filistin davasını bitirme amacı taşıyor.

Biden, İsrail’den Cidde’ye doğrudan uçacak ilk başkan olmasını İsrail-Arap ilişkilerinin normalleşmesine dönük sembolik bir adım olarak niteledi.İsrail, ziyaretle birlikte Araplarla normalleşme sürecinin ivme kazanmasını ve İran’a karşı savunma-güvenlik ortaklığının önünün açılmasını umuyor.

İsrail Başbakanı Yair Lapid öncelikle İran’a odaklanacaklarını ve “İsrail’in en iyi dostlardan biri” olarak gördükleri Biden’ın Kudüs’ten Cidde’ye barış mesajı taşıyacağını söylüyor. Lapid “Tarihi bir haftanın başlangıcına tanık oluyoruz. İsrail bölge ülkelerinin tamamına elini uzatıyor, onları tarihin akışını değiştirmeye çağırıyor”ifadelerini kullandı.

İsrail Maliye Bakanı Avigdor Lieberman’ın ziyaretten beklentisi ise “Orta Doğu’da ortak pazarın yaratılması” Lieberman’a göre bu vizyon bir Trans-Orta Doğu otoyolu ve demiryolu ağını da içeriyor.

Suudi Arabistan’ın İsrail’in işgal girişimlerine karşı 1950’de Mısır’a devrettiği Kızıldeniz’deki Tiran ve Sanafir adalarını 2016’da geri alırken Kahire’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalara uyacağını taahhüt etmesi normalleşmeye dönük bir adım olarak algılanmıştı. 1979’daki Camp David Anlaşması, bu iki adayı İsrail’in Akabe’den Kızıldeniz’e erişiminin önünde engel olmaktan çıkarmıştı. Biden’ın Riyad’ı ileri adımlar için cesaretlendireceği düşünülüyor. Normalleşmeye giriş olarak iki ülke arasında direk uçuşlar, hava sahasında askeri koordinasyon, doğrudan bankacılık işlemleri, geleceğin kent projesi NOEM’e yatırım ve ekonomik işbirliği üzerinde duruluyor.

İsrail’in beklentisi: İran’a karşı ortak savunma ağı

Suudi Arabistan’da KİK liderleriyle yapılacak toplantı da İran’a karşı İsrail-Arap ortaklığına dair yeni bir güvenlik şemsiyesi hedefiyle birlikte ele alınıyor. Zirveye Irak, Mısır ve Ürdün liderleri de davet edildi.

İsrail’in üzerinde durduğu plan, bölgedeki Amerikan üslerinin yardımıyla Suudi Arabistan, Umman, Kuveyt, Bahreyn, Katar, BAE, Irak, Ürdün ve Mısır arasında bir radar ve önleyici ağı kurmayı öngörüyor. İsrailli yetkililer bu planı CENTCOM’un Mart ayında Şarm el Şeyh’te Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Katar ve Mısır’dan askeri yetkilileri buluşturduğu toplantıda sundu.

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, ülkesinin savunma kapasitesini Arap ortaklarına entegre edecek planı MEAD adıyla anıyor. Tel Aviv, İsrail teknolojisinin de kullanılacağı ortak güvenlik ittifakının Biden’ın ziyaretiyle birlikte zemin bulacağı beklentisini yükseltiyor. Bu plana destek gösterisi olarak Biden’ın Palmachim üssünde Arrow, Davud Sapanı, Demir Kubbe ve lazer karşılayıcı sistemlerini incelemesi ziyaret programına eklendi. İsrail, Biden’ın ziyareti sırasında bu ittifakın başladığını duyurmasını bekliyor.

Reuters haber ajansına göre Amerikalı yetkililer de İran tehdidine karşı entegre bir savunma sistemini bölge liderleriyle müzakere ediyor. Ancak ABD ve İsrail’in bu arayışı, Suudi Arabistan ve BAE’nin füze ve SİHA tehditlerinden sonra Tahran‘la gerilimi düşürme eğilimine girdiği bir döneme denk geliyor.

İsrail’le askeri ortaklığın riskleri

İsrail tarafı olumlu bir hava pompalasa da mevcut koşullarda Biden’ın ziyareti sırasında ezber bozan bir anlaşmanın çıkması şaşırtıcı olur.

