Cuma, Mart 29, 2024

Son Haberler

İlgili Yazılar

ABD, Şiddet ve Radikalizmle Karşı Karşıya

Son 400 yıl içerisinde  bu topraklarda  hep toplumsal ve siyasal hareketlerin ve akımların bastırılması için  çabalar yoğun bir şekilde devam etmiştir. Yıllarca  süregelen bir şekilde,  Avrupalı göçmenler yerli ahaliyi öldürmek ve onları katletmekle meşgul olmuştur. Ardından köle olarak  Amerika’ya getirilen siyahilere yönelik aynı eylemler uygulanmıştır. Böylece sıra siyahilere gelmiştir.  

Bu sürecin devamında  beyaz göçmenler, Amerika’nın asıl vatandaşları olarak tanınmaya başlanmışlar. İşte bu kesim de  insanlık karşıtı kölecilik sisteminin başına geçmek için bir birleri ile çatışmaya başlamış ve iç savaş süreci patlak vermiştir. Bu süreçte ise yaklaşık 600 bin kişi hayatını kaybetmiştir.  Ancak bu iç savaş bile  sosyal şiddet ve siyasi radikalizme son vermemiştir. 

80 yıl boyunca   Amerika toplumu  ırkçılık yanlıları ve ırkçılığın sonlanması yanlılarının savaş alanına dönüşmüştü.  Bu kanlı çatışmalar  1650’li ve 1960’lı yıllarda doruğa ulaştı.  Bu dönemlerde polis ve güvenlik güçleri  dehşet verici bir şekilde, siyahilerin bu mücadeleleri bastırıldı. Bu ırkçılık karşıtı faaliyet gösteren siyahilerin liderlerinden Marthin Luther King gibi isimler suikastla devre dışı bırakıldı.  Medeni hukuku arayan hareketlerin  ırkçılığı azaltmanın büyük başarıları bile  Amerika toplumunu  sosyal şiddet ve siyasi radikalizmden uzaklaştıramadı. 

Amerika kongresine yapılan saldırı, hem de  kongre üyelerinin  2020 başkanlık seçimlerinin sonuçlarını onayladıkları sırada yapılan bu saldırı, Amerika toplumunun ne kadar şiddet ve radikalizme maruz kaldığı  görüldü. 

Bu olaydan önce  Amerika siyasetçilerinin gerilim dolu  son 50 yılı geri bırakmalarının ardından   o kadar tecrübeli ve mantıklı oldukları düşünülmüştü ki  ihtilaflarını oy sandıkları başında  iktidarın iki ana parti arasında ele değiştirmesi sürecinde çözebilecekleri öngörülmüştü. Ancak son yüzyıl sonlarında  ve mevcut yüzyılın başlangıcında  görülen siyasi radikalizm  siyasi gruplar ve hareketler arasında her türlü uzlaşma ve barışçıl anlaşma  imkanlarını yok etmiştir. 

Bu siyasi-ideolojik münakaşanın bir yanında  sağcı muhafazakarlar bulunmaktadır.  Bu kanat, rakibe yenilmeyi  kendi milli kimlikleri ve dini inançlarını kaybetme olarak yorumluyor.  Bu yüzden  de kendini  bu kanadın temsilcisi ve sözcüsü olarak tanıtan Amerika başkanı Donald Trump,   son nefese kadar mücadeleden söz etmektedir.  Bu mücadele  sırf Amerika başkanlık koltuğu için verilen bir mücadele değildir.  Tabii ki  rakibin bu koltuğa yaslanması halinde  Amerika’nın yabancılara satılacağı düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Onlara göre sosyalistler  ülkeyi yönetirse  siyasi, sosyal ve kültürel kaos ülkeyi saracaktır. 

Bu kanada ve harekete karşı ise  solcu Liberal akımı görülmektedir.  Bu kanat da  rakipten yenilgi alması halinde  diktatörlüğün, faşizmin, göçmen düşmanlığının ve hurafeciliğin Amerika’ya musallat olacağını düşünüyor. Bu yüzden  de  bu kanat,  karşı taraf kadar son nefese kadar mücadelede ısrarcıdır. 

Bu nedenle  Amerika toplumunun  her zamandan daha ziyade  hatta 1860’lı iç savaşlardan sonra bile daha fazla parçalandığı  söylenebilir.  Hem de Amerika’da 300 milyon adet kadar  ateşli silahın vatandaşların elinde bulunması  milislerin sokaklarda başı boş gezeceği tehlikesinin çok büyük olduğunu  gösteriyor.  

İşte bu silahlı kesimin bir kısmı  ülkedeki gergin siyasi ortama ve radikal düşüncelere uyarak Amerika kongresine saldırmıştır. Kongre temsilcileri ise bu sırada  sığınaklara ve güvenli alanlara kaçmak mecburiyetinde kalmışlardı. Bu saldırı sırasında  5 memur polisi hayatını kaybetmiş ve  öfkeli protestocular sözde milletin evini basmıştı. 

Kimileri tarafından  darbe ve kimileri tarafından da terör eylemi olarak adlandırılan bu şiddet dolu  siyasal girişim  aslında rakibin de daha sert tepkilerine yol açacağı tahmin edilmektedir.  Tabii krizin önlenmesi ve aynı ayaklanmalar ve saldırıların önünün kesilmesi için atılacak adımlar  Trump’ın daha da öfkelenmesine ya da ümitlerinin kesilmesine  yol açabilir.  Daha fazla şiddet olayları gelecekte yaşanabilir. 

Başka bir ifade ile  Amerika halihazırda  sosyal şiddet ve siyasi radikalizm olmak unsurlu kısır döngüye dahil olmuştur.  Bu kısır döngüde bir tarafın şiddeti ve radikalizmi ise diğer tarafın şiddetini ve radikal eylemlerini körüklemektedir.   Kimi Amerikalı siyasi uzmanlar ise bu fenomeni, ” iç soğuk savaş ” olarak adlandırmaktadırlar. 

Popüler Yazılar