ABD Başkanı Joe Biden’ın yeni yönetimi beşinci ayına girerken, bu ülkeye yönelik özel bir elçisinin olmaması, ülke hakkında sık sık yapılan basın açıklamaları ve toplantılarında görüldüğü gibi Suriye politikası yavaş ilerliyor.
Bununla birlikte, Suriye’nin “sahte seçimi” tüm dünyada gündeme geldikçe ve bazı Arap ülkeleri Şam’la yeniden ilişkiler kurma yolunda ilerlerken Amerika’nın rolü de tartışmaya açılıyor.
The New Arab’da yer alan habere göre dün düzenlenen basın toplantısında konuşan bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Suriye’de bugünkü sözde cumhurbaşkanlığı seçimleri, Esad rejiminin 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararında açıklanan çerçevenin dışında bir seçim kararı alınması nedeniyle ABD tarafından kınanıyor,” dedi. 2254 sayılı karar, özgür ve adil seçimler ve ülke çapında ateşkes ile siyasi bir geçişi gerektiriyor.
Yetkili, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir heyetin Tunus, Libya ve Suriye’ye yaptığı son ziyaretlerin ardından [terör örgütü YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu] Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye Demokratik Konseyi (ENKS), Konsey üyeleri ve Rakka’dan aşiret liderleri, uluslararası koalisyon askerleri ve insani yardım çalışanları ile yaptığı toplantılar hakkında bilgi verdi.
Söz konusu yetkili, “Seçimler ne özgür ne de adil, uluslararası toplumu Esed rejiminin Suriye halkını korumadan, insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine saygı göstermeden meşruiyet talep etme girişimini reddetmeye çağırıyoruz. BM çatışmayı sona erdirmek için siyasi sürece anlamlı bir şekilde katılıyor,” dedi.
26 Mayıs Çarşamba günü yapılan Suriye cumhurbaşkanlığı seçimleri, 2011 yılında çatışmaların başlamasından bu yana ikinci seçim. 15 Mart 2011’de Suriye’de kitlesel protestoların patlak vermesi ve rejim tarafından sert baskılar uygulanmasından bu yana 500 binden fazla Suriyeli öldürüldü. Yaklaşık 6,5 milyon kişi ülke içinde yerinden edildi ve 6 milyondan fazla Suriyeli mülteci tüm dünyaya dağıldı. Suriye’deki işsizlik oranı yüzde 50 civarında ve Suriyelilerin yaklaşık yüzde 80’i şu anda yoksulluk içinde yaşıyor.
Bununla birlikte, İran’la nükleer görüşmeler ve Yemen ile görüşmelerin başlaması gibi son gelişmeler ışığında ABD, bölgede “yararlanabileceği” “yeni bir dinamik” potansiyeli görüyor.
Yine de, potansiyel olarak bu yeni dinamik bölgenin diğer bölgelerine uzanmayabilir. Basın toplantısında gazeteciler, Körfez ülkelerinin Suriye ile yeniden bağ kurduğuna dikkat çekti.
ABD’li yetkili, ülkesinin Körfez’deki müttefiklerine seslenerek, “Esed rejimiyle ilişkilerini geliştirirken yaptırımlara maruz kalma konusunda dikkatli olmaları” uyarısını yaptı. 2019 yılında çıkarılan Sezar Yasası, Suriye hükümeti ile iş yapan kuruluşlara yaptırım öngörüyor.
Yetkili, ilişkilerdeki odak noktasının “diplomatik ilişkiler kurmaktan çok hesap verebilirlik” olması gerektiğini sözlerine ekledi.
ABD’li yetkili Suudi Arabistan’ı mı hedef aldı?
ABD’li yetkilinin açıklaması Suriye rejiminden bir heyetin, 2011 yılı başlarında patlak veren Suriye devriminden bu yana krallığa ilk kez resmi ziyarette bulunmak üzere Salı günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a gitmesinden sonra geldi.
Basında çıkan haberlere göre, Suudi Arabistan İstihbarat Başkanı Halid El Humeydan da Suriye rejiminin güvenlik teşkilatlarını denetleyen Ulusal Güvenlik Dairesi Başkanı Ali Memluk ile Şam’da görüşme gerçekleştirmişti.