İsrail’in aksine olası bir tırmanışta İran’la cephe hattında yer alan komşular, kışkırtıcı bir ortaklıktan kaçınıyor. Tahran’ın derin nüfuzu altında olup geçen Mayıs’ta çıkarılan yasayla İsrail’le ilişkiyi yasaklayan Irak’ın, İran’la ortak doğalgaz havzasını paylaşan Katar’ın, komşularla husumetten kaçınan Kuveyt’in ve tarafsızlık siyasetinden şaşmayan Umman’ın bu tür bir ağa girmesi zor görünüyor. Ürdün, İran’ın Suriye’deki askeri varlığını tehlikeli bulsa da Filistin dosyasındaki rolünün altını oyan Abraham Anlaşmaları sürecinden çok daha fazla rahatsızken Mısır’ın İran tehdidi algısı ise zayıf durumdadır.

Bölgede Yemen savaşının başında Arap ülkeleri arasında “Teröre Karşı İslami Koalisyon” adıyla Arap NATO’su fikri öne çıkmıştı. Ürdün Kralı Abdullah da geçen ay CNBC kanalının bir sorusu üzerine Orta Doğu’da NATO benzeri askeri ittifak fikrini desteklediğini söyleyince konu yeniden alevlendi. Eski ABD Başkanı Donald Trump 2020’de kafasındaki ittifak için “Ne kadar güzel bir isim” diyerek NATOME kısaltmasını kullanmıştı. Kast ettiği “Orta Doğu NATO’su”ydu.

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, ülkesinin savunma kapasitesini Arap ortaklarına entegre edecek planı MEAD adıyla anıyor. Tel Aviv, İsrail teknolojisinin de kullanılacağı ortak güvenlik ittifakının Biden’ın ziyaretiyle birlikte zemin bulacağı beklentisini yükseltiyor. Bu plana destek gösterisi olarak Biden’ın Palmachim üssünde Arrow, Davud Sapanı, Demir Kubbe ve lazer karşılayıcı sistemlerini incelemesi ziyaret programına eklendi. İsrail, Biden’ın ziyareti sırasında bu ittifakın başladığını duyurmasını bekliyor.

Reuters haber ajansına göre Amerikalı yetkililer de İran tehdidine karşı entegre bir savunma sistemini bölge liderleriyle müzakere ediyor. Ancak ABD ve İsrail’in bu arayışı, Suudi Arabistan ve BAE’nin füze ve SİHA tehditlerinden sonra Tahran’la gerilimi düşürme eğilimine girdiği bir döneme denk geliyor.

İsrail’le askeri ortaklığın riskleri

İsrail tarafı olumlu bir hava pompalasa da mevcut koşullarda Biden’ın ziyareti sırasında ezber bozan bir anlaşmanın çıkması şaşırtıcı olur.

İsrail’in aksine olası bir tırmanışta İran’la cephe hattında yer alan komşular, kışkırtıcı bir ortaklıktan kaçınıyor. Tahran’ın derin nüfuzu altında olup geçen Mayıs’ta çıkarılan yasayla İsrail’le ilişkiyi yasaklayan Irak’ın, İran’la ortak doğalgaz havzasını paylaşan Katar’ın, komşularla husumetten kaçınan Kuveyt’in ve tarafsızlık siyasetinden şaşmayan Umman’ın bu tür bir ağa girmesi zor görünüyor. Ürdün, İran’ın Suriye’deki askeri varlığını tehlikeli bulsa da Filistin dosyasındaki rolünün altını oyan Abraham Anlaşmaları sürecinden çok daha fazla rahatsızken Mısır’ın İran tehdidi algısı ise zayıf durumdadır.

Bölgede Yemen savaşının başında Arap ülkeleri arasında “Teröre Karşı İslami Koalisyon” adıyla Arap NATO’su fikri öne çıkmıştı. Ürdün Kralı Abdullah da geçen ay CNBC kanalının bir sorusu üzerine Orta Doğu’da NATO benzeri askeri ittifak fikrini desteklediğini söyleyince konu yeniden alevlendi. Eski ABD Başkanı Donald Trump 2020’de kafasındaki ittifak için “Ne kadar güzel bir isim” diyerek NATOME kısaltmasını kullanmıştı. Kast ettiği “Orta Doğu NATO’su”ydu.

Popüler Yazılar