Perşembe, Mart 28, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

Amerika’nın Küba’nın İçişlerine Müdahalesi

Buna örnek verilecek olursa; Miami eyaletinin  Cumhuriyetçi belediye başkanı Francis Suarez sağcı Fox News kanalına verdiği demeçte  Amerika hükümetinden  Küba’ya askeri saldırı veya Havana’ya  bombardıman seçeneğini  Küba’daki protestocuları desteklemek adına göz önünde bulundurmasını istedi. Francis Suarez şu açıklamada da bulundu: ” Bence  Washington  Havana’ya yönelik bu baskı yöntemini denemelidir. “

 Buna paralel olarak  kimi Amerika kongresi Cumhuriyetçileri de   Demokrat Joe Biden hükümetini kışkırtarak, Beyaz Saray’ı askeri seçenek dahil Küba’ya yönelik müdahale etmeye teşvik etme girişimlerine başladı.  

Bu bağlamda Senatör Ted Cruz Fox News kanalına verdiği demeçte şöyle bir açıklamada bulundu: ” Sosyalistlerin  Kongre’de  neden Küba rejimini kınamak için harekete geçmediklerini biliyor musunuz? Çünkü  Küba hükümeti  sosyalist bir diktatörlüktür. Amerikalı sosyalistler de  Küba halkının  sosyalistlerden çektiği acı ve zulmü anlatmak istemiyorlar. ” 

Bu tür Havana hükümetinin düşmanları Amerika’nın Küba’ya yönelik askeri müdahalesi için zeminin hazırlanmasını ve bu müdahale sonucu sonunda 60 yılın ardından Komünist devletin devrilmesini istiyorlar. 

Tabii ki ABD’nin Küba’ya askeri müdahalesi konusu yeni bir mesele değil ve 120 yıllık bir geçmişi vardır. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında, o zamanki Küba adasının işlerine yönelik artan ABD müdahalesi, Amerikan-İspanyol Savaşı’na yol açtı. Küba halkı için bu savaşın sonucu İspanyol bayrağını indirmesi sonra Amerikan bayrağının altına girmesi oldu. 

Amerika’nın 80 mil güneyindeki Küba’daki Amerikan doğrudan ve dolaylı hakimiyeti, 1 Ocak 1959’da Fidel Castro liderliğindeki komünist devrimle sona erdi. Ancak ABD’nin Küba’ya siyasi ve askeri müdahalesi fikri hiçbir zaman terk edilmedi.

Amerikalılar bir zamanlar şanslarını, o zamanki ABD hükümeti için büyük bir yenilgiye ve skandala yol açan Domuzlar Körfezi Operasyonu ile denediler. Birkaç yıl sonra, ABD’nin Küba topraklarında Sovyet nükleer füzelerinin konuşlandırılması dolayısı ile müdahalesi, dünyayı Üçüncü Dünya Savaşı’na bir adım daha yaklaştırdı.

O zamandan beri, ABD’nin Küba’ya doğrudan müdahale edememesinin kesinleşmesi ile bu Karayip ada ülkesine yönelik kapsamlı yaptırımların tırmanması gündeme geldi. Bu yaptırımlar, birincil ve ikincil amaç olmak üzere iki amaç izlemiştir. Birincisi, Küba komünist hükümetine Washington’un taleplerine uyması için baskı yapmak; ve eğer bu gerçekleşmezse, Küba halkının yöneticilerine karşı isyan etmesi için baskı yaratmaktı.

Tabii ki, bu iki hedefin hiçbirine ulaşılamadı. Küba yetkilileri Washington’a boyun eğmediler, Küba halkı da ülkedeki komünist hükümetin devrilmesine yol açan ayaklanmalar düzenlemedi.

Bu konu, Amerika Birleşik Devletlerinin Küba’ya askeri müdahale seçeneğini bir kez daha gündeme getirmesine yol açtı. Bu kez, ABD’deki en radikal Küba karşıtı siyasi akımların kafasında, bazı Kübalıların son protestolarını destekleme bahanesiyle bu seçeneği öne sürmek geldi.  ABD’nin Latin Amerika bölgesindeki sicili  ve yaptıkları göz önüne alındığında bu hususun gerçekleşebileceği söylenebilir. Ancak askeri müdahale fikri gerçekleşirse hem bölge hem de dünya için ciddi siyasi-güvenlik sonuçları olacaktır.

Popüler Yazılar