Son dönemdeki Suriye gelişmeleri, nihayetinde Beşar Esad hükümetinin düşmesine ve Heyet Tahrir el-Şam lideri Muhammed el-Culani’nin önderliğindeki muhalif akımların güç kazanmasına yol açarak Orta Doğu’nun siyasi-askeri yapısında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri, yeni politikalarla bu değişimleri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışmaktadır.
Bu gelişmelerin geleceği hala belirsiz olsa da, kesin olarak söylenebilecek olan şey, dış aktörlerin Suriye’ye müdahale etme çabaları ve bu ülkenin siyasi yapısını kendi isteklerine göre şekillendirmeye yönelik gayretleridir. Bu bağlamda, Amerika Birleşik Devletleri, Suriye’deki gelişmeleri öyle bir yönde şekillendirmeye çalışmaktadır ki, bu ülkenin gelecekteki hükümeti sadece Washington’ın müttefikleri ve özellikle İsrail rejimi için tehdit oluşturmamalı, aynı zamanda Suriye, ABD’nin Şam bölgesindeki yeni bir üssü haline gelmelidir.
Bu temel üzerinden, raporda, Biden hükümetinin Suriye’deki son gelişmelere ilişkin açıklamaları ve eylemleri incelenerek, Amerika’nın yeni Suriye’ye yönelik olası politikası analiz edilmektedir.
Biden Hükümetinin Suriye’deki Durum Karşısındaki Duruşu
Biden hükümetinin Suriye’ye yönelik tutumunu, Başkan Biden ve hükümetinin diğer yetkililerinin bu ülke ve geleceği hakkında yaptıkları açıklamalardan yola çıkarak incelemek mümkündür. Bu açıklamalar birkaç ana başlıkta toplanabilir:
Suriye’de İstikrar ve Güvenliğin Korunması
Amerika’nın Suriye’ye yönelik en önemli kaygılarından biri, Esad hükümetinin düşmesinin ardından ülkede istikrar ve güvenliğin nasıl sağlanacağıdır. Örneğin, 10 Aralık 2024’te Beyaz Saray sözcüsü John Kirby, Suriye’deki istikrarı korumanın Amerika için öncelikli olduğunu belirterek, “Suriye’nin güvenli ve istikrarlı olması, ulusal güvenliğimiz için faydalıdır” şeklinde bir açıklama yapmıştır.
Suriye’deki Güç Değişim Sürecinin Desteklenmesi
Biden hükümeti, Suriye’de güç değişiminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına dayalı, siyasi bir geçiş süreci ile gerçekleştirilmesini savunmaktadır. Bu süreçte, tüm siyasi grupların katılımı gerektiği vurgulanmıştır. Bu, özellikle 9 Aralık 2024’te Ürdün Kralı ile yapılan telefon görüşmesinde Biden tarafından tekrar dile getirilmiştir.
Dini ve Etnik Azınlıkların Hakları
Biden yönetimi, Suriye’deki dini ve etnik azınlıkların güvenliğini ve haklarını savunmayı da öncelikleri arasında saymaktadır. National Defense Forum’da 8 Aralık 2024’te yapılan bir toplantıda, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, “Geçiş süreci, Suriye’deki dini ve etnik azınlıkların güvenliği ve yaşam standartlarını koruyacak şekilde yapılmalıdır” demiştir.
IŞİD’in Yeniden Güçlenmesinin Engellenmesi
Biden yönetimi, IŞİD ve benzeri terörist grupların yeniden güç kazanmasını engellemeyi en önemli hedeflerinden biri olarak belirlemiştir. Sullivan, 8 Aralık’ta yaptığı açıklamalarda, “Esad hükümetinin düşmesi, IŞİD’in yeniden güçlenmesine yol açmamalıdır” diyerek bu durumu vurgulamıştır.
Suriye’nin Komşularının Güvenliğinin Sağlanması
Suriye’deki istikrarsızlık, ülkenin komşu ülkeleri için büyük bir tehdit oluşturabilir. Bu nedenle Amerika, bölgedeki müttefiklerinin güvenliğini korumak için aktif olarak çaba göstermektedir. Jake Sullivan, 8 Aralık’taki bir toplantıda, “İsrail, Ürdün, Irak gibi ülkelerle sıkı bir iletişim içindeyiz ve Suriye’deki gelişmelerin bu ülkelerin güvenliğini tehdit etmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullanmıştır.
Amerika’nın Suriye’deki Politikaları İçin Aldığı Önlemler
Amerika Birleşik Devletleri, Suriye’deki hedeflerine ulaşabilmek için çeşitli adımlar atmıştır. Bunlar arasında:
Arap Koalisyonu ve Grup 7 Toplantıları
Amerika’nın Suriye’deki politikalarını yönlendirme çabalarının başında, Ürdün’de Arap Koalisyonu’na katılan ülkelerle ve Grup 7 ülkeleriyle yaptığı toplantılar yer almaktadır. Bu toplantılarda Suriye’nin yeniden inşasında BM’nin rolünün artırılması, azınlıkların haklarının korunması ve terörizmle mücadele gibi başlıklar ön plana çıkmıştır.
Yeni Askeri Güçlerin Suriye’ye Gönderilmesi
Amerika, Suriye’deki askeri varlığını artırma kararı almıştır. 19 Aralık 2024’te Pentagon, Suriye’ye yaklaşık 2000 Amerikan askeri gönderildiğini duyurmuştur. Bu güçler, daha önce 900 civarında olan Amerikan askerinin sayısını önemli ölçüde artırmaktadır.
Suriye Hükümetinin Yeni Yapısının Tanınması
Başlangıçta Heyet Tahrir el-Şam ve lideri Muhammed el-Culani, Amerika tarafından terörist grup olarak kabul edilmekteydi ve onun yakalanması için 10 milyon dolarlık bir ödül konmuştu. Ancak son gelişmelerin etkisiyle, Biden yönetimi bu ödülü iptal etmiş ve Heyet Tahrir el-Şam’ın terörist gruplar listesinden çıkarılmasına yönelik tartışmalar başlamıştır. Ayrıca, Suriye’ye yönelik yaptırımların kademeli olarak kaldırılması planları gündemde yer almaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri, geçmişte Suriye’de sınırlı bir askeri varlık ve destekle bulunurken, Esad hükümetinin düşmesiyle birlikte bu ülkeye yönelik daha aktif bir politika izlemeye başlamıştır. Biden yönetiminin Suriye’ye yönelik yaklaşımının temelinde, İran’ın bölgedeki nüfuzunu engelleme, IŞİD’in yeniden güç kazanmasını önleme, İsrail ve diğer müttefiklerin güvenliğini sağlama ve bölgesel istikrarı koruma hedefleri yatmaktadır.
Ayrıca, Suriye’deki petrol kaynakları ve bu kaynakların kontrolü de Amerika’nın stratejik çıkarları arasında yer almaktadır.